Başkent deplasmanına giderken 3 puan için umudum oldukça yüksekti. Tabi bundaki düşüncemin nedeni şu; Menemen Belediye maçında ortaya konan istekli futbol ve kazanma arzusunun fazla olması…
Başkentte boş tribün önünde deplasman ortamı yaşamayan ama bu avantajdan da en ufak bir şekilde yararlanmak istemeyen bir takım vardı ilk yarıda sahada ama rakibin biraz istekli olmasının dışında da ortada ne futbol vardı nede heyecan.  İkinci yarı ise sahada ilk yarının aksine daha istekli, daha toplu bir takım olduk. Yardımlaşma ve kazanma arzusunun yanında iyi pas yapma adına da mücadele gücü artınca maçı kazanma noktasında daha umutlandık.
Fakat şunu söyleyelim ki, geriden, orta alandan iyi çıksakta zaten golcü konusunda problem yaşıyoruz. Yakalanan yarım yamalak pozisyonlarda cömertçe harcıyoruz. Kanatlardan geçen haftaya göre iyi çıkışlar yapamadık. Kalede Şener´in zorlanmadığı maçta mağlup olduk. Rakibin attığı golde kaptan Kemal yaklaşık 30 metre asisti yapan Cebrail ile koştu ama hamle yapamadı. Pası alan Okan önce topu düzelti sonra golü attı. Bu kadar kolay gelip gol bulan rakiplerle oynuyoruz bu sezon. Ne diyelim bu şanssızlık mı, beceriksizlik mi çözemedim doğrusu. Yoktan var olan pozisyonda sayısız gol yedik.  Maçın hakkı ise kesinlikle beraberlikti. İkinci yarı ise biraz daha biz üstündük ama sonuç puansız bir haftada daha.
Orta sahada Hacı Mustafa iyi olmayınca hemen eksikliğini hissettik. Aldığı topların hemen hemen çoğunu rakibe kaptırdı ya da pası iyi kullanamadı. Rakibin genç ve baskılı oynaması İnegölspor´un oyun kurmasına etkili oldu. Şunu haftalardır söylüyoruz, elini kolunu sallayarak kimseyi bu ligde oynatmazlar. Kullanılan köşe vuruşlarının tamamı rakip savunmadan döndü. Yine hiçbir serbest vuruş organizasyonunu değerlendiremedik. Deplasmanda oynamamıza karşın bütün bunları biz daha fazla kullandık ama sonuç gelmedi. Final paslarında hatalar yapıyoruz, bir ve ikinci bölgeden kolay çıksakta ileri uçta pas tercihi noktasında ya hata yapıyoruz yada topu biz rakibe ikram ediyoruz. Bunları çözmek şart. Birde kesinlikle tempoyu arttırmamız gerekli. Oyuncu değişlikleri ve sahaya sürülen kadroda tercih hatası yok, sadece sahaya sürülen oyuncular hala İnegölspor´un hedefini ve forma ağırlığını anlayamamışlar o kadar.
Puan tablosuna bakıldığında iç açıcı bir yerde değiliz. Alınan bu mağlubiyetle beraberde kupa maçları dahil toplam 12 maçta takımın başına çıkan İsmail Güldüren ile yollar ayrıldı. Sezon başından bu yana takımla olan ve yapılan transferlerin tamda merkezinde kalan Güldüren´i bence çok inandığı ve güvendiği futbolcular hayal kırıklığına uğrattı ama şunu da söyleyelim Osman Özdemir gittikten sonra İnegölspor´un sahadaki istek ve azminin biraz daha artığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yine hak eden taraf İnegölspor olduğu halde yenen saçma sapan goller ve kaybedilen puanlarda sanki Güldüren´in kaderi gibiydi.
Şimdi yeni bir teknik heyet gelecek ve farklı bir anlayışla yola devam edeceğiz. Fikstür dezavantajımız var, çok kritik maçlar oynayacağız. Hele ki iç sahada Tuzla maçıyla çıkış yapmak kesinlikle şart. Fakat şunu unutmayalım, İsmail Güldüren İnegöl evladı ve gelecek yada giden hocalar ile bir tutulmamalı. Son günlerde İnegöl´de bu moda ama yinede yanlışa karşı durmamız gerek. İsmail Güldüren, Süper Ligde oynarken, bu kulüple en yakın isimdi. İsimlerden biriydi demiyorum. İnegölspor İstanbul deplasmanlarda semt sahalarında oynarken, bu arkadaş Fenerbahçe formasını giyerken de bu takımın maçlarındaydı. Bir sürü isim yetiştirdik Türk futboluna. Ben Mutlu Topçu´ya da Ayhan Akman´ı bir kez dahi İnegöl´ün maçında görmedim. Diğerlerini saymıyorum bile. Herkes futbolcu olup cukkayı indirince ne İnegölspor kaldı ne İnegöllük ama İsmail Gençlerbirli´ğinde oynarken, başkent deplasmanlarımızda Konya´da oynarken de, Aksaray´a maça gelip takımın yanında olmuştu. İç sahadaki maçları ise saymaya bile gerek yok. Öyle bu fedakârlık herkesin yapacağı bir şey değil. Zaten Güldüren dışında da yapanı ben 20 yıldır görmedim, belki sonrasında çıkar.
Teknik adamlığına dönersek, futbolcularla ikili ilişkilerde sorun yaşayabilir. Sahada teknik-taktik durumlarında hataları olabilir, hatta bu iş için şuan yetersiz, daha tecrübe kazanması gerekir diyenlerde çıkacaktır. Bunada saygımız sonsuz fakat anlattıklarımdan ve gördüklerimden dolayı bence İsmail İnegölspor için sadece Teknik Direktör değil, şu an doku tutmadı, nöbet değişimi yapılmalı, onada eyvallah ama bu camia için İsmail Güldüren saygıyı sonuna kadar hak ediyor. Çünkü Güldüren İnegölspor için sadece hoca değil, yeri gelir taraftar, yeri gelir yönetici hatta kulübün bir bireyi olarak görmeliyiz. Çünkü bunu kendisi çoktan hak etti.