Sol cenahın çokça kullandığı devrim kavramı öyle bir laçka hale geldi ki iki twit atan devrim falan yaptığını sanıyor. İslamcı cenahın ise inkilab olarak adlandırdığı bir altüst oluş, değişim, daha iyiye yönelik, belirleyici bir değişim, gidişatı lehine çevirmek durumu ile ağza alınan bir eylem biçimi olarak kullanılmış daha çok. Ne Che tarzı devrim, ne Humeyni tarzı inkilab bugünkü sol ve islamcı cenahın anladığı bir altüst oluşu,  bir durumu lehine çevirmeyi yansıtmıyor.  Resulullah´ın inkilabı ise bambaşka bir eylem tarzıydı. O önce kalplere seslendi. Allah´tan aldığı vahiyi bir yansıtıcı gibi her söz ve eylemiyle Hak´kı Tebliğ ile başlayan bir nebevi metodu tercih etti. Evet en büyük inkılab kalpte yapılan inkılabtı. Mesela şirk içindeyken, putperestliği terk edip; tevhid ehli olmak, yalnız ehad olan, tek  olan Allah´ın otoritesini kabul etmek gibi. Mekkeli müşriklerden ilk istediği buydu. Tek olan Allah´a iman etmek.  

İnkilablar bununla sınırlı kalmamıştı. Namazsızlığı terk edip; namaza başlamak gibi, yalan konuşmayı terk edip; doğru sözlü olmak gibi, komşu ve akrabayla didişmeyi, küslüğü, dargınlığı terk edip iyi geçinmek gibi önce insanın kalbinde ve sonra eyleminde başlayan bir devrimi/inkilabı telkin etti. Bu uğurda didindi. Bunları yapmak için önce kalpte bir inkılab yapmak gerekirdi ve sahabeler Resulullah´ın emri ilahiden aldığı düsturlarla, aşkın bir itki ile bu inkilabı gerçekleştirerek sonraki ömürlerini geçirdiler. 

Kalp = inkılab aynı kökten türemiş kelimelerdir.. Kur´an-ı Kerim´de 130 civarında yerde tekil ve çoğul (kulûb) halde geçen kalp, bir mastar olarak, Arapçada “bir şeyi bir yönden öteki yöne çevirmek” (Râgıb) anla­mını taşır. Türkçedeki kalbetmek (bir halden bir başka hale çevirmek), inkılab (bir halden bir başka hale geçiş veya geçirme) bu köktendir. 

Yani devrim/inkılab söylemlerinin ve iddialarının çok sık tekrarlandığı, su gibi tüketildiği günümüzde kalpte devrim/inkılab yapılmadan, toplumsal dönüşüme namzet sosyal, kültürel ve iktisadi bir devrim/inkilab´ın yapılamayacağı çok açıktır. Devrime önce kendi kalbimizden başlamalıyız... Kalpleri evirip çeviren Allah bizim kalplerimizi de Hak´ka devirsin/inkılab etsin inşaallah...

KURBAN´A DAİR..

Kurban bayramına bir kaç gün kala önemine binaen Allah´ın Kur´an´da emrettiği ”Rabbin için namaz kıl, kurban kes.” (Kur´an Meali; Kevser, 108/72) “Biz her toplum için, Allah´ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine Allah´ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık, ilahınız bir tek ilahtır. Artık O´na teslim olun.(Ey Muhammed!) O ihlaslı ve tevazu sahibi müminleri müjdele.” (Kur´an Meali; Hac,22/34) ayetleri ile Resulullah (sav)´ın hadislerinde geçen şu hadisi hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum; “Âdemoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olmaz. Şüphesiz ki kesilen kurban kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnakları ile gelir. Hiç şüphe yok ki kesilen kurban, kanı yere akmadan önce Allah katında kabul görür. Öyleyse gönüllerinizi kurban ile hoş ediniz.” (Hadis-i Şerif; Tirmizî, Edâhî 1, IV,83; İbn Mâce, Edâhi 3,II,1045)