26 Ağustos´tan başlayarak,30 Ağustos, 4 Eylül, 5 Eylül, 6 Eylül İnegöl ‘ümüzün kurtuluşu, 9 Eylül Yunan´ı İzmir´den Ege denizine döktüğümüz ve 11 Eylül Bursa´mızın kurtuluş gününü unutmak anmamak olmaz. Batılı emperyalistlere attığımız ve yıldız yıldız şimşekler çaktıran tokatın yıldönümünü unutmayacağız, unutturmayacağız. O günler milli hafızamızda her daim taze ve canlı olacak. Bir millet milli hafızasını kaybederse; Tarihin karanlık sayfalarında kaybolup gider. Bir milletin varlık ve bekası, onu millet yapan değerlerine bağlı kalmasına bağlıdır.
30 Ağustos büyük zaferi, Türk milletini boğmak, yok etmek için üzerimize çullanan batılı emperyalist güçlere verdiğimiz büyük bir derstir. Ülkemiz ve milletimiz üzerinde alçakça emelleri olan batılıların (ABD,İNGİLTERE,FRANSA,İTALYA ALMANYA,HOLLANDA,YUNANİSTAN VS gibi) süfli emellerini genç nesillere anlatmalıyız. Her şehirde Bilge Kaan gibi taşlara ve tunçlara kazımalı, dost ve düşmanı herkes bilmelidir. İstiklal savaşımızın önsözü olarak kabul edilen Çanakkale zaferinden sonra gelen büyük zaferimizin kimlere karşı kazanılmış olduğunu çocuklarımızın bilmesi için milli hatıralarımızın gururla yad edilmesi çok çok önemlidir.
Ülkemizi işgale yeltenen ve derslerini alarak giden Yunan´ı, İtalya´nı, İngiliz´i, Fransız´ı, Rus´u ve Ermeni´yi kin gütmek adına değil, unutmamak adına not etmeliyiz.
Bu zafer kolay kazanılmış bir zafer değildir. Asrın en güçlü devletlerine karşı verilen ölüm kalım mücadelesi , dünyaya da bağımsızlık mücadelesinin örneği olmuştur. Hasta adam dedikleri ve artık öldüğüne inandıkları milletimize saldıran ve paylaşıma girişen batılılara karşı soylu bir direniş gösteren ve zaferle taçlanan milletimizin mücadelesi sayesinde emperyalistlerin süfli emelleri kursaklarında kalmıştır.
Tarihte defalarca haçlı seferleri düzenleyen batılılara karşı uyanık olma mecburiyetimiz vardır.
Yedi düvele karşı büyük bir destan yazan Milli Mücadelenin kahramanları Gazi Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir gibi öncülerin aziz hatıralarını saygıyla anmak boynumuzun borcudur.
Bugün Türkçe konuşabiliyorsak, camilerimiz açıksa, ezanlarımız okunuyorsa, kimse bizi (Zito Venizelos) diye bağırmaya zorlamıyorsa, kimse kusura bakmasın bunu da Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına borçluyuz.
Düşmanlarımızın emellerini ve hayallerini İzmir´de denize döken Milli Mücadele mübarek bir diriliş destanıdır.
“Aslolan vatanın kurtulmasıdır, gerisi teferruattır.” diyerek yola çıkan, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa, Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak Paşa, Kazım Karabekir Paşa olmak üzere bu mübarek Milli Mücadele destanına emeği geçenlerin hepsine Allah´tan rahmet diliyorum.
Fazilet ve feragat örneği göstererek Gazi Mustafa Kemal´i Anadolu´ya gönderen Sultan Vahdettin´e ve Osmanlı hanedanına da şükranlarımızı sunmamız gerekir.
Tarihimizi doğru okuyup, doğru anlarsak yolumuz daha aydınlık milletimiz daha güçlü olacaktır. Yeniden dirilişin ve uyanmanın yolu yeniden Milli Mücadeleden geçer.