Bundan 12 yıl önce, 18 yaşında genç ve idealist bir delikanlı olarak hayallerim bu sayfalarda gerçekleşmişti. İlk köşe yazımı burada yazmıştım. Bu yüzden Yıldırım Gazetesinin yeri benim için her zaman ayrıdır. Bugün ise 30 yaşında iki çocuk babası idealist biri olarak yine bu sayfalardayım.

12 yılda bir çok şey değişti ancak ülkenin makus talihi hiç değişmedi. Sınırlarımızın ardındaki düşmanlar ile içimizdeki hainler birbirleriyle yarışır oldu. Bizler bugün olduğu gibi o günlerde de devletimizin ve milletimizin emrinde olduk, olmaya da devam edeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olmak bu coğrafyanın bir parçası olmak demektir. Hepimiz büyük bir tarihin mirasçısıyız. Sabah işe gidip akşam işten eve dönüp ailelerimizle vakit geçirmekten daha çok yapmamız gereken şeyler var. Kendimizi geliştirmeli, fikir sahibi olmalı, araştırmalı, hiç kimseden ve hiçbir şeyden çekinmeden yorum yapabilmeliyiz. Fikirsel anlamda risk almalıyız. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm gününü kahvehanelerde oturanlara değil, düşünen vatandaşlara ihtiyacı var. Büyük bir medeniyetin mirasçıları olduğumuzu bilmeli ve hayatımızı buna göre şekillendirmeliyiz. Sorumluluk almalı, bu sorumlulukla yaşamayı öğrenmeliyiz. Geleceğimizi emanet edeceğimiz evlatlarımızı da bu düstur ile yetiştirmeliyiz. İşimiz kolay değil, bu coğrafyada yaşamak kolay değil, Türk olmak Müslüman olmak kolay değil; Allah Aziz milletimizin yardımcısı olsun.

***
MER-PA ŞOV
Geçtiğimiz perşembe günü Mer-Pa Kapalı Pazar Yeri büyük bir coşkuyla açıldı; sanki bir önceki pazar yeri hiç yıkılmamış, büyük bir faciadan dönülmemiş gibi. Eski pazaryerinin yıkıldığı haberini alır almaz olay yerine gitmiş, sıcağı sıcağına o korkuya ortak olmuştum. Gece yaşanmış olması büyük bir faciaya engel olmuştu. Ayrıca yıkılanın yerine yapılan pazaryerine protokollü açılış yapılması da bana çok uygun gelmedi. 13 milyon maliyetli bir hatanın neyine açılış yapılır anlamıyorum. Şahsen ben yetkili biri olsam bırakın açılış yapmayı, pazaryerinin yanından geçmez, geçersem de yüzümü diğer tarafa döner geçerdim.
Umarım yetkililer bu olaydan bir ders çıkarmışlardır.

***
İNEGÖL´DE OLDUĞUNUZU NASIL ANLARSINIZ?
- Araç ile giderken yayalara, yaya olarak giderken araçlara kızıyorsanız İnegöl´desiniz demektir.
- Normal istikamette giderken ters yönden gelen araca yol vermek zorunda kalıyorsanız İnegöl´desiniz demektir.
- Yolun ortasından yaya olarak giden kişi, yol istemek için kornaya bastığınızda aracınıza dönüp baktıktan sonra kenara çekiliyorsa İnegöl´desiniz demektir.
- Toprağın altından, toprağın üstünden, dağlarından, ovalarından su  fışkırıyorken susuz kalıyorsanız İnegöl´desiniz demektir.

***
VELHASIL...
Bugünden sonra her hafta Pazartesi günü yazılarımla sizlerle olacağım. Testi kırılmadan söyleyeyim; imla hataları başta olmak üzere sürçü lisan edersek af fola...