Buyurun!

Afiyetle yemelisiniz, ustanızın imalatıdır… 

Sıfır sorun derken, bölgemizde kurulan Halil İbrahim Sofrasına siz de bağdaş kurup payınıza düşenden nasiplenin!… 

Bir empati yapın: 

Bir gömlek giydirilmiş, elleriniz arkadan bağlanmış ve diz çöktürülmüşsünüz. Arkanızda elinde bıçak, yüzünde maske IŞID zebanisi kameraya poz veriyor ve sonra Allah’ı Ekber nidasıyla bıçak boğazınıza indiği gibi kelleniz yerde… Maazallah, Maazallah… 

Bir kez daha empati yapınız, eğer gönlünüz götürecekse: 

Köyünüzde, evinizde, sıcak yuvanızda çoluk çocuğunuzla oturmakta, gelecek günler için güzel, güzel hayal kurmaktasınız; birden yer yerinden oynuyor top ve silah sesleri birbirine karışıyor, pür silah kara gömlekli kişiler kapınızı kırıp içeri dalıyor ve gerisini siz hatırlamıyorsunuz çünkü öldürüldünüz…

Ölüler hatırlamaz, ölüler duymaz, onlar görmez; bilinmez alemlerin derinliklerinde sessiz ve dingindirler…

Ya geride kalanlar; eşler, gencecik kızlar, mini, mi-ni yavrular?

Zumlun sınırı olmaz; aklınıza gelebilecek en adi, en acımasız en vahşeti oraya monte edebilirsiniz 

Böylesi bir durumla karşılaşmaktan korkan insanlar ne yapar ya da ne yapmaları gerekir?

En yakın sınırdan komşu bir ülkeye kendini atacaktır…  

Bu günlerde yaşanan olaylar odur. Can derdi başka hiçbir şeye benzemez. Allah kimseye can korkusu yaşatmasın…

Dün Suriyeli Araplar, bu gün de Kürtler…

Sayıları belki de İki Milyona yaklaştı; daha gelecekten başka…

Kişi başına en azından günlük Bir Liracık çıksa TC’nin kasasından yılda 750 Milyona yaklaşan para eder…

Düşünsenize: 

Bir Lira üzerinden yapılan hesaptan bahsediyoruz; ya On Lira oluyorsa bu masraf? (Ki geçer bile.) O zaman yılda 7 Milyarı aşan bir rakamla karşı karşıya kalıyoruz demektir. O kadar personel hizmeti de cabası…

Yapacağız tabi…

Ölmedi insanlık, ölmedi milletimizin kökünden ge-len çaresizlere derman olma hasleti ve ölmedi dinimizin genel felsefesi…

İyi güzel de:

Başımıza bu derdi kim doladı?

Uzak değil; Üç Dört Yıl önce Suriye Devlet Başkanı Esad ile kardeş olan, neredeyse sınırları kaldırma düzeyinde milleti geçtik; ailecek dostluklarını güçlendirenleri tanımıyor musunuz?

Allah, Allah! Halen tanımıyorsanız; Türkiye’de yaşamıyormuşsunuz demektir… 

Esad o zaman da diktatördü, mezhebi Şia kültürüne dayanıyordu ve hüküm sürdüğü ülkenin %70 Sünni idi 

Bunlar biliniyordu ve buna rağmen dostluklar tavan yapmıştı…

Eee!

Ne oldu da; Rüzgar Yüz Seksen Derece tersine döndü? Ne oldu da can ciğer kuzu sarması Esad, birden Esed oluverdi 

Evet!

Ne oldu da; vizeleri kaldırıp sınırları gülistanlığa çevirdiğimiz Suriye Devletini düşman belledik, halkına zulüm yapan diktatör Esed diye ilan edip, dünyayı kışkırtmaya kalktık…

Bu beklentimize dünya devletleri uzak durunca, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi ağlamaya başladık…

Öte yandan haklılığımızı kanıtlamak için de akıl dışı eylemlere girişip el altından silah cephane dahil her türlü desteği Esad karşıtı terör odaklarına verdik halende vermeye devam ediyoruz.

Örneğin, IŞID’de bizim beslediklerimizdendir. Tırlar dolusu silah, Türkmen Kardeşlerimize! İnsani yardım adı altında, sözde gizlenerek gönderilmiştir…

Deve kuşu örneği mesela…

Ne bekleniyor IŞID’den?

Şia görüşlü Esad’ın devrilmesi; yerine Sünni Mezhebine dayalı, bir İslam Devletinin kurulmasını sağlamak. (Adamlar ilan ettiler bile hem de Halife olarak…)  

Halifelik: Genel olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) adına, din kurallarına göre yönetilen bir devlet şeklidir. Dört Halife dönemi, konunun özlü örneğidir.

Bu yönetim tarzı; “ustamızın!” fıtratında olan, ezelden beri hayal ettiği bir konudur üstelik…

Ah! Bir de TC’nin yapısını o yöne çevirebilse; gidiş yönü öyle çünkü…

Bu nedenle IŞID’a karşı bakış sempatik… Bu nedenle dünya koalisyon güçlerinin yanında yer almak-ta isteksiz benim “Ustam!”…

Not:

İster çok büyük kahramanlık destanı bir operasyonla, (Ustam öyle diyor) ister karşılıklı müzakereler-le, (Ustamın mutemet yamağı böyle diyor) ister bir ödün karşılığı olsun; 49 kişilik Musul Başkonsolosluk personelinin burunları dahi kanamadan yurdumuza getirilmiş olması tüm yurttaşlarımıza sevinç kaynağı olmuştur.

IŞID denilen İslam’ın temel öğretisinden yoksun bir terör örgütünün, bu yurttaşlarımıza neler yapabileceği, şu ana kadar tüm dünyaya yaşattıkları kaosta görülmektedir. Bu nedenle: Olaya muhatap olan kardeşlerimize ve milletimize büyük geçmiş olsun…