Bazı lösemi tipleri belirti vermeden uzun yıllar varlığını sürdürür. Bazıları ise, çeşitli belirtiler ile kendini gösterir ve acil tedavi edilmesi gerekir. Her iki durumda da lösemi, bazı testler yardımıyla teşhis edilir. Aşağıdaki yöntemler, lösemilerin teşhisini sağlar.
Fizik muayene: Çeşitli belirtiler nedeniyle doktora başvurduğunuzda, doktorunuz lösemi belirtilerinin bulunup bulunmadığını kontrol eder. Kansızlık belirtisi olan solgun bir yüz, lösemi belirtisi olabilir. Lenf düğümlerinde şişme, karaciğer ve dalakta büyüme gibi belirtiler açısından doktorunuzun yapacağı fizik muayene hastalığın teşhisi açısından büyük önem taşımaktadır.
Kan testleri: Sağlık muayenesini başvurduğunuzda her zaman istenen testlerin başında gelen “kan sayımı” lösemi teşhisinde büyük önem taşımaktadır. Normal kişilerde belirli sayılarda bulunması gereken kan hücreleri, lösemi varlığında akyuvarlarda olduğu gibi artar veya alyuvarlarda olduğu gibi azalır.
Periferik yayma: Kan sayımında sayısı belirlenen kan hücrelerinin şekil, büyüklük ve olgunlaşma gibi özelliklerinin belirlenebilmesi için “periferik yayma” adı verilen test yapılır.
Hastanın genellikle parmak ucundan alınan bir damla kan bir cam plaka üzerine yayılır. Bu cam plaka, belirli işlemlerden geçirilmesi sonucu, mikroskop altında incelenebilir hale gelir. Mikroskop altında uzmanlar tarafından incelenen bu örnek, lösemi hücreleri ile normal kan hücrelerinin özelliklerini gösterir.  
Kemik iliği testi: Lösemiden şüphelenildiğinde, kemik iliğinin durumunu ortaya çıkarıp, hastalığa kesin teşhis koymak için yapılan bir testtir. Kemik iliğinden örnek alınabilmesi için özel bir iğne kullanılarak, genellikle kalça kemiğinden ilik örneği alınır. Alınan bu örnek, lösemi hücrelerinin varlığı açısından incelenmek üzere laboratuara gönderilir. Lösemi varlığında, hastalığın tipi ve şiddeti bu şekilde belirlenebilir. Ayrıca, hastalığın teşhisinin konma aşamasında, tedavi öncesi kemik iliğinin durumunu belirlemek açısından da son derece önemli bir testtir.
Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) incelenmesi: Lösemi hücrelerinin santral sinir sistemine yayılıp yayılmadığının araştırılması için yapılabilen bir testtir. Hastanın belindeki omurlar arasından alınan BOS örneğinde lösemi hücrelerinin bulunması, farklı tedavi stratejilerini gündeme getirebilir.
Sitogenetik testler: Bu testler, lösemi ile ilişkili olabilecek kromozom yapı ve sayısını incelemek için yapılır. Kromozom analizi ile, hücre içinde bulunan 46 kromozom özelliklerine göre incelenerek, lösemi, ile ilişkili bir anormallik bulunup bulunmadığı araştırılır. Genellikle koldan alınan belirli bir miktar kan ile gerçekleştirilen bu testin belirli aşamaları vardır ve yapılabilmesi için özel koşullar ve uzmanlara ihtiyaç vardır.
Floresan İn Situ Hibridizasyon (FISH) testi: Genetik değişikliklere bağlı, kromozomlarda meydana gelen farklılıkların ortaya konabileceği bir test olup, benzer özellikler gösteren lösemilerin birbirinden daha kolay ayrılabilmesini sağlar. Bu test de özel laboratuar koşulları ve uzman gerektirdiği için her yerde yapılabilen bir test değildir.
Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) yöntemine dayana testler: Bu yöntem ile kişiden alınan kan örneğinde kişinin kendi DNA veya RNA adı verilen genetik materyalleri izole edilip çoğaltılarak, testler yapılır. Bu testler sayesinde, farklı tipteki lösemiler ile ilişkili olabilecek anormallikler ortaya çıkarılabilir. PCR testleri de, sitogenetik ve FISH testlerinde olduğu gibi, özel laboratuar koşulları, uzman teknisyen ve doktorların bulunduğu merkezlerde yapılabilir.   

Kaynak: Haber merkezi