İnegöl Belediyesi ile Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) işbirliğinde İnegöl´de 11-12 Kasım tarihleri arasında “Türkiye Tarımı Konuşuyor” konulu çalıştay düzenlendi. Çalıştayda söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, sanayide robot devrinin yakında başlayacağını söyledi.

Kaymakam Ali Akça, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç, AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, AK Parti Bursa İl Başkan Yardımcısı Bülent Temelli, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin Külcü ile sektör temsilcilerinin katıldığı çalıştayın açılış konuşmasını yapan Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) Başkanı Mustafa Önsay, “İki yıllık süreçte pek çok konuyu ele aldık. Bizim iftihar vesilemiz. Yine bu çalıştay süresince en baştan itibaren destek veren Alinur Başkanıma teşekkür ediyorum. AK Parti döneminde 14 yılda tarıma büyük destekler veriliyor. Medyada halk arasında en çok eleştirilen konu tarım oluyor. Bu işin niye böyle olduğunu, yapılması gereken daha neler olabilir manasında çalıştay yapıyoruz. Sorunları ele alıp ne gibi çözüm önerileri getirebilirizi konuşacağız. Bürokratların göremediği ne olabilir bunları konuşacağız” dedi.

İNEGÖL TARIMIN, NERESİNDE?

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ise, “Belediyecilik demek sadece alt-üst yapı işlemleri değil. Her alanda olmanız gerekli, tarımda, ekonomide, spor salonunda, kültürel faaliyetlerde de olacaksınız. Vatandaşın yanında da olacaksınız. Bugün biz tarım çalıştayıyla, mobilya, köfte ve kaplıcadan sonra bir değer olan tarımı konuşmak istiyoruz. Konunun tarafları akademisyenlerimiz burada. İnegöl Belediyesi olarak hiç boş durmadık. Pek çok işleri gerçekleştirdik. Zaten geçmişte 2014´te tarım çalıştayı yapmıştık. Büyükşehir uygulamasıyla birlikte Kırsal Hizmetler Müdürlüğü kuruldu. Entegrasyonu bir an önce sağlamak adına çalışmalar yaptık. Şehrimizde değer ifade eden meyve ürünleri önceliklidir değerlidir. Başkanımızın önderliğinde Çilek Çalıştayı, Tarım Fuarları gerçekleştiriyoruz ve ziyaretçi, katılımcı sayısı sürekli artıyor. Dış ülkeler veya dış illerde gerçekleşen fuarlara, çiftçileri ve taraflarımızı götürerek dünyada, Türkiye´de neler oluyor gözlemledik. Ürün Toplama Merkezleri, Erken Uyarı Sistemleri kurduk. Yöremizde yetişen ayçekirdeğini İnegöl alası olarak tescillenmesini sağladık. Ana amaç dünyada tarım nerede? Türkiye´de tarımda nerede? İnegöl tarımın, neresinde? Bu soruların sonuçlarını 5 oturumlu çalıştayda göreceğiz. Bizde oradan bazı çıkarımlar elde ederek çalışmalarımız revize edeceğiz” diye konuştu.

ÇOK DAHA İYİYE ULAŞABİLİRİZ

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş´ta, “2014´te biz çalıştay gerçekleştirdik ama İnegöl özündeydi. Rakamları incelediğimizde yalan söylemiyor, anormal destekler veriliyor. En çok eleştirilen, tartışılan, rayına oturmayan tren gibi yolunu bulamamış şekilde ilerlemeye çalışıyor. Ciddi sıkıntılar var. İlgililerine rapor sunmak, bu noktada bir algı oluşturmak adına GRTC merkeziyle ciddi bir süreç başlattık. İnegöl olarak ciddi verilerimiz var ama İnegöl özelinde değil, Türkiye sathında düşünmek lazım. Tarım kesimindeki birçok arkadaşımız isyanlarda. Muhakkak buradan bazı sonuçlar ortaya çıkacak ve biz emeğimizi, gayretimizi ortaya koyalım da hem Ankara hem Bursa nezdinde o raporların etkisi, katkısı olacaktır. Planlama hataları var, hareket eden kesimlerde bilgi eksikleri var, bilgi ve donanım eksikleri var. Daha iyi neticeye ulaşmak en büyük amaç. Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmek lazım. Eskiden tarım adına zerre destek verilmiyordu. Kırsalı da, tarımı da öncelik kabul eden yerel yönetim anlayışı var. Makine ekipman alabilen, bir tuğla koyamazken, İnegöl olarak 4 toplama merkezi yaptık. Çok daha iyiye ulaşabiliriz. Bu buluşmaların ana gayesi budur. Ne oldum değil, ne olacağım demeli insan” şeklinde konuştu.

VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ

AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun ise, “Bu çalıştayın hayırlar getirmesini temenni ediyorum. İki gün boyunca konuşulacak en önemli korulardan biri tarım. AK Parti hükümetleri döneminde hep hizmet odaklı parti olduk. Bundan sonrada hizmet için var gücümüzle çalışacağız” dedi.

KADINLAR FEDERASYON KURDU

AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç´te, “Düşünmek farzdır. Düşünmek için bilgiye ihtiyaç var. Bilginin güç olduğunun farkına varıldığı çağdayız. Bu çalıştay sonucu ortaya çıkacak bilginin ülkemiz için önemli bir kazanım ve güç olacağına inanıyorum. Bursa´mız çok yönlü şehir, turizm, sanayi, tarım kenti, nüfusunun önemli bir bölümü kırsalda yaşıyor. Birçok konuda marka olmuşuz. Ahududu, Armut, Böğürtlen, Şeftali, Ayva, Sofralık Zeytin, Domates, Bursa siyah inciri, deveci armudu gibi önemli ürünlerimiz var. Bereketli topraklarımızda önemli projelere imza atılıyor. Kırsalda kadın çiftçiler çok önemli. Kırsalda kadın girişimciliğin desteklenmesi sağlanıyor. Bursa´da 22 Köy Kadın Derneği bir araya gelip, Federasyon çatısı altında toplandı, kendi ürünlerini pazarlıyor” dedi.

SU SAVAŞLARI

Son olarak konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ise, “İnegöl Belediyesine teşekkür ediyorum. Tarımı belediyeler daha çok konuşmak zorunda. Belediyeler şehirlerarası rekabeti başarmak zorunda. Sadece vazifesi şehrin altyapısını ve üst yapısını inşa etmek değildir. Yerel yönetimlerin asli vazifesi insan ve yerel kalkınmadır. Tarıma ki, bizim gelecek yüz yıldaki en stratejik üstünlük noktamız olacak olan tarıma İnegöl Belediyesinin gösterdiği yakın ilgi, kafa yormak için düşünce kuruluşu ile beraber gündeme tarımı taşımasından dolayı şükranlarımı sunuyorum. 1. Dünya Savaşı devam ediyor. Türkiye´nin hedefi 2 trilyon dolar milli gelirli ülke olmak. 3´ncü su savaşları. Bu yüzyılda su savaşlarını yaşayacağız. Zannetmeyin PKK üzerinden yapılmak istenen aziz vatanı bölme adımı. En önemli operasyonlarından biri de Dicre ve Fırat gibi iki büyük stratejik gücü bu milletin elinden alıp kendi ellerine geçirmek. Suyu kontrol ederlerse petrol, doğalgaz gibi su üzerinden bölgeyi kontrol edebileceklerini düşünüyorlar. Önümüzdeki 100 yılda su savaşlarını konuştuğumuz, açlık, kuraklık gibi tehditten konuşulduğu bir zaman diliminde bizim kökten yeni bir tarım devrimine ihtiyacımız var. AK parti iktidarı bu konuda tereddütsüz” dedi.

KÖKTEN BİR TARIM DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK ZORUNDAYIZ

Külünk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her ne kadar Türkiye´yi tek tipleştirmek isteyen CHP´nin Atatürk sonrası İnönü zihniyeti bu süreci anlamamakta ısrar etse de, AK Parti devleti millileştirdi. Devleti zamanın ruhu ve aklı karşısında dönüştürerek güncelledi. Ama tarımda 15 yılda başarılmış onca yüzlerce çabaya rağmen, en çok sıkıntının konuşulduğu adres ne hikmetse tarım. Türkiye şeker pancarı noktasında büyük güce sahip. Neden kullanmıyoruz? Buğday, hayvan ithal etmek zorunda kalıyoruz. Et fiyatlarında Avrupa´nın en iyisi olmamız gerekirken neden bunları tartışıyoruz. Çay üzerinde neden tartışıyoruz. Fındık gibi stratejik gücümüz varken, tedbir olmazsa bu üstünlük kaybolacak. Kökten bir tarım devrimi gerçekleştirmek zorundayız. Kentten köye dönüşümü yaşayacağız.”

ROBOT DEVRİMİ GELİYOR

“Yavaş yavaş robot devri geliyor. İstihdam sorunu var. Küresel ölçekte Çin´in dünya ticaretine dahil olması rekabetin artık küresel ölçekte son derece yok edici olduğu zaman diliminde istihdamı konuşuyoruz. Önümüzdeki robot devriminin hayatımıza müdahil olacağı zaman diliminde daha çok konuşacağız. Neyle dengeleyeceğiz bunu? 30 sene evvel konfeksiyon firmasında 10 adam makastarlık yapıyordu. Şimdi sisteme yüklüyorsunuz, sistem otomatik kesip ham halini veriyor. Bugün yüz kişinin işini bir kişi yapıyor. Robot gelince bu da kalkacak ortadan. Robot fabrikalar geliyor, robot topluluklar geliyor. Robotların hukuku ne olacak tartışması başlayacak. Bir robot devrimine hazırlanan dünyada 80 milyonluk nüfus ne yapacak. Ciddi bir stratejik kayba doğru gidiyoruz. Tedbir almazsak 2030´larda nüfus gücünü kaybedersek, bizde diğer ülkeler gibi yaşlı bir toplum haline geleceğiz. Büyük devlet olmanın şartıdır nüfus gücü. Millet olarak güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Çanakkale´dekiler bu toprakları canlarını vererek emanet ettiler. Kentten köye dönüş gücünün hızlanacağı bir döneme giriyoruz. Nüfusun yüzde 25´i köylerde yaşıyor. Topraklar terk edilmiş, yüz ton üreten bu gün 5 ton üreterek hayatını idame ettirmeye çalışıyor. İhmal edilmiş toprak problemimiz var. Kendimizi 100 yıllık zaman dilimine hazırlamak durumundayız. Tarım tedarik üssü olmanın şartlarını hazırlamamız lazım. Kökten bir tarım devrimine ihtiyacım var. Bunu başaracak gücümüz var.”

“GAZİ MUSTAFA KEMALPAŞA´YI TASFİYE ETTİLER”

11 Kasım 1938´den sonra batının hizmetine verilmiş bir Türkiye vardır; CHP ve İnönü´nün eliyle. Hiç kompleks yapmadan geçmiş sorgulamamızı iyi yapmak zorundayız. Dindarların, asıl kafa yorması gereken süreç 1939 sonrasıdır. Otoriter laiklik devrimi üzerinden, devleti milletsizleştirip, batının egemenliğine terk edip, bu milleti Anadolu´ya terk edip, Ankara´yı istedikleri gibi CHP üzerinden yönetenlerin geçmiş dönemdeki uygulamalarına baktığımızda, Türkiye´deki Haşhaş üretimi üzerinden 12 Mart yapılmıştır. Cumhurbaşkanımız, Gazi Mustafa Kemal Paşa´nın ölüm yıldönümü üzerinden Türkiye´nin normalleşmesi noktasında çok stratejik bir adım attı. Batının, tüm darbelerin gerekçesi haline getirdiği Gazi Mustafa Kemal Paşa´yı CHP´nin otoriter anlayışının elinden aldı, Türkiye´nin normalleşmesi adına çok önemli bir adımı attı. Çünkü, Gazi Atatürk´ün çizgisi milli istiklal çizgisidir. Tek parti şeflik döneminin çizgisi de Türkiye´yi sömürgeleştirme çizgisidir. İnönü döneminin Dış İşleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu´nun o dönemdeki sözü; ‘Türkiye bu anlaşmayla batının hizmetine verilmiştir´. Gazi´yi zehirledikten sonra batı ittifakı Türkiye´yi teslim almıştır, ta ki Recep Tayyip Erdoğan´lı Türkiye´yle buluşuncaya kadar. Onun öncesinde tüm siyasi liderler tasfiye edilmiştir. Abdulaziz, Abdulhamit, Gazi Mustafa Kemalpaşa, Menderes, Özal, Erbakan, Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu tasfiye edilmiştir, Demirel iki arada bir derede kalmıştır. Şimdi 2 milyar dolarlı Türkiye´yi konuşuyoruz. Tarımın güçlü olabilmesi için Türkiye´nin içinde bulunduğu birinci dünya savaşını kazanması lazım. 15 Temmuz´da bu çatı çökseydi tarımı konuşabilir miydik? Konuşamazdık. O zaman güçlü devlet, güçlü Türkiye….”

Protokol konuşmalarının ardından Türk tarımının mevcut durumu ve uygulamada olan tarım politikalarının ortaya konulması, belirlenen çözüm önerileri ve yapısal reformlar masaya yatırıldı. 

Editör: TE Bilişim