Son derbi maçı çekişmeli geçti. Çekişme derken sosyal medyada ve sokakta çekişmeli geçti. Ben maçı izlemedim o yüzden sahada nasıl geçtiğini bilmiyorum. Herkes bir kaç gündür derbi ile yatıp derbi ile kalkıyor. Fenerbahçe Galasaray´ı 2-0 gibi makul bir skorla yendi. Makul diyorum Galatsaray Fenerbahçe´nin sahasında 6 golü birden görmüş bir takım. Elbette 2-0 makul olacak. Ki eski bir taraftarı olarak üzülerek burada bir kez daha tekrar ediyorum. Eski diyorum artık futbolla ilgilenmiyorum çok şükür. Yoksa önceki gece benim için sabah olmazdı herhalde.

Tabi arada, 1 gün içinde 290 küsur sivil Rus bombalarıyla Halep´te katledildi. Önemli(!) gündemimiz olduğu için kaçırdık. Kimin umurunda ki zaten !?
Futbolun bir afyon olduğu konusu eskiden beri kimilerince iddia edilmiş bir meseledir. Kimisi fazla abartılı bulur bunu kimisi ise haklı.

Bana sorarsanız kısmen haklı kısmen abartılı. Neden? Futbol dediğimizde hangisini kastettiğimiz önemli. Futbol dediğimizde karşımıza iki farklı fotoğraf çıkıyor. Biri, eskiden çayır, arsa ve sokakta kale niyetine iki taş dikerek oynadığımız, şimdi ise halı sahalarda bu adeti/sporu devam ettiregeldiğimiz masum, dostluk ve muhabbet aşılayan, arkadaşlık bağlarını güçlendiren aktivite olarak karşımızda dururken bu yönüyle bakarsak abartılı; diğeri bahis ve kumar ile teşvik edilerek, milyar dolarların konuşulduğu transfer ücretleri ve fanatizmin, holiganizmin uğruna ölüm ve yaralanmalara kadar götürdüğü, medya baronlarının iştihanı kabartan milyar dolarlık canlı yayın ihaleleri ile futbol takımlarını ve medya güçlerini semirtip milyonlarca insanın cebindeki delikli kuruşa bile göz diken bir futbol piyasası, bir büyük sektör, bir azgın güruh olarak karşımızda dikilmekte.

Cins dergisinde ilginç bir araştırma okudum. Makaleyi kaleme alan Şahkurt Emirdağlı futbolun o kirli yüzüne ışık tutmuş ve şöyle bilgiler vermiş bize;

“Premier League´in naklen yayın haklarının 6 milyon paunda* yakın bir bedelle satıldığını düşünürsek, önce futbolu icat ettiler, sonra ardından hemen endüstriyel futbolu, özdeyişinin anlamına vakıf olabilirz.

Yahudi sermayesinin M.United´i, Arap sermayesinin M.City´i ve Rus sermayesinin de Chelsea´yi domine ettiği Premier League´in uzunca bir süredir çok uluslu bir açık pazar işlevi gördüğünü söylemek mümkün.

1992 yılında klasik İngiltere 1. futbol ligi feshedilerek yerine ortak akılla ikame edilmiş bu açık pazarın bu yıl ki kazananı küresel köyümüzün yeni oyuncularından Uzakdoğu sermayesi oldu. Taylandlı bir para babasının yatırımıyla taçlanan hikayenin adı; Leicester City.”

Şimdi bu detaylara kadar indiğimizde günümüz futbol dünyasının spordan daha fazla şey olduğunu ve insanları hem dünya gerçeklerinden kopardığı hem de insanların böyle büyük bir endüstriye alet edildiklerini anlamak zor olmasa gerek. Bu yönüyle elbette diyoruz ki “Futbol afyondur”

*İngiltere Premier Lig´de gelecek 3 sezon için yayın hakları Sky Sports ve BT Sport kanallarına satıldı.

Bu kuruluşların, 2016 ile 2019 yılları arasında Premier Lig´in yayın hakları için ödeyeceği para tam 5 milyar 136 milyon Pound olarak bildirildi. (gazeteler)