İlk toplantıya konuşmacı olarak katılan MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç, İnegöl´ün kurtuluşunun kümelenmede geçtiğini belirterek, “Devletimizin de bu yönde teşviki var. Aynı sektörden iki firma bir araya gelirse, gelir vergisinden bir indirim yapmayı planlıyorlar” dedi.

Programa İMOSPAK Başkanı Varol Aydın ve yönetim kurulu üyeleri ile konuşmacı olarak Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İnegöl Şubesi Başkanı, Ada Koltuk firması sahibi Halil Malkaç katıldı.

BİZLERDE MEYDANLARDAYDIK

Programın açış konuşmasını yapan İMOSPAK Başkanı Varol Aydın, “Bugün İMOSPAK olarak ilkini gerçekleştireceğimiz söyleşi tarzında yapacağımız toplantımızda İnegöl´ümüzün güzide esnaflarından, MÜSİAD Başkanımız ve Ada Koltuğun sahibi Halil Malkaç aramızda. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gerek basında gerekse meydanlarda göstermiş olduğunuz bu birlikteliğinizi takip ettik. Sizler gibi bizlerde gerek İnegöl´de gerekse yaptığımız yurtiçi ve yurtdışı ziyaretlerimizde meydanlardaydık. Bu darbe girişimine sizler kadar bizlerde tepki gösterdik. İMOSPAK olarak her zaman yanınızda olduğumuzu belirtmek istiyorum. Sizlerde bizler gibi daha önce değişik firmalarda pazarlama görevi üstlendiniz. Daha sonra Ada Koltuk firmasını kurarak, işinizin patronu oldunuz. Bizlere bu süre zarfında hayat hikayenizi, tecrübelerinizi ve tavsiyelerinizi aktarmanızı istiyorum” diye konuştu.

BİZDE CANIMIZI VERİRDİK

Türkiye´nin 15 Temmuz gecesi gerçekten büyük bir badire atlattığını ifade eden MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç, “Direkten döndü denir ya, Allah´a şükür halkımız sokağa indi, sokağını, vatanını yalnız bırakmadı. Hep söylüyoruz ya Suriyelilerin gidecek bir yerleri vardı. Türkiye´ye, Ürdün´e, Irak´a gittiler ama inanın bizim gidecek bir yerimiz yok. Ya burada yaşayacağız ya da ölüp bu toprağın altında yatacağız. Bizi ne Bulgaristan, ne Gürcistan ne de Yunanistan alır. Bizi Ege denizinde boğarlar. Tıp ki bizim onları bir zaman boğduğumuz gibi. O yüzden vatanımıza sahip çıkacağız. Allah bizleri hiçbir zaman vatansız bırakmasın. Belki çocuklarımız, evlatlarımız babasız büyür, birileri onlara sahip çıkar ama vatansız büyüyemezler. Hepimiz görmüşüzdür, Avrupa´da sınırı geçmeye çalışan küçük çocuğa takılan çelmeyi. O işte vatansızlığın bedelidir. Bizlerde her vatandaş gibi demokrasi nöbetlerine katıldık. Hasbelkader ilk akşam orada bir MÜSİAD üyesi arkadaşımızla beraber su aldık. İkinci akşam suyu dört katı fiyatına aldık. O zaman biz dedik ki, insanlara su ikram edelim. Sonrasında MÜSİAD olarak hem yemek hem su ikram ettik. Çünkü milletin yaptığının yanında bizim yaptığımız hiçbir şey. O tankın önüne yatan aslanlar, o eline çekicini, sopasını alıp çıkan bacılar, kamyonun direksiyonuna geçen o ablalar, şehidimiz Ömer Halis Demir´in yaptığının yanında bizim yaptıklarımız hiçbir şeydi. İnegöl´de bize o düşüyordu. Bizde üzerimize düşeni yaptık. Belki İstanbul´da olsak, bizde onlar gibi seve seve bu vatan için canımızı verirdik. Rabbim inşallah böyle günler göstermesin” dedi.

