Dünyada zor veya kolay iş yok. Bir işin zor ya da kolay olduğu hangi kıstasa göre belirlenir?

 

Dünyada zor veya kolay iş yok. Bir işin zor ya da kolay olduğu hangi kıstasa göre belirlenir?

Kime göre bir iş kolaydır, kime göre bir iş zordur? Aynı iş yerinde çalışan insanlara yanında başka bir çalışan yokken, yani yalnızken şöyle bir soru soracak olsak "Yaptığın iş zor mu yoksa kolay mı?"  alacağımız cevaplar, soruyu sorduğumuz in-san sayısı kadar farklı olacaktır.

Yaptığım iş çok kolay diyen olacağı gibi, dünyanın en ağır işini ben yapıyorum, ya da ne zor ne kolay bir, duruma göre değişiyor; zor olduğu zamanlar  da oluyor, kolay olduğu zamanlar da diyeceklerdir.

Peki, aynı çalışma ortamında, aynı şartlar altında, aynı işverene bağlı olarak ve aynı işi yapan insanlar, nasıl oluyor da yaptıkları iş hakkında birbirlerinden tamamen farklı, hatta birbirlerine zıt cevaplar verebiliyorlar?

Bu sorunun cevabı  tektir ve aynı zamanda basittir.

Zira zor iş ve kolay iş yoktur. Biz insanların yaptığımız işe verdiğimiz sıfattır zor veya kolay kavramları. Mutlu insanlar, içi yaşama sevinci ve kalp huzuru ile dolu onlarlar, yaptıkları işi zevk alarak yapanlar, çalışmaktan keyif alanlar,işlerini bir tür oyun ve eğlenceye dönüştürmesini bilenler ve hepsinden önemlisi işlerini isteyerek, şevkle ve severek yapanlar hiç bir zaman yaptığım iş 'zor' demez. Görünürde zor ve sıkıcı bile olsa yaptıkları işler, bu insanların çalışmalarında hiç bir zaman hiç bir aksama göremezsiniz. Çünkü onlar çalışmaktan, iş yapmaktan ve bir şeyler üretmekten korkmazlar ve çekinmezler. Rızkını temin etmek için yaptığı işten keyif alan kişi  sabahları heyecanla yatağından kalkar, işine severek ve koşarak gider ve kendini yaptığı işe tamamen vererek çalışır, zamanın nasıl geçtiğinin  ve akşamın nasıl olduğunun farkına bile varamaz. Yaptığı işe konsantra olan bir insan tüm kaygılarından da kurtulur aynı zamanda. Marcus Aurelius'un çok isabetli ve yerinde deyişiyle 'Yaşam onu şekillendiren düşüncelerimizden ibarettir.'

Az da olsa bizim insanlarımızda; eğer kişi  kendisine ait olmayan işi yapıyor ve başka birinin iş yerinde çalışıyorsa "nasıl olsa elin işi, ben çalışıyorum, patron kazanıyor" gibi sağlıksız, manasız, yersiz ve yanlış bir düşünce var. Görünürde kim, nerede ve hangi işi yaparsa yapsın ve yaptığı iş , çalıştığı fabrika veya iş yeri kendisinden başkasına ait bile olsa herkes kendi için çalışmış olur. Dünyadaki tüm insanların her türden bedensel, ruhsal, düşünsel ve zihinsel bilumum üretimleri, üretime ve katma değer yaratmaya yönelik çaba ve gayretleri bütün insanlık aleminin, tüm canlıların ve hatta evrenin nam ve hesabına ve yararına olmak üzere ortak bir havuzda toplanır; neticede bu milyonlarca insanın emeklerinin, çalışmalarının, çabalarının ve akıttıkları terlerin meyvesi olan üretim ve gelirlerden herkes payına düşeni alır. Herkesin aldığı pay ne eksiktir ne de fazladır, tastamamdır. Hal böyle olunca kişinin yaptığı iş ne olursa olsun, kimin iş yerinde çalışıyorsa çalışsın daima işini sevmesi, benimsemesi ve kendi işini yapar gibi yapması her şeyden önce kendi yararınadır.

ÖZSÖZ:  'Yaşam onu şekillendiren düşüncelerimizden ibarettir." Marcus Aurelius