Yüce Rabbimize hamd-ü senalar olsun ki, dünya yolculuğumuz sona ermeden, sağlık, afiyet ve imanla bu sene de rahmet ve mağfiret ayı mübarek Ramazan-ı Şerif ayına yaklaşmış bulunuyoruz. İnşallah 26 Mayıs Cuma günü akşamı yani bu akşam ilk teravih namazını kılacağız ve 27 Mayıs Cumartesi gecesi sahura kalkacak ve oruca başlayacağız.
Ramazan; Yüce Allah´ın sevgisiyle dolup taşacağımız, dua, secde ve mukabelelerle manevi âlemlere koşacağımız, daha iyi bir kul olma yarışına gireceğimiz mübarek bir aydır.

Ramazan; ilahi emirlerin ışığı altında kendimizi hesaba çekeceğimiz, kalplerimizi ve fikirlerimizi kötülüklerden kurtarmaya çalışacağımız mübarek günlerdir.

Ramazan ayı, hayır ve bereket ayıdır. Dua ve niyaz ayıdır. Günahlardan temizlenme, cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Peygamberimiz bu aydan söz ederken: “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur” buyurmuştur.

Bu ayın on iki ay içerisinde özel bir yeri ve değeri vardır. Ramazan, ayların sultanı olarak kabul edilmiştir. Ramazan Kur´an ayıdır, Oruç ayıdır, takva ayıdır, şükür ayıdır, tevbe ayıdır.

Kalplere nur, gönüllere şifa, mü´minlere rahmet olan; bütün insanlığı cehaletten, karanlıktan, vahşetten ve delaletten kurtaran; doğru yola ve ilahi nura, ilme, medeniyete ve saadete ulaştıran Kur´an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Bu sebeple bu aya “Kur´an ayı” da denilmektedir. Yüce Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, Hak ile batılı ayıran Kur´an-ı Kerim, o ayda indirilmiştir. Sizden her kim bu ayı idrak ederse oruç tutsun”

Bu ay baştan son hayırdır. Hayrın karşılığı ise cennettir. Bir ekenin bin biçeceği, manevi bir hasat mevsimidir.
Ramazan ayında oruca başlayabilmek için, Ramazan hilalini gözetlememizi ve hilali gördüğümüz zaman da oruca başlamamızı Peygamber (sav) Efendimiz bizden istemektedir.

“Hilali Ramazanın başında görünce oruca başlayınız. Şevval ayının hilalini görünce de bayram ediniz. Hava bulutlu olur da hilali göremeyecek olursanız ayın sonunu takdir ederek belirleyiniz ( ayı otuza tamamlayınız”.
“Ramazan hilalini görmedikçe oruca başlamayın, Şevval hilalini görmedikçe de oruca son vermeyin. Hava bulutlu olursa ayın sonunu takdir ederek belirleyiniz”

Hilali gözetleme işi astronomik bir işlemdir. Astronominin esası ise hesaptır. Özellikle çağımızda son derece gelişmiş bulunan astronomi bilimi verileri ile hilalin doğuş zamanları rahatlıkla ve kesin bir şekilde belirlenebilmektedir.

(O Sevgili Peygamberimiz (sav) Ramazan ayının fazileti hakkında şöyle buyurmaktadır:

“Eğer ümmetim Ramazan ayında tecelli eden fazilet ve mükâfatları gerçekten bilmiş olsalardı, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi”

“Kim inanarak ve sevabını Allah´tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar”.

“Size Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır. O ayda oruç tutmayı Allah size farz kıldı. O ayda cennetin kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır. Şeytanların azgınları zincire vurulur. O ayda Allah´ın bir gecesi vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan Allah´ın rahmetinden mahrum kalır”

“ Ramazan ayının ilk gecesi olduğu zaman şeytanlar ile cinlerin azgınları zincire vurulur, cehennem kapıları kapatılır, onlardan hiçbiri açılmaz. Cennet açılır ve onlardan hiç biri kapanmaz. Bir münadi şöyle seslenir: Ey hayırlı işler yapmak isteyen kimse! Bu isteğini yerine getir, hayırlı işler yap. Ey kötü işler yapmak isteyen insan! Bu istediğinden vazgeç. Allah Ramazan ayında birçok insanı cehennemden azat eder. Bu durum Ramazanın her gecesinde devam eder. Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.” (Ramazan ayı otuz günlük bir programdır. Günlük program sahurla başlar. Mü´min sahura kalkarak programa kaydını yaptırmış olur. Ramazan mektebinin programı çok geniştir. Programda namaz vardır, kıyam vardır, kıraat vardır, teheccüd vardır, nafile vardır, infak vardır, teravih vardır, kadir vardır, Kur´an vardır, mukabele vardır, ilim vardır, irfan vardır, itikâf vardı, ibadet vardır, iyilik vardır, güzellik vardır, tövbe vardır, hürriyet vardır, terbiye vardır, arınma vardır, korunma vardır, orucun neşesi bayram vardır.

Ramazan mektebinin programı bizzat Allah tarafından tanzim edilmiştir. Sahurla başlayıp iftarla son bulan bu programa teravih, Hz. Peygamber tarafından eklenmiştir.

