Ligde 17 hafta geride kaldı.
Sezona ne umutla başlayan İnegölspor, ligi nerede tamamladı. Şaka gibi bir devre yaşadık.
Düşünün bu kalitede bu isimlerden kurulu takım 10 kez berabere kaldı, evinde 3 kez yenildi, 4 maçıda galip tamamladı. Sanki tipik bir orta sıralar takımı. Bunu ben değil. İstatistikler söylüyor.
1461 Trabzon maçı İnegölspor adına büyük önem arz ediyordu. Hem aynı puanda olmamız hemde üst sıralara taşıma umudunu sürdürebilme açısından kazanmamız ve devre arasına moralli girme içinde ayrı önemi vardı.
Maçada iyi başladık. Beni umutlandıran gollük pozisyonlar olmasa da, genç bir takım olan rakibe karşı baskılı görünmemiz ve onlardan fazla istememiz bu maçı alırız düşüncesine sevketmişti ki, yine az sayıda yakalanan pozisyonlar ve cömertçe bunları harcamamız, seyircininde olmaması 1461 takımının ekmeğine yağ sürerken, işlerde açıkça tamda onların istediği gibi gitmeye başladı.
İlk yarıda gollük pozisyonu zor bulan ve bunları değerlendiremeyen İnegölspor, ikinci yarı istediğini alır derken, kaleci Tevfik ve Ali Aytemur arasında anlaşmazlık ve akabinde şok bir gol geldi. Yine işler sarpa saracak derkende, 1461 10 kişi kaldı ve İnegölspor yine sazı eline aldı ama öyle rakibi ezen, sahada yok sayan bir oyun değil, sadece orta alanda ve savunmasında top çeviren ve topu kendi alanında tutmaya çalışan bir görünüm verdik.
Takımda yenilen gol sonrası oluşan telaş ve panik birkaç dakika sürerken, çok iyi bir dakikada beraberlik sayısı geldi. Umutlarımız artarklende yine hayal kırıklığı yaşadık ve bir türlü galibiyet golünü atamadık.
Sahaya baktığımızda kalede Tevfik yeinilen golde ciddi hata yaparken, savunmada Bilal tecrübesi ve hırsıyla arkadaşlarından bir adım öndeydi. Yanındaki Ali Aytemur ise istekli ama bir o kadar savruk futboluyla yürekleri ağza getirdi. Sağda Recep, solda Lider hem ofansta hem savunmada göze, dişe dokunur hata yapmadılar. Orta alanda Hacı Mustafa ve Oğuz iyi mücadele etmiş gözükseler de bence yeterli değillerdi. Hele ki Oğuz beklentilerin altında kaldı, Hacı ise hem topları iyi kullanamadı hemde kendinden beklenen final paslarını atamadı. Emrah Dağ ise zaten takımın en çok koşan ve basan oyuncusu. Zeminde ağır olunca çabuk yoruldu, çıkmak zorunda kaldı ama oyunda kaldığı süre içinde iyi mücadele etti. Ömürcan ise iyi toplar getirdi, iyi paslar attı ama sonuçta nokta golcü olmayınca o toplarda güme gitti. Ama Ömürcan´ın hırsı ve isteği tartışılmaz. Emre Okur sürpriz golleri sonrası ağır bir yükün altına girdi ve sahada golcü modunu üstlendi ama bende artık şuna inandım ki, Emre Okur iyi bir golcü alınıp, asıl yeri sağ kanata geçmeli. Çünkü orada oynamak ayrı bir hikâye. Velhasıl Emre´nin gole dönük oynadığı maçlarda hem kendi mutsuz görünüm veriyor hemde takıma katkısı çok az. Mahmut Şeker, İsmail hoca ile iyi şans buluyor ama bence yetersiz. Bunu neden söylüyorum, maça hırsını ve azmini koymasını gerekiyor. Sanki onun değilde kulübün ona kesin ihtiyacı var. Böyle giderse 3. Lige kiralık gider, orada da İsmail Güldüren kadar kimse üstüne düşmez, benden söylemesi. Sonradan oyuna giren Ömer Faruk Boz hareketli ama topla çok oynaması ya da kalabalığın içine girip geçmeye çalışması bunlar sıkıntı ama ciddi şekilde ileri gitmesi, çabuk ve ince çalım atabilmesi artısı. Eksikleri yok değil fakat biz kimleri taşımadık ki kulüp olarak, bari o da çalışır eksiklerini giderir en azından hem İnegölspor´un evladı hemde umut vaat ediyor. Hasan Küçcük hareketli yetenekli ama verim alamadığımız bir oyuncu. Devre arasında ne olur bilemem ama eğer Yasin Görkem´de takıma katılırsa bence takımda tutulması yanlış.
Yönetimin takviye konusunda görüştüğü isimler hepsi kariyeri olan oyuncular. Bu nedenle fazla mali yüke girmeden bu isimlerle anlaşılırsa, gelecek sezon adına da iyi yatırım olur. Fakat  devre arasını en iyi şekilde değerlendirmekte şart.
Sonuç olarak ilk yarıda takım ileri uçtaki sıkıntı nedeniyle çoğu maçta berabere kalarak hedefinden uzağında ligi bitirdi. Yönetim üstüne düşeni fazlasıyla yaptı, takıma iyi isimleri kattı. Osman hocadan sonrada İsmail Güldüren´e de ikinci şansı verdi. Bizde 7 resmi maçta galibiyetle tanışamayan teknik heyete kendi evladımız diyerek sahip çıktık ama artık onlarda devrede duygusal davranmadan profesyonelliğin getirdiği kuralları uyarak işlerini yapmaları gerekecek. Çünkü aksi taktirde bu durum İnegölspor için bir sezon ama İsmail Güldüren için birkaç sezona mal olacak gibi görünüyor.