HALK SADECE BU DURUMA ALET EDİLMEKTEDİR

Cumhurbaşkanını halkın seçmesi görüşünün, Milli Görüş'ün patentinde olan bir hedef olduğunu belirten  Başkan Ertan Sütçü, “Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi çok önemli gördüğümüz bir husus hakkında bu basın açıklamasını yapmak durumunda kalmaktayız. Öncelikle bilinmesi istenmeyen bir gerçeği burada tekrar açıklama ihtiyacı hissediyoruz. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi görüşü, Milli Görüş'ün patentinde olan bir hedeftir. Ancak üzülerek görüyoruz ki, bu hedefimiz yine tam anlamıyla gerçekleşmemiştir. Bugün, son seçimlerde 680 bin vatandaşın oyunu alan, köklü ve ilkeli bir parti olarak kanunen bir Cumhurbaşkanı adayı çıkaramamamızın maalesef demokrasi ile bağdaşan bir tarafı olamaz. Herkes iyi bilmelidir ki, bu seçim, seçilmişlerin seçimidir. Halk sadece bu duruma alet edilmektedir. Halbuki bizim arzumuz oydu ki, en azından 200 bin veya 500 bin veyahut da makul düzeyde belirlenebilecek sayıdaki vatandaşımız yasal mercilere yapacakları imzalı başvuru ile de aday gösterme imkanına sahip olsunlar. Böylelikle Milli Görüş hareketinin tek temsilcisi olarak biz de adayımız ile sahaya çıkabilirdik. Neticede bunların hiçbiri olmadı. Bu milletin önüne 3 tane seçenek koyuldu. Bu 3 aday her konuşmasında, hitap ettikleri kitlelere tabir caizse ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar. Bizler Saadet Partisi olarak, 3 adayla da görüştük. Ancak en başından beri ifade ettiğimiz gibi, ilkelerimiz doğrultusunda hareket edebilecek veya ortak paydada buluşabileceğimiz bir aday bulamadık. Dolayısıyla Saadet Partisi olarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kamalak kararımızı açıkladı ve bu seçimlerde sandığa gideceğimizi ancak hiçbir adaya oy vermeyeceğimizi ifade ederek, halkımızın önüne dördüncü seçeneği koymuş olduk. Ancak söz konusu karar birilerini rahatsız etmiş olacak ki, özellikle iktidar yanlısı medyada Milli Görüş tabanına karşı bir psikolojik operasyon başlatılmıştır. Gelinen noktada hiç bir resmi beyanat bulunmamasına rağmen, bazı gazeteler yaptıkları haberde, ‘Saadet Partisi tabanı da büyük ölçüde Erdoğan'a destek olacak’ gibi çirkin ve basın ahlakına sığmayan tutumlar içerisinde bulunmaktadırlar. Şunu açıkça belirtmek isteriz ki, yapılan bu bilinçli ve çirkin operasyonun hedefi, aslında Saadet Partililer değildir. Hedef, AK Parti'ye destek veren ancak vicdanen de rahatsız olan ve bir gözü Milli Görüş hareketinin tutumlarında olan AK Partinin kendi tabanıdır. AK Parti medyası ve yan kuruluşları bu kitlenin kendilerinden kaymasını önlemek ve bunları bir nebze de olsa vicdanen rahatlatmak için böyle bir çirkin kampanya başlatmışlardır. Sözde demokrasiden, adaletten dem vuran AK Parti zihniyeti, Milli Görüşçülere adeta bir mahalle baskısı yapmaktadır” diye konuştu.

