25 Mart 2017 Cumartesi günü Emekli Jandarma Astsubay Mehmet Emin Kaya Ağabeyi ziyaret ettim. İnegöl´lü Merhum Korgeneral Hakkı Kaya hakkında bilgisine ihtiyaç duyduğum için görüştük. Eksik olmasın ihtiyacımdan fazla bilgi sahibi oldum. Köyü Tüfekçikonak hakkında da anlatımlarda bulundu.

Zaman içinde diğerlerini de siz değerli okuyucularla paylaşmayı düşünüyorum. 1922 yılı Ağustos Ayı Başkomutanlık Meydan Savaşı öncesi günlerinde Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fevzi Çakmak, Fahrettin Kerim Altay, Rauf Orbay, Albay İbrahim Çolak ve beraberlerinde 625 askeri personel olmak üzere Bozüyük üzerinden Mezit Boğazı geçit vermeyince Aksu Köyü üzerinden Mezit Köyü´ne oradan da Tüfekçikonak Köyü´ne gelmişler.

Köyün yaşlıları Mustafa Kemal ve arkadaşlarına bin kişilik kadar yemek hazırladıklarını, konaklamalarını çok arzu ettiklerini belirterek ısrarcı olurlar.

Yemek kuru fasulye, bulgur pilavı, erik hoşafıdır. Köylüler bir de dana kesmişlerdir. Başlangıçta çok ta sıcak bakmayan Mustafa Kemal sonrasında hafif sağa dönmüş ve emir subayı Salih Bozok´a “Salih askerlere tüfek çattır konaklayalım yurttaşlarımızdan kurtuluş yok” demiş.

Tüfek çatılmış konaklamışlar ve yemek yenilmiş. Mustafa Kemal o zamanki muhtar Abhaz Kökenli Kara Mehmet ve Gürcü kökenli imam Molla Emin ile sohbet eder. Soruları ile köyü ve köylüleri tanımaya çalışır.

Köyün Kafkas kökenlilerden oluştuğunu öğrenir. Köyün ismini sorar Zaza cevabını alır. O´nun üzerine “Burada tüfek çattık, konakladık, yemek yedik bundan sonra köyün ismi Tüfekçikonak olarak tescil edilsin” der.

Köyün büyüklerinin anlatımı ile olay nesilden nesile aktarılarak gelmiştir. O köyün insanlarının benim yazıya döktüğümden daha fazla ayrıntıya sahip olduğu bu hadise bize anlatan Mehmet Emin Kaya Ağabey ve orada bulunan diğer büyüklerimiz tarafından mutluluk ve gururla hatırladıkları bir olaydır.

Büyüklerinin; Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını köylerinde ve sofralarında misafir etmelerini ayrıca da Kurtuluş Savaşı koşullarında olayın köylerinde yaşanmış olmasını mutlulukla anlattılar. Ben de bu güzel anının sözlü tarihten  yazılı tarihe geçmesi gerektiğini düşünerek sizler ile paylaştım. Saygılarımla.