Antioksidan Nedir?

İnsan vücudundaki doğal süreçlerde devamlı olarak serbest radikaller meydana gelir. Bu serbest radikaller; belirli bir düzeyin üstüne çıktığında kararsız kimyasal yapıları sebebiyle sıhhatli hücrelere zarar vererek kanser, diyabet, Alzheimer, kalp hastalıkları şeklinde bir çok farklı hastalıklara yakalanma riskini artırır.

Vucuttaki serbest radikallerin artışı ile gelişen bu durum, oksidatif stres olarak da adlandırılır. Antioksidanlar ise özgür radikalleri nötralize ederek etkisiz hale getiren, öteki bir tabirle oksidatif stresi azaltan maddelerdir. Vücuttaki oksidatif stres, sigara ve alkol tüketimi, çevre kirliliği, ağır metallere maruz kalma, ışınım, sık geçirilen enfeksiyonlar, antioksidan eksikliği şeklinde durumlara bağlı olarak artabilir.

Uzun soluklu şekilde maruz kalınan yüksek oksidatif stres, hücrenin genetik materyali olan DNA’da büyük bir hasara yol açarak kanser ve kronik hastalıklara, hatta hücre ölümlerine zemin hazırlayabilir. Bununla beraber özgür radikallerin vücutta belirli pozitif yönde işlevleri de söz konusudur. Mesela bağışıklık sistemi, vücuda giren enfeksiyon ajanları ile mücadelede özgür radikalleri kullanır.

Sağlığın korunabilmesi için özgür radikaller ve antioksidanlar vücutta belirli bir denge içinde bulunmalıdır. Sadece sağlıksız ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak antioksidanlar, besinlerle beraber kafi oranda vücuda alınmadığında bu denge bozulur ve vücut, hastalıklara yatkın hale gelir. Dolayısıyla tertipli ve kafi şekilde antioksidan alımına dikkat etmek oldukça önemlidir.

Antioksidanlar

A vitamini

  • A vitamininin antioksidan özelliği, A vitamini öncüsü olarak belirli karotenoidlerden gelmektedir. Bu moleküller reaktif oksijen çeşitlerini kendi içine çekerek etkisiz bir hale getirirler. Bazı karotenoidler ve kaynaklı tabloda görülmektedir. Kaynakları içinde havuç, kayısı benzer biçimde turuncu meyveler, baklagiller yer alır.

E Vitamini

  • Antioksidan sistemi içindeki E vitamini, döngüsünde tokoferol ve tokotrienoller yer almaktadır. UV ışınlar, hava kirliliği, ışınım, sigara, lipid peroksidasyonu benzer biçimde etkisinde bırakır özgür radikallerin oluşumuna niçin olur. Bu özgür radikaller ROS (reaktif oksijen türleri) olarak isimlendirilir. Tokoferoller işte bu özgür radikallerle etkileşime girerek onların zararı olan etkilerini yok etmeye çalışırlar. E vitamininin biyolojik olarak etken ana formu olan α-tokoferol çoğu zaman insan dokularında en mühim lipid çözünür antioksidan olarak kabul edilir. Lipit peroksidasyonun etkileriyle birincil olarak savaşır. Bitkisel yağlar ve balık, kabuklu kuruyemiş gibi gıdalar doğal E vitamini kaynakları arasındadır.

C vitamini

  • Antioksidan sistemi içindeki C vitamini döngüsünde dehidro askorbik asit yer alır. Bu molekül zararı olan biyolojik ajanlarla ve reaktif oksijen çeşitleriyle etkileşime girer. Hem sulu peroksil radikalleri ile reaksiyona girerek hem de dolaylı olarak, yağda çözünen E vitamininin antioksidan özelliklerini geri kazanarak hücre içi organellerde olduğu benzer biçimde tesir izah edebilir. Ek olarak lipit olmayan nükleer malzemeye hücre içi özgür köktencilik saldırısı da azalabilir.Meyve ve sebzeler bilhassa turunçgiller C vitamini kaynaklarındandır.

Selenyum

Antioksidan ağ sistemindeki bir öteki döngüde glutatyon peroksidaz enzimi yer alır ve bu enzimin emek vermesi için selenyum gereklidir. Selenyum için hususi bir kaynak gösteremeyiz, toprak selenyumdan ne kadar zenginse besinler selenyum açısından o denli zengin olacaktır.

Antioksidan İçeren Besinler

Antioksidanlar çoğu meyve ve sebze içerisinde doğal yolla bulunmaktadır. Meyve ve sebze gibi bitkisel ürünlerin renkli yapısını içerisindeki antioksidan yapılarından kaynaklanır. Antioksidan içeren besinler nelerdir sorusu için vudunuzun gereksinimlerini doğal yolla karşılayabilecek belli başlı gıdaları şu şekilde listeliyoruz.

  • Bitter çikolata (%85 ve üstü bitter)
  • Böğürtlen, çilek, ahududu gibi renkli meyveler
  • Domates
  • Kırmızı Lahana
  • Kahve
  • Ceviz
  • Yumurta
  • Sarımsak
  • Ananas
  • Portakal ve greyfurt
  • Çeşitli deniz ürünleri
  • Yeşil çay

Bu ve benzeri doğal gıdaları tüketerek vucudunuzun antioksidan ihtiyacını önemli ölçüde karşılayabilmeniz mümkün.

Antioksidan Eksikliği

Vucuda günlük olarak gereksinim duyulandan daha az oranda antioksidan alınması günlük üretilen reaktif oksijen radikallere bağlı olarak bazı hastalıkların ortaya çıkmasına yada mevcut hastalıkların şiddetlenmesine neden olabilmektedir.

Karşılaşılan bu durumlarda özellikle enfeksiyon hastalıkları, eklem romatizması ve lupus benzer biçimde romatizmal hastalıklar, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve son olarak diyabet benzer biçimde kronik rahatsızlıklara bağlı gelişen komplikasyonların görülme sıklığı artabilir.

Bununla beraber, hasta daha öncesinde tedaviye cevap vermesine rağmen, uygulanan tedavi yönteminin etkisi de antioksidan eksikliğine bağlı olarak azaldığı gözlenebilir. Bu bakımdan, dengeli ve ölçülü beslenme alışkanlığı kazanılması, beslenme düzenine antioksidan yönünden varlıklı besinlerin dahil edilmesi ve bunun yeterli hissedilmeği durumlarda hekim kontrolünde dışarıdan takviye ürünlere başvurulması; genel vücut sağlığının korunması açısından önemlidir.

Editör: Samet Sağlam