BİZİM MESELEMİZ ZİHNİYET VE ÇİZGİ MESELESİDİR

Saadet Partisi tabanının AK Parti adayına oy vereceği haberini yayanlara tepki gösteren Sütçü, “Buradan tekrar ifade etmek isteriz ki, birilerinin kalkıp da ‘Erdoğan'a oy vermezseniz, rahmetli Hocanın kemiklerini sızlatırsınız’ sözünü söylemesi veya bazı kesimlere söyletmesi apaçık bir alçaklıktır. Rahmetli Erbakan Hocamızın sağlığında ciğerini sızlatanların böyle bir cümle kurulmasının, tabanımıza yönelik böyle bir girişimde bulunulmasının vicdanen de ahlaken de savunulacak bir tarafı olamaz. Rahmetli Erbakan Hocamız hiçbir zaman AK Partinin ne o günkü durumuna ne de geleceğine ilişkin olumlu bir açıklama yapmamıştır. ‘Beni AK Partinin günahlarına ortak etmeyin’ diyen, bütün ömrünü batıl ile mücadele ederek geçiren rahmetli Hocamızın son 10 senesi de bu mücadeleye dahildir. Bizlerin şahıslarla bir problemi yoktur. Bizim meselemiz zihniyet ve çizgi meselesidir. Şimdi bizleri Erdoğan'a destek olmamakla suçlayanlara soruyoruz; yolun başında iken sizleri, bu ABD ve AB ile işbirliği olmaz diye uyarmadık mı? Bu Yahudi lobisinden cesaret madalyası alırken, Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl’in mezarının başında saygı duruşunda dururken, Türkiye tarihinde ilk defa bir İsrail Başbakanını, Şimon Perez’i mecliste konuşturup alkışlattırırken biz sizi uyarmadık mı? Davos’ta ‘One Minute’ deyip arkasından İsrail'in OECD üyeliğini veto etmediğiniz zaman sizi uyarmadık mı? Kürecik'e NATO radar üssü kurarken sizi uyarmadık mı? Şu an Gazze'de yaşananları hararetli şekilde sadece sözle kınayan sayın Başbakanımız, İsrail'in bu saldırı için cesareti Suriye'deki iç karışıklıktan aldığını biliyor mudur acaba? Suriye politikası konusunda biz sizi uyarmadık mı? Sizi en başından beri geminizin rotası yanlış, geri dönün diye uyarmadık mı? Şimdi gelinen noktada diyorsunuz ki, ‘Efendim biz safmışız, aldanmışız, yanlış yapmışız’. 12 seneden beri yanılan veya yanılacak kadar saf olduğunu itiraf eden bir zihniyete onay vermemizi mi istiyorsunuz? Zaten sayın Ekmeleddin İhsanoğlu için çatı aday olmadığını, sadece birkaç partinin birlikte belirlediği aday olduğunu bildirmiştir. Yine Sayın İhsanoğlu’nun muhalefet partileri tarafından tespit edilme süreci de çok manidardır. Sayın İhsanoğlu gerek İslam Konferansı Örgütünün başına, gerekse İslam İşbirliği Teşkilatının başına zaten şu anda rakipmiş gibi görünen Erdoğan tarafından atanmıştır. Dolayısıyla Sayın İhsanoğlu’na da akademik kimliği bakımından saygı duymakla beraber, dünya meselelerine bakış açısı bakımından Cumhurbaşkanlığı gibi bir makama layık olmadığını düşünüyoruz. Diğer bir aday Selahattin Demirtaş ile ilgili zaten söylenecek fazla bir söz yoktur. Kökeni ırkçılık üzerine kurulu bir platformdan çıkacak kişi, ne kadar güzel sözler söylese de, sempatik tavırlar içine girse de akıbeti bellidir” dedi.

HALKIN ÖZÜNÜ TEMSİL ETMEYEN BU ADAYLARA OY VERMEYECEĞİZ

Cumhurbaşkanı adayları arasındaki İstiklal Marşı polemiğine de değinen Sütçü, “İstiklal Marşı’nı biliyordu, bilmiyordu. Sanki Cumhurbaşkanı adayı değil de müsamere çocukları gibiler. Sanki Cumhurbaşkanı yarışı değil de şiir okuma yarışı yapılıyor. Elbette İstiklal Marşı’nı bilmek önemlidir ama ondan çok daha önemli olan İstiklal Marşı’nın mısralarını değil ruhunu bilmektir. O ruhun manasına uygun şahsiyetli bir duruş ortaya koyabilmektir. Merhum Akif 1913 yılında şu beyti yazmıştır; ‘İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, işte Irak’ı da taksim ediyorlar şimdi. Batı hayli zamandır size diş biliyor, önce bölüp parçalamak, sonra yutmak diliyor’. Bu günkü 3 Cumhurbaşkanı adaylarından hiçbiri bu sözleri bilmez. Çünkü bilseler böyle kuru gürültülerle, ucuz polemiklerle milletin zamanını çalmazlar. Bizler Milli Görüş'ün tek temsilcisi Saadet Partililer olarak dün ne demiş isek, bugün arkasında durmaya devam ediyoruz. Elhamdülillah ne 10 sene ne 40 sene, hiçbir zaman aldananlardan veya aldatanlardan olmadık. Bu sebeple bugün yine bir tarihi uyarı yapıyoruz. Zihniyet ve çözüm odaklı baktığımızda bu 3 adayın hiçbiri müspet neticeye ulaşamayacaktır. Dolayısıyla halkın gerçek özünü temsil etmeyen bu adaylara oy vermeyeceğimizi tekrar ifade ediyor, yapılacak seçimlerin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum” şeklinde konuştu.

 

Editör: TE Bilişim