İnegöl susuzluktan kırılıyor. Uludağ´ın eteğinde olan bu ilçenin bile susuzluk çekmesi ayıp. Büyükşehire bağlandık faturalar kabardı ama hizmet olarak pek bir geri dönüşü olmadı. Tamam, evet böyle eleştireceğiz lakin kantarın topuzunu kaçırmamak lâzım. Şu dönem yaz sonu olarak suyun en az olduğu mevsimdeyiz. Sonbahar geldiğinde iyice suyu tükenen insanlara sonbahar yağmurları yetişirdi. Lakin bu sene sonbaharda yağmur yağmadı. Kurak geçiyor. Belediyenin de yapacağı pek fazla bir şey yok.

 Yok diyorum çünkü onu da aşan mevsimsel değişiklikler ve küresel ısınmadan da kötüsü var. İnegöl´de sular azaldı çünkü etraftaki bir çok su kaynağını büyük su firmalarına sattılar. Senenin en sıcak dönemi bir kaç ay hariç her zaman şarıl şarıl akan o dereler kurudu. Artık yılın çoğu döneminde akmıyor. Çünkü borularla kilometrelerce öteye fabrika içlerine suyu taşıdılar ve şişeleyip bize tekrar sattılar. Ulema açıklasın. Kanaat önderleri ayağa kalkıp haykırsın. “Allah´ın suyunu satmak caiz değildir. Bu sularda tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır.” diye. Ama tabi benimki boş bir heves. Çoğunluk yine kulağının üstüne yatmaya devam ediyor.Su firmaları benim çocukluğumda yoktu. Bu firmalar maalesef bu Ak Parti hükümetleri döneminde altın çağını yaşıyorlar. Bakalım su bitince biz ne çağını yaşayacağız...!?

 Bursa´da kurulu, doğa koruma derneği olan Doğader bir açıklamasında bu konuya dikkat çekmiş, “Su şirketleri, Milli Parklar Kanunu´na göre, her türlü ticari etkinliğin yasak olduğu Uludağ´ın zirvesine kadar uzattıkları borularla, Uludağ´ı gerçek anlamda hortumlamaktadırlar. Komik denecek kadar ücret ödeyerek aldıkları ruhsatları, yine komik derecede ödenen su kullanım bedeliyle gerçekleştirilen üretim şaibelidir. Milli Parklarda hiçbir ticari işlem yapılamaz. Her canlı için yaşamsal önemi olan su kaynakları doğadan gasp edilmekte, Uludağ Milli Parkı´ndaki doğal yaşam göz ardı edilmektedir. Bu yasadışı oluşuma zemin hazırlayan ve izin veren kamu kuruluşları da aynı derecede zan altındadır. Uludağ´ın doruklarına kadar uzanan hortumların gerçekte nerelerden geçtiği ve ne kadar su çekildiği hiç kimse tarafından bilinmemektedir. 

Uludağ Milli Parkı koruma alanının içindeki dereleri besleyen su kaynakları su firmaları tarafından satın alınarak kilometrelerce uzunluğundaki borularla Uludağ´ın kuzeyinde yer alan şişeleme tesislerine taşınmaktadır.  Uludağ´daki su kaynakları, Milli Parklar Yasasıyla koruma altında olmasına rağmen, Çayırlıdere Yaylası, Koğukdere Yaylası, buzul göllerinin içinde bulunduğu Karagöl Yayla ve son olarak da Uludağ Milli Parkının doğu sınırını oluşturan Büyükdere´nin (Kocadere) kaynağı su firmalarına tahsis edilmiştir.” denilerek bu sorunlu meseleye parmak basılmış. Umarım tüm bu sıkıntılar aklı ve vicdanı hür yetkililerce dikkate alınır.

 Para için geleceğimizi satmayalım.. Artık bu yağmaya bir son verilsin.