Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Şube Başkanı Mehmet Sarı, yeni çıkan yönetmelikte Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı´nın yok sayılarak, okul rehberlik ve psikolojik danışmanlık personelinin görev alanının rehberlik ile sınırlandırıldığını söyledi.

PSİKOLOJİK DANIŞMAN UNVANLARI ELLERİNDEN ALINDI

Bu yönetmeliğin usulsüz ve kanunsuz olduğunu ifade eden Başkan Sarı, “Malumunuz üzere 10 Kasım 2017 tarihinde yayınlanan Resmi Gazetede alanımızla ilgili, bilimsel gerçeklerden uzak, yeni bir yönetmelik yayınlanmıştır. Yeni yönetmelik isminden başlayarak Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ana bilim dalını yok sayarak, okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık personelinin görev alanları içinden psikolojik danışma hizmetlerinin çıkartılmasına ve uzun vadede yaşanacak önemli kargaşalara zemin hazırlamıştır. Bu yönetmelikle Rehberlik ve Psikolojik Danışma hizmetleri, rehberlik hizmetleriyle sınırlandırılmıştır. Okul Psikolojik Danışmanlarının öğrencilere psikolojik danışma hizmeti vermesine olanak tanıyan bütün kurallar yürürlükten kaldırılmış, Mesleki Yeterlilik Kurumunun Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliğinde yer alan Psikolojik Danışman ve Okul Psikolojik Danışmanı tanımlamalarına rağmen psikolojik danışman unvanları ellerinden alınmıştır. Ülkemizde bünyesinde “Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü” bulunan 90 üniversite vardır. Bu üniversitelerin tamamında en az lisans düzeyinde rehberlik ve psikolojik danışmanlık eğitimi verilmektedir. Kaldı ki üniversitelerde Rehberlik Öğretmenliği veya Rehber Öğretmen adıyla öğretmen yetiştiren herhangi bir bölüm bulunmamaktadır. Bu yönetmelik adından başlayarak gerek içerdiği tanımlar bakımından gerekse yönetmelikte bahsi geçen meslek gruplarına yüklediği sorumluluk ve görevler bakımından; Anayasaya, Talim Terbiye Kurulu kararlarına, ilköğretim ve temel eğitim kanununa, çocuk koruma kanununa, özel eğitim yönetmeliğine aykırıdır ve bilimsellikten uzak bir yönetmeliktir” dedi.

KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM

Üniversitelerde yer alan programların adının YÖK tarafından Psikolojik Danışma ve Rehberlik olarak belirlenmişken, yeni yönetmelikte branşın adı Rehberlik Öğretmeni gibi yüzeysel bir kavrama indirgendiğini belirten Sarı, “10 Kasım tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği, 34. maddesinde de Rehberlik Öğretmeninin görevi ‘Rehberlik hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi için ihtiyaç duyulan durumlarda bireysel veya grupla psikolojik danışma ve görüşme yapmak üzere öğrenciyi ders saati içerisinde rehberlik servisine davet eder.´ şeklinde tanımlanırken yayınlanan yönetmeliğin adının Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği olması hem bilime aykırıdır hem kendi içinde tezat oluşturmaktadır. Bunun yanında Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 3. Maddesinde çocuk gelişimi ve eğitimcisi, eğitim programcısı, ergoterapist, fizyoterapist, psikolog, psikometrist ve sosyal çalışmacı olarak belirtilen uzmanlık alanlarının tanımlarında en az lisans mezuniyeti aranırken Rehberlik öğretmeni olarak görev yapacak uzmanların mezuniyet branşına yer verilmemesi kabul edilemez bir durumdur. Buradan bakanlık yetkililerine soruyoruz: Rehberlik Öğretmeni olarak ifade ettiğiniz kişiler kimdir? Hangi bölümlerden mezun olurlar? Hangi programların eğitimini almaları gerekir?” diye konuştu.

BU YÖNETMELİK USULSÜZ VE KANUNA AYKIRIDIR

Yönetmeliğin bu haliyle MEB´in 1739 sayılı yasası ile Talim Terbiye Kurulu kararlarına aykırı olduğunu ifade eden Sarı, “Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında lisans eğitimi almamış, pedagojik formasyona sahip olmayan kişilerin Rehberlik öğretmeni olarak atanmasının yolunu açmıştır. Yönetmeliğin bütününde ciddi özlük kayıpları göze çarpmakta, birçok maddesi dayanak olarak gösterdiği kanunlarla çelişmekte, psikolojik danışmanların özerkliği yok sayılmaktadır, yaz tatili gibi özlük haklarında kayıplara yol açarken, personelin mesleki sınırlarını net bir biçimde çizmeyerek, personeli, okul yönetiminin olası suiistimal ve haksız uygulamalarına açık hale getirmiştir. Bir önceki yönetmelikte yer alan verilmeyecek görevler bölümü kaldırılarak, okul Psikolojik Danışma ve Rehberlik Servisleri idarenin yardımcı personeli konumuna getirilmiştir. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanın en önemli ilkelerinden biri olan Koşulsuz kabul İlkesine ve öğrencilerle kurduğumuz güvene dayalı iletişimimize zarar verecek olan nöbet görevi getirilerek öğrencilerle Psikolojik Danışma ve Rehberlik servisinin bağı koparılmıştır. Öğrencilerle en fazla vakit geçirdiğimiz teneffüs aralarında ve öğle molalarında Psikolojik danışmanları nöbet görevi ile meşgul etmekle hangi sorunların çözümü amaçlanmaktadır? Psikolojik danışmanlara alanlarıyla ilişkisiz ders, nöbet, sınav, belleticilik, büro işleri gibi konularda görev verilemez hükmü kaldırılmıştır. Bu durum eğitimde genellik, süreklilik ilkesiyle çelişmekte; psikolojik danışmanlık mesleğinin içerik ve doğasına aykırı bir şekilde kontrol ve denetimi içermektedir. Bizim derdimiz çocuklarımıza, gençlerimize sağlıklı bir gelecek hazırlamaktır. Mesleğimizi layıkıyla yerine getirmektir. Bu yönetmelik usulsüz ve kanuna aykırıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Milli Eğitim Bakanımızdan talebimiz; okullarda Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık mesleğini ve hizmetlerin işleyişini bitiren bu yönetmeliğe dur demesidir. Bu yönetmelik; çağdaş eğitime, insan haklarına, insanların çalışma hak ve özgürlüğüne ve bireylerin psikolojik ihtiyaçlarına aykırıdır. Bu yönetmeliğin kaldırılarak yerine; alanda çalışan Akademisyen, Türk Psikolojik Danışma Derneği ve Okul Psikolojik Danışmanlarıyla yapılacak olan bir çalıştay ile Psikolojik Danışmanlık ve Rehberliğin ilke ve etik değerlerini, özlük haklarını koruyan demokratik, bilimsel yeni bir yönetmeliğin hazırlanması zorunluluk arz etmektedir. Bu süreçte bizleri yalnız bırakmayan eğitim sendikalarımızın değerli yöneticilerine meslektaşlarımız adına çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilişim