Doğayı ve Çevreyi Ko


Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) tarafından, Çernobil faciasının yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantıda, Nükleer enerji üretiminde kaza riskinin hiçbir zaman sıfır olmadığı, nükleer tesislerdeki risklerin, yaşamı tehdit eder duruma gelmesinin önlenemediği ileri sürüldü.

Toplantıda konuşan DOĞADER Başkanı Mehmet Güner, Nükleer enerjide riskin, gün geçtikçe artığını önemle vurgulayarak, “Biz bunları söylerken, nükleer santral sektörü, geliştirdiğini öne sürdüğü ‘yeni teknolojilerle nükleer santrallerde riskin artık kalmadığı’ yalanını ısrarla tekrar ediyordu. Japonya'daki 9 büyüklüğünde deprem ve ardından yaşanan tsunami sonucu, Fukuşima Nükleer Santrali'ndeki 6 nükleer reaktörün tümünün denetimden çıkması, sınır değerlerin çok üzerindeki radyasyonun çevreye yayılması, biz yaşam savunucularının haklılığını bir kez daha kanıtlamıştır.

Japonya'dan dünyaya yayılan nükleer tehdit sürerken, Başbakan Tayip Erdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün açıklamalar yaparak, planladıkları nükleer santrallerden vazgeçmeyeceklerini belirttiler. Japonya nükleer kirlilikle boğuşurken, Başbakan Erdoğan Mersin Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer santralin ihalesiz verildiği Rusya ile el sıkışıyor, nükleerdeki kararlılığını vurgulayarak, Rusya'dan ek güvenlik önlemleri istiyordu. ‘Kelin ilacı olsa başına sürerdi’, Nükleer santrallerde hiçbir zaman sıfır olmayan güvenlik riskini, Başbakana verilen sözler sıfıra düşürecek midir? Enerji Bakanı Taner Yıldız, bundan üç ay önce 25 Aralık 2010'da Japonya'ya yaptığı ziyarette, nükleer sızıntı yaşayan Fukuşima Nükleer Santralinin sahibi TEPCO şirketi ile Sinop'ta Nükleer Santral Kurulması için ön anlaşmaya imza attı. Japon Nükleer Santrallerine güvendiğini belirten Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın güvendiği Japonya, bugün radyasyonun pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. Bakan Yıldız, Japonya nükleer felaketi yaşanırken, nükleer kirliliğin sahibi TEPCO ile imzaladığı anlaşmanın nihai aşamaya geldiğini açıklamaktan çekinmiyordu. Fukuşima Nükleer Santrali her türlü depreme dayanıklı olarak inşa edilmişti. Ülkemizde yaşanan doğal afetlerin % 61’i deprem kökenlidir. Ülke topraklarının %42'si 1. derece, %24'ü 2. derece, %18'i 3. derece deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Nükleer santral yapılması düşünülen Mersin Akkuyu'nun 25 kilometre uzağından Ecemiş Fayı geçmektedir. Ecemiş Fayının 6-7 büyüklüğünde deprem birikimi oluşturacak suskun tarihsel aktif bir fay olduğu bilinmektedir. Akkuyu'ya yapılacak nükleer santral, 35 yıl önce 1976 yılında verilen bir yer lisansına dayandırılarak, inşa edilmesi planlanmıştır. Bölgede son 35 yılda oluşan topoğrafik, jeolojik, jeoteknik, hidrolojik, sismolojik ve meteorolojik ellikler dikkate alınmamıştır. Yalnızca bu nedenlerle bile nükleer santralin ne kadar büyük  bir faciaya davetiye  çıkaracağını gözler önüne sermektedir. Sinop'ta kurulması  planlanan  nükleer santral için depremsellik aynı derecede önemlidir” dedi.

Dünyanın vazgeçtiği nükleer santrallerin Türkiye’nin başına bela edileceğine vurgu yapan Mehmet Güner, “Bize ‘Enerji ihtiyacımız var’ diyorlar. Biz AK Parti yetkililerini bir kez daha uyarıyoruz. Bizim halk olarak daha fazla enerjiye ihtiyacımız yok. AK Parti diğer konularda olduğu gibi yine aymazlık içindedir. Bu ülkenin geleceği için nükleer enerjiden vazgeçin” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim