İnegöl Rehber Eğiti


İnegöl Rehber Eğitim ve Kültür Derneği (Rehber-Der) tarafından, önceki akşam “Çocuklarımıza Allah'ı Nasıl Anlatırız” konulu konferans düzenlendi.

Önceki akşam saat 20.00'de Belediye Kültür Sarayı sinema salonunda düzenlenen konferansa, Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Muhtarlar Birliği Dernekleri Federasyonu Başkanı Bekir Kahyaoğlu, AK Parti Belediye Meclis Üyesi Nedim Bayram, İlçe Müftüsü Hasan Çınar, Rehber-Der Başkanı Metin Tahirler ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Hafız İshak Danış'ın Kuran tilavetiyle başlayan programın açış konuşmasını yapan Rehber-Der Başkanı Metin Tahirler, Peygamberi bir metot olan insanı düzelt ki, dünya düzelsin düşüncesiyle hareket ettiklerini belirterek, "Bizler bir yıl önce derneğimizi kurarken, insana yatırım yapmayı düşündük. İnsana yatırım yapan ülkeler her zaman müreffeh olmuşlardır. Derneğimiz bünyesinde geçen yaz 45 günlük bir yaz kursu düzenledik. Bu kursta gençlerimiz bir takım dersler aldılar. Kültürparkı içerisinde bulunan Amfi Tiyatroda 2 bin kişiye karşı bir program yaptılar. Hafta sonları öğrencilerimize özel dersler verdik. Etüt çalışmaları yaptık. Okuma-Anlama üzerine eğitimler yaptık. Derneğimiz bünyesindeki çalışmalar insana yatırım çalışmalarıdır. Geçtiğimiz hafta Belediye Başkanımızı ziyaret ettiğimizde kendisiyle bu konuyu paylaştık. Hafta içi sabah saat 07.30'da Okullar Bölgesine bir bakınız. Orada bir öğrenci akını göreceksiniz. Binlerce öğrenci okullarına gidiyor. Sizler de bu gençlerin istikbali ne olacak diye düşünüyorsunuzdur. Bu gençlerimize sahip çıkmak ve onların ufuklarını açmak hepimizin vazifesidir ve görevidir" dedi.

Çocuklarına namaz kılmalarını söylediklerini ama bir türlü kıldıramadıklarını söyleyen anne ve babaların kendilerine serzenişte bulunduklarını belirten İlçe Müftüsü Hasan Çınar ise, "Artık 10-15 defa namaz kıl diye söylediğin halde kılmıyorsa, artık bir şey deme. Sen artık sus. Çünkü, senin ve benim söyleyecek bir şeyimiz kalmadı. Artık ileri gidersek o çocuk bizlere dönüp der ki, 'Anne ve baba benim yaşımdayken siz bunları yapıyor muydunuz ki, bunu benden istiyorsunuz?' O zaman yapacağımız tek şey kalıyor. Hem eşref vaktinde hem de seher vaktinde duasını yapacağız. Ellerimizi açıp ‘çocuklarıma bu duyguyu ver ya rabbi’ diyeceğiz. Bir de evlerdeki, salonlardaki bu tür sohbetlere çocuklarımızı götürmeliyiz" diye konuştu.

Bu ve benzeri konferansların devam etmesi gerektiğini ifade eden Belediye Başkanı Alinur Aktaş yaptığı kısa konuşmasında, "Rehber-Der gibi derneklerde çocuklarımızın yer alması gerekiyor. Şimdi çocuklar çok zeki. Çünkü, teknoloji çok yoğun bir şekilde yaşanıyor. Tam bir iletişim çağı. Çocuklar, şuan çoğu şeyi erken öğreniyorlar. Bu zekilik ve bu yetenekler olumlu yönlerde kullanılırsa, inanın ki bizleri çok güzel bir gelecek bekliyor. Ama bu zekilik ve yetenekler birilerinin ellerine teslim edilip, ‘saldım çayıra, Mevlam kayıra’ mantığıyla hareket edilirse geleceğimiz çok karanlık" dedi.