Peygamberimiz, Ramazan ayının diğer aylara üstünlüğünü belirtip şöyle buyurdular:

“Allah size bu ayda Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini, Teravih namazını sünnet kıldım. Kim Ramazan ayının faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah´tan umarak orucunu tutar, namazlarını kılarsa anasından doğduğu gün gibi günahlardan kurtulur”

Bu mektepte, hiçbir okul, medrese ve üniversitede olmayan eğitim vardır. Dini mazereti olmayan her insanı kendine öğrenci olarak kabul ettirmiştir. Hz. Peygamber bir Hadisinde:

“Her kim Ramazanı inanarak ve sadece Allah rızası için oruçlu geçirirse geçmiş bütün günahları af olur” buyurarak, eğer iman ve ihlasla tatbik edilmişse Ramazan mektebinin sonunda mağfiret ve arınma olduğunu bizlere müjdelemiştir.

Peygamberimiz bir gün minbere çıkıp üç kere “âmin, âmin, âmin” dedi. Sonra şöyle buyurdu: “Cebrail (as) bana gelip: “Kim Ramazana yetişirde oruç tutmayarak bu ayda bağışlanmazsa Allah onu ilahi rahmetinden uzaklaştırsın” dedi, Ben de “âmin” dedim.”

Ramazan, insanların kendilerini hesaba çekmeleri, hatalarını fark etmeleri ve günahlarından tövbe edip Yüce Allah´a yönelmeleri için bir fırsattır. Ramazan ayında yoğunlaşan ibadetler, özellikle oruç, zekât ve fıtır sadakası Müslümanları Yüce Allah´a daha çok yaklaştırmakta, mutlu ve huzurlu yapmakta, onları nefis terbiyesinde, sosyal dayanışma ve yardımlaşmada daha başarılı kılmaktadır.

Ramazanda bir ay oruç tutmak, kişiye olduğu kadar, topluma da çok yönlü mesajlar verir. Huzur ve karşılıklı güvenin tesisini sağlar. Kişi sabır ve sebatla açlığa karşı tahammülü; fakirlerin halini düşünmeyi; hoşgörülü olmayı ve nice güzel hasletleri kazanma imkânına Ramazan ve oruçla sahip olur.

Feyizli ve bereketli günlerin içine girdiğimiz bu mübarek Ramazan ayını, hayatımızın son Ramazanı imiş gibi değerlendirmemiz, İlahi rahmetin oluk oluk aktığı bu ayı gaflet ve dalgınlıkla geçirmememiz gerekmektedir.
Ramazan ayının fazileti ile ilgli Hadis-i Şeriflerin tümünü içeren şöyle bir rivayet her şeyi özetlemektedir.
Sahabeden Selami el- Farisi (ra) şöyle anlatıyor:

“Allah´ın elçisi Şaban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve buyurdu: “ Ey İnsanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir aydır ki, onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir aydır ki, Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini de nafile ibadet (teravih namazı) ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan ayında hayır işlerse, Ramazan ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Kim Ramazan ayında bir farzı eda ederse, Ramazan ayı dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı (karşılığı) ise cennettir. Ramazan yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda mü´minin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mü´mine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur. İftar yemeği verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır, oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz. Sahabe:

“ Ey Allah´ın elçisi! Hepimiz iftar verecek güce sahip değiliz ki !” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Allah bu sevabı bir tek hurma veya bir bardak su veya bir içimlik süt ikramı ile de verir” buyurdu.

Peygamberimiz konuşmasına şöyle devam etti: “ Ramazan evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Kim bu ayda işçisinin/ hizmetçisinin işini hafifletirse, Allah onu bağışlar. Ey İnsanlar! Ramazan ayında dört şeyi çok yapın. Bunlardan ikisi ile Rabbinizin rızasını elde edersiniz. Diğer ikisine de sizin ihtiyacınız vardır. Rabbinizin rızasını kazanacağız şeyler; Kelime-i şahadet ve tövbe-i istiğfardır. Sizin muhtaç olduğunuz iki şey ise, Allah´tan cenneti ister, cehennemden O´na sığınırsınız. Kim oruç tutan bir mü´mine su ikram ederse, Allah onu benim Kevser havuzumdan içirir. Kevser havuzundan içen cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”

Ramazan ayını mübarek kılan en önemli unsurlardan biri de Kadir Gecesinin bu ayda olmasıdır. Kadir Gecesine çok büyük önem veren Sevgili Peygamberimiz, Ramazan ayı içerisinde gizlenmiş bulunan Kadir Gecesini “…Ramazan ayının son on gününde arayın…” uyurmuştur. Kadir Gecesi Ramazan ayının son on gününde ve tek sayılı gecelerin Kadir Gecesi olma ihtimalinden dolayı kendisi de aile efradı ile birlikte 23., 25., 27. Geceleri uzun süre ibadet ederek geçirirlerdi.

Sohbetime son verirken hepinizin Ramazan-i Şerifinizi kutluyor, ülkemiz, milletimiz ve insanlık âlemi için hayırlara ve affımıza vesile olmasını Yüce Allah´tan niyaz ediyorum.