Firak kelime manası ile ayrılma anlamına geliyor. 

Aslında her gün yaşadığımız bir olgu bu. Dünya hayatında Anne karnından başlıyor ilk firak serüvenimiz.

Doğum ile annemizle olan göbek bağımızın kesilmesi bir firak…

İlk nefesi alışımızla son nefesi alışımız arasında her nefes alışverişte yaşadığımız bir firak var aslında.

Her gün güneş ve ay ile bir firak yaşıyoruz.

Kısacası hayatın her anında bu firak serüvenindeyiz. Tabi çok farkında olmadığımız bu ayrılıklar dünya hayatında bize bahşedilen unutkanlık nimeti ile etkisi atlında tutamıyor bizi.

Düşünün dünya hayatında en yakınlarınızı gidiyorsunuz toprağın bağrına veriyorsunuz.

Belki o anda firak kelimesi bizi etkisi altına alıyor ama belli bir süre sonra buna da alışıyor insanoğlu.

Fakat öyle bir güne doğru gidiyor ki insanlık, işte orada tam manasında anlayacak ‘´firak´´ ne demekmiş diye…

En büyük ‘´firak´´ yarın mahşerde ‘´(Vemtâzûl yevme eyyuhâl mucrimûn(mucrimûne). Ey Mücrimler bu gün ayrılın siz.´´ (Yasin 59.) dendiğinde yaşayacak insan... 

İşte Yasin suresinde geçen bu ayet tecelli ettiğinde dostlarım firakın anlamını en derinden hissedeceğiz.

O gün herkes amel defterindeki hesaba göre muamele görecek.

Hani şarkılarda beşeri sevgiyi anlatan bazı satırlar vardır ya; ‘´ Bana sensiz cennet bile sürgün sayılır…´´

İşte o gün sevdiğiniz her kim var ise ya siz onlardan ya onlar sizden ayrılacak dostlar. 

Hayat içerisinde görmeden edemediklerinizle o gün ayrılacaksınız.

Sadece ayrılsak ! 

Abese suresinde Mevlamız mealen şöyle buyuruyor;

“Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, 0 gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. 0 gün her kişinin işi başından aşkındır. 0 gün bir takım yüzler ışık saçar; güleçtir, müjde almıştır. Bir takım yüzler de o gün toza toprağa bürünmüş; kapkara kesilmiştir. İşte bunlar inkarcılardır, günahkârlardır.” (Abese, 80/33-42)

Gün içerisinde hiç dikkat etmediğimiz lakin her saniye her bakış her kelamda hakka giriyoruz. 

İşte bu haklardan ötürü o gün en sevdiklerimizle firak yaşayacak hatta onlardan köşe bucak kaçacağız.

Bu ayrılışlar öyle olacak ki kardeşler, ahirette cennete gitsek bile bu sefer orada firaklar yaşayacağız.

Herkes ameline göre derecelendirecek çünkü.

Düşünüyorum da Efendimiz asv.´ın Refik-i Ala diye Rabbimize rücu edişinde İnsanoğlu dünyada ki en büyük firakı yaşamıştı.

Anam Babam sana feda olsun Ya Resulallah asv. diyen sahabeler için Efendimizin ayrılışı şuanda tahayyül bile edemeyeceğimiz bir acıydı.

Peki ya ahirette Efendimiz asv ile bu ayrılığı yaşarsak ve Yasin suresinde ki o ayet ile muhattap olursak! İşte o zaman bu dünya hayatını ziyan etmişlerden oluruz.

Biz yaşamadık diyelim ya aile efradımız onlar ne durumda ? 

Ya onlarla bu firakı yaşarsak ! 

İşte bu felaketi yaşamamak için dünya hayatımızda Allah c.c.´un emirlerine tam bir itaat ile yaşayıp aile efradımızı da yakıtı insanlar olan cehennem ateşinden korumalıyız.

Allah c.c. bizleri aile efradımızı ne bu dünyada ne de ahirette firaka uğrayanlardan eylemesin.

Selam ve dua ile…