'Çocuklarımıza Allah'ı Nasıl Anlatırız' konulu panelin konuşmacısı Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay ise, okullarda verilen din eğitiminin geç kalmış bir eğitim olduğunu belirterek, "Neden ailede din eğitimi? Çünkü, okullarda verilen din eğitimi geç kalmış bir eğitimdir. Ailenin, çocuğun din eğitiminde birinci derecede sorumluluk taşıdığı, Kur’ân-ı Kerim ayetleri ve Hz. Muhammed’in hadisleriyle bildirilmiştir. Tahrim suresi 6. ayetinde ‘Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyunuz.’ Buyuruluyor. Peygamberimiz ise, ‘Çocuğa güzel bir isim verilmesi ve güzelce terbiye edilmesi, onun anne babası üzerindeki haklarından biridir’ buyurmuştur. Yapılan araştırmalara göre, çocuğun karakterinin 2/3’ü ailesi içinde geçirdiği zaman dilimi olan 2-6 yaşları arasında teşekkül eder. İmam Gazâli, “Çocuk, ana babasının yanında emanettir. Tamamen boş ve her türlü nakşa müsait. Kalbi ise, adeta bir cevher gibidir. O, meylettirildiği her şeyi almaya da kabiliyetlidir. Eğer çocuk iyiliklere yöneltilirse, iyilikler üzere büyür, dünyada ve ahrette mutlu olur” buyurmuştur. Çocuklarınıza ilk dinî bilgileri ailede vermeye başlayın. Eğitim anne dizinde başlar. Her söylenen sözcük, çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır. Dinî prensiplerin yaşandığı ailelerde Allah inancı daha erken gelişmeye başlar. Çocuklarınızın konuşma çağını önemseyin. Peygamberimiz, ‘Her çocuk fıtrat üzere doğar ve bu hali konuşma çağına kadar sürer. Sonra, ebeveyni onu Yahudi, Hıristiyan veya Mecusi yapar. Eğer anne babası Müslüman iseler, çocuk da Müslüman olur’ buyurmuştur. Fıtrat üzere doğmak, her çocuğun, kendisini yaratan bir yaratıcının varlığını kabul edecek şekilde manevi ve ruhsal yapıya sahip biri olarak dünyaya gelmesi demektir. Hz. Muhammed ‘Çocuklarınıza ilk öğrettiğiniz söz, Lâ ilâhe illallah kelimesi olsun’ buyurmuştur. Çocuklara, Bismillah, Elhamdülillah, Allahu Ekber, La ilahe illallah gibi kelimeler öğretilmelidir. Çocuğunuza önce Allah’ı sevdirmeye çalışın. Çocukların tertemiz kalplerine ve berrak zihinlerine öncelikle ‘Allah sevgisi’ doldurulmalıdır. Çocuklar her istediğini Allah’tan isteyecek şekilde O’nun sevgisiyle dolu olmalıdır. Çocuklara cennetten ve cennette Allah’ın onlara vereceği nimetlerden sık sık bahsedilmelidir. Allah korkusunu bir koz olarak kullanmayın. Çocuklar doğdukları zaman beraberlerinde içgüdüsel olarak bazı korkuları getirirler. Bunlar, karanlık gök gürültüsü, şimşek, yüksekten düşmek, yırtıcı hayvanlar, böceklerdir. Ancak onlar dünyaya gelirken 'Allah Korkusu' gibi bir duyguya sahip değillerdir. O halde, anne babalar, çocukta tabii olarak var olan bu korku duygusunu Allah korkusu haline dönüştürmemeli ve bu duyguyu küçük çocuklarda bir koz olarak kullanmamalıdır. Anne babaların, çocuğun hatalı bir hareketini gördükleri zaman onu ‘Allah seni cehennemde yakar, gözünü kör eder, taş yapar’ gibi ifadelerle vazgeçirmeye çalışmaları, çocuğun ruh sağlığı ve gelecek hayatı açısından son derece zararlıdır. Çocuğunuzun Allah ile ilgili sorularını hoşgörüyle karşılayın. Peygamberimiz, 'Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.' buyurmuştur. Din eğitimi esnasında çocuk bazen ilginç ve anlamsız, bazen de dini açıdan uygun olmayan sorular sorabilir. Sözgelimi, Allah bu ağaç kadar mı büyük? Allah ne renk? Allah gökyüzünde mi? Allah bizi nasıl görüyor? O’nun gözleri çok mu büyük? Bu durumda şu hadis hatırlanmalıdır. ‘Üç kişinin dinî açıdan sorumluluğu yoktur; Buluğa ermeyen çocuk. Aklını kaybeden kişi. Uyuyan kimse.’ Yine, büyüklerin bile, zaman zaman yapmaktan kaçınamadıkları küçük hatalar ve kusurlar, çocuklar tarafından işlendiğinde, bunlar birer günah olarak telkin edilmemelidir. Çocuğunuzun gönlüne hitap edin. Hz. Muhammed, ‘İnsanlara anlayabilecekleri şekilde konuşunuz’ buyurmuştur. Çocukların dünyasını keşfedebilmek için en büyük yardımcımız sevgi, şefkat ve ilgi olmalıdır. Kur’ân-ı Kerim’de babanın oğluna hitap tarzının sevgi ve şefkat ifadesi olan 'yavrucuğum, oğulcuğum' şeklinde olduğu görülür. Çocuklara, yaşlarına uygun olarak, Peygamberimizin ve diğer Peygamberlerin hayatından yaşanmış hatıralar okunmalıdır. Çocuklara, bazı şiirler ve ilahi sözleri ezberletilmeli ve bunlar zaman zaman onlara okutulmalıdır. Çocuklara uygun çizgi filmler seyrettirilerek, onların ideal şahsiyetleri tanımasına imkân sağlanmalıdır. Çocuklara, yaşlarına uygun olarak, bazı dualar ezberletilmeli ve bunlar belirli zamanlarda okutulmalıdır. Yatmadan önce mutlaka dua etmeleri telkin edilmelidir. Zaman zaman camilere ve türbelere götürülmelidir" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim