Eğitim edeb ile başlar, ilim ile devam eder. Edeb, dört harfli bir kelime gibi görünse de bünyesinde kocaman bir dünya barındırır.

Edeb kavramı Arapça elif-dal- be harflerinin bir araya gelmesinde oluşur.

Haya, ahlak, namus kavramları bu edeb kavramına eş ve kardeş kelimelerdir. Birbirinin yerine kullandığı çok olmuştur. Başka bir ifade ile edeb; eline, diline ve beline sahip olmak anlamına da gelir.

El emektir, çalışmadır, cehttir, gayrettir ve alın teridir. Peygamberi tabirle:“İnsanın yediğinin en güzeli kendi kazandığıdır. Allah´ın nebîsi Dâvûd kendi elinin emeğinden başkasını yemezdi.” Helal dairesinde kazanmak ve kazandığından ihtiyaç sahiplerine “sağ elinin vereceğini sol elin görmeyecek” inceliği ile vermek; başkasının emeğinde, malında gözün olmamak. Alın terini kutsal bilmek çalıştırdığımız insanların hakkını yememek, ücretini eksiksiz, fazlasıyla vermek. Karşımızdaki insanları kendimiz bilmek hatta kendimiz üstünde bilmek. Hani “papucunu dama atmak” deyimini halen kullanırız ya! Bildiğiniz gibi tarihimizde “Ahilik Teşkilatı” vardı.

Bu teşkilatın ortaya çıkardığı bir deyimdir, papucunu dama atmak, eğer bu teşkilata üye esnaf müşteri aldatmak, ayıplı mal satmak gibi ticaret etiğine uymayan bir davranış sergilerse teşkilatın müeyyidesi olarak papucu dama atılır ve bu esnafın ticari hayatı biterdi. İşte bu ticari hayatı biten esnaf o şehirde tutunamaz ve o yerden göç ederdi. Göç ettiği şehirde yaptığı yanlışın nedametini (pişmanlık) öyle hisseder ve yaşardı ki, vefat ettiği zaman tanıyan insanlar bu kişi “Allah Dostu” olmalı deyip onun adına bir türbe yaptırılırdı.

Edeb´in ikinci aşaması dile sahip olmaktır. Kısa olarak Yunusça anlamlaştırırsak: Sözü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz, Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz, Söz ola kese savaşı, söz ola yeşerte yasayı, Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz.

Edeb´in diğer bir aşaması ise beline sahip olmaktır. Bel nesil demektir. Geleceğin güvencesi çocuklarımızı ahlaki erdemlerle bezenmek, vatanına, milletine, dinine, ailesine saygın ve örnek olmaları yönünde gayret göstermek. Kısacası namusuna, mukaddes değerlerine bağlı nesiller yetiştirmektir.

İnsanlara öğretilmesi gereken zaten ilk şey edeb ve ahlaktır. Bu da ancak birbirimize örnek davranış sergileyerek olur. Bir insanın çok bilmesi, çok okuması veya birkaç üniversite bitirmesi yeterli değildir. Bunların her biri birer araçtır. Bu araçların hedefi güzel ahlaklı
olmaya yönelik olmalıdır.

Sözü Ziya Paşa´ya atfedilen şu mısralarla bitirelim:

Girdim ilim meclisine,/ Eyledim kıldım talep,
Dediler ilim geride,/ İlla edep illa edep.