Bloomfield, New Mexico’da yaşayan Fernando Hernandez, ilk teşhisten dokuz ay sonra Cincinnati Çocuk Hastanesindeki hastalığa yenik düştü.

Hantavirüsün semptomları, başlangıçta genelde iyi huylu görülür ve genellikle grip benzeri olarak tanımlanır. Kas ağrıları, ateş ve yorgunluğu içeren hastalık, hızlı bir şekilde hantavirüs pulmoner sendromu (Pulmonery Syndrome, HPS) adı verilen akciğerlerde ortaya çıkan tehlikeli enfeksiyona dönüşebilir.

Hanta Virüsü Semptomları Nelerdir?

Hanta virüs enfeksiyonlarının ilk belirtileri tipik olarak nefes darlığı ve öksürük olarak görünür ve genelde enfeksiyondan sonraki iki hafta içinde ortaya çıkar, ancak bu süre altı haftaya kadar uzayabilir.

Daha sonraki aşamalarda akciğerler, “akciğer ödemi” olarak bilinen bir durum olan sıvıyla dolmaya başlar ve ciddi solunum güçlüklerine, ayrıca kardiyovasküler sistem üzerinde ciddi dengesizliklere neden olur.

San Francisco’daki California Üniversitesi’nde enfeksiyon hastalıkları uzmanı olan Dr. Charles Chiu, verdiği demeçte, “Gerçekte olan şey, temelde vücudun neredeyse tamamını kapsayacak şekilde genişleyebilen viral bir pnömonidir. Hastalar hanta virüs ile enfekte olurlarsa kısa bir sürede ciddi semptomlar gösterebilirler. Mekanik bir ventilatör (solunum cihazı) tarafından hastanın solunumunu desteklemek gerekebilir ve bu durum solunum yetmezliğine kadar ilerleyebilir.”

Chiu, hastalığın nadir olduğunu ancak çok ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, 1993 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin güneybatısındaki keşfinden bu yana Amerika Birleşik Devletleri’nde yalnızca 728 hantavirüs vakası bildirilmiştir.

Hantavirüs 36 eyalette bildirilmiş, ancak vakaların çoğu New Mexico, Colorado, Arizona ve California gibi batı eyaletleri de dahil olmak üzere; geyik farelerinin yaygın olduğu bölgelerde görülmüştür.

Hanta virüs enfeksiyonları geçirenlerin üçte birinden fazlası, ortalama yüzde 36’sı bu hastalık sebebiyle ölüyor.

New Mexico’da ise ölüm oranı yüzde 50’ye yaklaşıyor.

Hanta Virüs Hastalığının Tedavisi Nasıldır?

Maalesef resmi kayıtlara göre, hantavirüsün bir tedavisi bulunmuyor, hastalığı bu kadar endişe verici kılan şey tedavisi olmaması. Hastalığın geçmesini sağlayan bir ilaç veya önleyici bir aşı da bulunmuyor.

Bununla birlikte hastalar, genellikle bir hastane yoğun bakım ünitesinde solunum ve oksijen destekleyici yöntemlerle tedavi edilir.

Chiu, ” Hastalık belirtileri gösteriyorsanız, bir an önce tıbbi yardım almanız gerçekten önemli” diye vurguladı.

Ancak hantavirüsün teşhisinin yapılması biraz zor olabilir. Bunu hızlı bir şekilde test etmenin henüz yaygın olarak bilinen bir yolu yok. Bu nedenle, hastalığın tanısını koyabilmek için doktora tüm ayrıntıları sunmak gereklidir.

Enfeksiyon Riskini Azaltmak İçin Ne Yapılabilir?

Hantavirüs, esas olarak kırsal alanlarda bulunur, genelde geyik farelerinin idrarı ve dışkısı yoluyla yayılır. Ancak sadece onlar tarafından yayılmaz, bu hastalığa sebep olan diğer kemirgenler arasında beyaz ayaklı fare ve hispid pamuklu sıçan gibi kemirgen hayvanlar da bulunur.

Chiu, bu canlılarla temas ihtimali olanlara, yakın zamanda kamp yapanlara veya yazlık/karavan gibi kapalı bir alanda zaman geçirenlere, bunun dışında herhangi bir sebeple kırsal alanlarda vakit geçirenlere bazı tavsiyelerde bulunuyor.

Kısacası her türlü kırsal ve açık hava maruziyetleri sizi potansiyel hantavirüs enfeksiyonu riskiyle karşı karşıya bırakabilir.

New Mexico Eyalet Üniversitesi’nde yaban hayatı uzmanı olan Samuel T. Smallidge, ayrıca herkesin güvende kalmak için atabileceği birkaç basit adımı anlatıyor: “Kapalı bir alana, örneğin bir kulübe veya ahıra giriyorsanız, önerim tüm kapıları ve pencereleri açıp oradan uzaklaşmanız ve en az 30 dakika öyle bırakmanızdır” dedi. Ayrıca, kapalı alandaki fare pisliklerine temas etmenin veya yaklaşmanın bile bu hastalığa yol açabileceğini belirtti.

Ek olarak, geyik fareleri başta olmak üzere, farelerin yaygın olduğu bölgelerde yaşayanlar için bazı ek önerilerde bulunuyor.

Antiviral temizlik maddeleri kullanarak,  bu canlıların temas edebileceği tüm alanları temizleyin ve dezenfekte edin. Partikülleri ve zararlı olabilecek bu maddeleri havaya saçabileceğinden elektrikli veya elektriksiz süpürge kullanmayın. Ayrıca tüm bu temizlik işlemini yaparken bir solunum maskesi (N95 gibi) de takmanız önerilir.

Farelerin devamlı olarak bu alanlara girişlerini önlemek için, binanın temelindeki veya yapısındaki bilinen tüm delikleri ve boşlukları kapatın. Son olarak, kapalı alanlarınızda bulunan farelerin buralardan çıkmasını sağlayın.

Uzmanlara göre bu hantavirüs hastalığıyla savaşmanın en iyi yolu, ilk etapta hastalığın oluşmasını olmasını önlemektir.

Kaynak: Fahrettin Eniş