Bu haftaki yazımın başlangıcında  dün geçirmiş oldukları trafik kazası sonucunda  hayatını kaybeden  emekçi kadınlarımıza  Allah´tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Dünya Kadınlar günü münasebetiyle  yapılan etkinlikler kapsamında şanlı tarihimizde, ailemizde  ve toplumumuzda kadınların bir kez daha ne denli önemli olduklarının hassasiyetini yaşamaktayız.

    Peygamber efendimizin Hadis-i Şerifinde  “ Cennet annelerin ayakları altındadır”  şeklinde buyurmuştur. Toplumsal yaşam alanında  öğrencilerimize, çocuklarımıza ve gençlerimize verebileceğimiz en önemli nasihat empati kurarak gösterecekleri davranış bütünleri olmalıdır.

    Kadınları, erkek gözünden ve Dünya´sından anlatabilmek daha anlamlı ve özel olacaktır. Toplumda her erkek karşı cinsine olan yaklaşımlarında empati noktasını geliştirerek hareket etmelidir. Kendi kız kardeşine, ablasına, annesine  yapılmasını istemediği bir davranışı ve kötü sözleri karşısındaki insana söylemekten  kaçınmalı ve itina etmelidir. Unutmayalım ki sözlü veya fiili şiddete maruz kalan, olumsuz davranışları yaşamış olan o kişi de birisinin kardeşi,ablası veya eşi olabilecektir. Lütfen bu konuda biraz daha duyarlı, bilinçli ve özverili yaklaşabilirsek bu süreçte mükemmel sonuçlar elde edebiliriz.

    Hayat ve geçim şartlarının zorluğu ister istemez kadınlarımızı,  iş hayatının  içerisine sokmuştur. Bunun dışında üreten ve bilimsel araştırmalar konusunda daha ileri refah seviyesine ulaşabilecek güçlü Türkiye´nin temellerinde  mutlak olarak kadınlarımızın imzası olacaktır.
Sportif faaliyetlerden bilimsel faaliyetlere kadar bir çok arenada kadınlarımızın başarılı sonuçlarını takip edebiliyoruz. Erken yaşta almış oldukları gelenek görenek ve sorumluluklarla mutlak her eve veya aileye bir kız evlat gerekliliğini her zaman konuşur ve belirtiriz.

Toplumsal hayatın kurgusunun sosyolojik olarak  düzenlerken  aile içerisinde ve okullarımızda değerler eğitimini her geçen gün daha da güçlendirmeliyiz. Gelenek ve göreneklerinden uzaklaşan toplumlar maalesef kültürel dejenerasyona  uğrarlar.  Bu yozlaşmanın  ortadan kaldırılması için  manevi bileşenlerin hayatın her noktasında  çocuklarımıza ve gençlerimize özümsetilmesi gerekliliğini düşünmekteyim.
İleri refah seviyesini yaşayan toplumlar  geçmişini unutmayan tarihinden dersler çıkaran ve onu gelecek nesillere gururla aktaran  ülkeler olmuşlardır. Bizim şanlı tarihimiz kadınımız çoluğumuz ve çocuklarımızla büyük zaferlerle doludur. O zaman hep beraber güçlü Türkiye´nin temellerini sevgiyle saygıyla ve dayanışma içerisinde hep beraber  inşa etmeye hazırmısınız.