SIFIRDAN 50 MİLYON LİRA CİROYA

1989 yılında Cizre´den İnegöl´e nasıl geldiklerini ve bugüne kadar mobilya sektöründe yaşadığı süreci anlatan Malkaç, “Şuan 50 milyon lira ciromuz, 250 çalışanımız ve 10 tane şirketimiz var. Aylık olarak 950 ila bin takım arasında sevkiyatımız var. Bundan sonra büyümeyi düşünmüyoruz. Mevcut durumda daha karlı satalım, daha iyi hizmet edelim. Ben çok zeki bir insan değilim. Allah bize çok bağışta bulundu, bereketiyle muamele etti. İşin doğrusu çok çalıştık ama liseyi bile yarım bıraktım. İyi niyet ve gayret var ama bereket Allah´tan. Her çalışana Allah verecek diye bir şey yok. Ama her kazanan da çalışarak kazanmıştır. Hiç çalışmayanın kazanma şansı yok. Ama her çalışanında kazanma şansı yok. Çalışmanın yanında bir de Allah´ın bereketi lazım. Rüzgarın arkadan esmesi lazım. İnsanlarımızı şunu da düşünüyor; şuandan sonra işyeri açmak çok zor, para kazanmak zor, karlar düştü. Ben öyle düşünmüyorum. Her zaman fırsat vardır. İnsanın muvaffak olması için bir rüzgar vardır. Sizler işin satış boyutundasınız. Bu işin bir üretim boyutu var. Hakikaten koltuk ve mobilya üretmek zor bir iş. Hem üretmek zorundasınız hem sevk etmek zorundasınız hem satmak zorundasınız hem tahsil etmek zorundasınız. Ben bu işi araba kullanmaya benzetiyorum. Bir gözünüz yolda, bir gözün aynada, debriyaj var, gaz var, devir var, hız var, radar var, önüne çıkabilecek araba var. Hepsini düşünmen lazım. İnsan araba kullanırken onlarca şeyi aynı anda düşünüyor. Ticarette öyle bir şey. Bunların hepsine de dikkat edince işler yürüyor” diye konuştu.

İNEGÖL İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT

Bugün ki konjonktürde İnegöl´ün önünde müthiş bir fırsat olduğunu belirten Malkaç, “Hamzabey tepesinde hayvanları güderken, Yenişehir ovasına indiğimizi düşünün. Koca bir mera önümüzde var. İstikbal´in durumu ortada, Yağmur´un durumu ortada. Bu FETÖ´cülerin ürettiği bir boşluk olacak. Bu boşluk İnegöl için büyük bir fırsat. İnegöl bunu değerlendirir değerlendirir, değerlendiremezse bu fırsatı Kayseri muhtemelen kapacak. Kayseri´nin dışında pastadan pay kapacak yer görmüyorum. İnegöl´e ve Kayseri´ye aynı oranda şans veriyorum” dedi.

İNEGÖL´ÜN KURTULUŞU KÜMELENMEDİR

İnegöl dışında mağaza açmaktan çok bayilik vermenin uygun olduğunu ifade eden Malkaç, “Bayilik vermek güzel. Ama bayilik veremediğimiz için kendimiz açıyoruz. Adam işin başında olunca daha çok ciro yapıyor. Benim elemanın ay sonu maaşını alıyor. Ona göre işe asılıyor. Adam uyurken kendine dert etmez. O yüzden bayilik vererek büyümek daha doğru diye düşünüyorum. Ayrıca İnegöl´ün kurtuluşu kümelenmedir. Devletimizin de bu yönde teşviki var. Aynı sektörden iki firma bir araya gelirse, gelir vergisinden bir indirim yapmayı planlıyorlar” şeklinde konuştu. NEVZAT KAHVECİ

Editör: TE Bilişim