İnegöl Belediyesi il

İnegöl Belediyesi ile İnegöl Rehber Eğitim ve Kültür Derneği (REHBERDER) işbirliğinde, önceki akşam Sani Konukoğlu Konferans salonunda ‘Hz. Muhammed’i Sevmek İçin Tanımak Lazım’ konulu konferans düzenledi. Saat 19.30'da düzenlenen ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği konferans, İmam Hatip Lisesi Matematik Öğretmeni Hafız Celalettin Genç’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Konferansın açış konuşmasını yapan REHBERDER Başkanı Metin Tahirler, "İnsanlığı ileriye götüren hep bir kişi olmuştur. Vatandaşa yer altı, yol ve su hizmetleri verilir bunlar hizmettir. Fakat insana yönelik en büyük hizmet ve yatırım, eğitime yapılan yatırımdır. Bizler sivil toplum kuruluşu olarak hocalarımızı İnegöl’e getiriyoruz. Hocalarımızdan manevi destek alıyor ve Kur’an dersleri dinliyoruz. Bu konuda Belediyemiz de bize destek veriyor. Her ay ‘Tefekkür Seminerleri’ adı altında düzenlediğimiz  bu programlarımızdan herkes istifade ediyor. Programlarımız, İmani ve Kur’an’i içeriklidir" dedi.

Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, yaptığı kısa konuşmada, topluma önder ve rehber olacak insanların ortaya çıkması için bu ve benzeri faaliyetlerin önemli olduğunu belirtti.

Hz. Muhammed’in en büyük mucizesinin Kur’an olduğunu dile getiren konferansın konuşmacısı Araştırmacı-Yazar Cemal Erşen, "Kur’an'dan sonra en büyük mucizesi zatıdır. Ahlaken insanların en üstünüdür. Bütün güzel huylar onda mevcuttur. Getirdiği İslam dini insanları ve toplumu terbiye eder. İmanı, ibadeti, takvası ile bütün dünyaya meydan okudu. İbadet ve duada ona yetişilemez ve takvada en ileridedir" dedi. 

Hz. Muhammed’in mucizelerinden de söz eden Erşen, "Peygamberimiz, bin mucize göstermiştir. Her neviden mucizesi vardır. Gökteki ayı ortadan ikiye ayırması, bir avuç toprakla düşmanları bozguna uğratması, parmaklarından su fışkırması, kuru direğin ağlaması, ağaçların konuşması, hayvanların konuşması, hastaların şifa bulması, yaralıların aniden iyileşmesi, dualarının derhal kabulü, ölülerin dirilmesi ve meleklerin O’na muhafızlık yapması. Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed Efendimize çokça salâtı selâm getirebilmek için O’nu çok sevmek gerekir. Zira insan sevdiğini dilinden düşürmez. O’nu her fırsatta anar. Resulullah’ı anıp yad etmenin de özel bir usulü vardır. Adı zikredilince, ‘Sallallahu Aleyhi Vesellem’  yada ‘Allahümme Salli Alâ Muhammedin ve Ala Ali Muhammed’ demektir. Peygamber Efendimize salât ve selam getirmenin önemini, imkânlarımız elverdiği oranda aktarmaya çalıştık, ancak şunu da unutmamak lazım ki, O’nun adı anıldığı takdirde duyup da salavat getirilmediği takdirde de Yüce Resul’ün incitildiği hatırlardan çıkartılmaması gerekmektedir. Cuma günü Peygamber Efendimize salatı selam getirmek en faziletli olanıdır. Ancak diğer zaman ve mekânlarda da O’na salavat getirilir. Genel olarak diyebiliriz ki, salavat getirmek için illa özel bir mekana ve özel bir zamana ihtiyaç yoktur. Her fırsatta Muhammedsiz din olmayacağını ispat etmek için çaba ortaya koymamız, O’nun sevgisini gönüllerde hakim kılmamız, inancımız açısından büyük bir önem arz etmektedir" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim