Aslında hırsla beklediğimiz maçlardan biriydi Denizlispor karşılaşması.

Tarihe baktığımızda bu liglerde karşılaştığımız maçlarda rakibe üstünlüğümüz hiç yok. Zaten en sonda yaklaşık 32 yıl önce karşılaşmışız. Düşünün o yıldan beri hiç yolumuz kesişmemiz. Rakibin düşüşe geçmesi sonucunda da yıllar sonra aynı ligde ilk kez hem de 4 golle kazanmışız. İlk yarı bu takıma yenilmiştik ve o maçtan bugüne rakip çok irtifa kaybetmiş, biz erken golü atarak genç takımların hiç sevmediği bir işi yaptık. Onlar çırpınırken 2’yi bulduk. Aslında maç o dakikada bitmiş oldu.

Furkan hatrick yaparak maçın oyuncusu oldu. Rakibin gardını çabuk düşürünce çok rahat bir maç izledik. Galibiyetin keyfini çıkardık. Bu maçla ilgili bana göre çok tartışılacak bir tarafta yok. Kısaca ölçüsü olmayan ama bizim için puan konumu açısından gerekli bir kazanımdı.

Oyunsal anlamda zaten üstün olan taraf bizdik. Değişiklikler tamamen adet yerini bulsun anlamında yapıldı. Yani girenin çıkandan üstün bir yanı olmadı. Ben Emirhan’ı merak ediyordum. Aslında ona göre bir maçtı ama teknik heyet tercih etmedi. Yapacak bir şey yok.

Seyircisiz tribünlerde 3 puan 4 golle geldi. Maçın her şeyiyle hakimi bizdik. Rakip çokça dağınıktı. Yapılması gereken ise bundan sonra nasıl bir yol izleneceği. Çünkü bana göre play-off hayal ve bu hayalin arkasına takılmak bize mali anlamda zarar verecek gibi...