Play-off hattı ile 10, düşme ile 6 puanlık farkı olan İnegölspor´da artık beklentiler özellikle iç sahada kazanıp, ligi iyi yerde tamamlama olarak görünüyor. Tabi düşünceler, beklentiler bu yönde olsada, sahada oynayan takımın bu işi ne kadar ciddiye aldığı ayrı bir konu.
Sanki adeta tehlikenin içine doğru gitmek için mücadele veriyoruz. Bu tip maçları sahanda kazanamazsan Kırklareli, Tokat ve Trabzon maçlarında adeta savaşa çıkarsın. Zaten sahada yürüyorsun, mücadeleden eser yok. Allah muhafaza cümle aleme maskara olursunuz beyler.
Maça hakemden başlayalım. Rakip Aydın, hakem İzmir bölgesi, 4. hakemde Denizli. Ey MHK, yardımcılarda İzmir´den olmaz, en az onları da Muğla. Manisa yapsaydın da tam Ege karması olsaydı.
Hakem maçın kaderiyle oynadı mı direkt, hayır ama dolaylı yoldan evet. Zamanında yada hiç çıkmayan rakip adına sarı kartlar ve İnegöl çıkışlarında anlamsız çalınan düdüklerle kesilen ataklar. Zaten yarım yamalak kaleye gelmeye çalışıyoruz, onuda bu tür kara vicdansızlar kesiyor.
Sahada İnegölspor´un isteği fazla bir görünüm vardı ama buna rağmen bakınca hemen anlıyorsunuz oynamak istesede, rakip kaleye gitmeye çalışsada, sanki takımın ruhu yok gibi. Artık rakip ceza alanı çevresine girdiğimizde bile heyecanlanıyoruz. O kadar oralarda olmayı özlemişiz ki artık.
Sahada yine diziliş anlamında bakıldığında, İnegölspor en ideal kadroyla çıktı. Kalede Şener´in golde yer tutuş anlamında hata yaptığını söyleyebiliriz. Yine yenen golde hem Recep hem Ali Aytemur rakip oyuncuya müdahalede geç kaldılar. Ama Recep bunun dışında sahanın en istekli oyuncusu durumundaydı. Fakat onca koşmasına karşın final paslarında isabetli olamaması şanssızlık. Savunmada Ali Aytemur-Bilal ikilisi uyumlu bir görüntü verdiler. Ali Aytemur geçen haftalara göre daha derli toplu görüntü verdi. Ancak rakibe dengesiz müdahalelerini ise bırakması gerek.
Sağda Lider oyunun bazı bölümlerinde ofansa çıkarak katkı vermeye çalıştı fakat ben ondan daha çok ileri çıkmasını bekledim. Taktik icabıysa bilemem ancak Aydınspor´un o bölgesi delinebilirdi. Orta sahada Hasan Küçcük en çok koşan, basan ve mücadele eden bir oyuncu görünümündeydi. Oyunda kaldığı sürece iyi işlere imza attık. Ergün hocanın neden onu oyundan aldığını hala anlamış değilim. Emrah Dağ´ı haftalardır söylüyorum, bu sezon ne boyu kısaldı nede uzayacak ama bu maçta fazla top kaybı yaşadı. Zaten zor atağa çıkıp zor top çalıyoruz, onuda rakibe verirsek ne olur halimiz Emrah. İsmet Hakkı´da maça iyi başlayan oyuncuydu ama maalesef sonunu getiremedi. Dakikalar geçtikçe yorgunluk belirtileri önce top kaybetmelerine sonrada agresifliğe döndü. Değişkliklede oyunda çıktı. Fakat hakkını yemeyelim, oyunda kaldığı sürece iyi niyetliydi. Emre Okur´un eski görünümünden eser yoktu. Oyunun bazı anlarında kalitesini konuşturan Emre, bazen ise rakibe verdiği toplarla saç baş yoldurttu, O da baktı ki takım kapasitesi belli, salmış, o da diğer yolcular gibi kendini geminin varacağı limanı bekliyor. Yenen golde de topa gitmemesinden Berat´ın pozisyonu oluşturduğunu söyleyelim.
Hüseyin Ali Pala golü attı ama sadece o kadar, ondan sonrası karanlık bir film. Nokta golcü değil, takım ondan gol bekliyor, o tam olarak istedikleri topları alamıyor ve bu keşmekeş altında ha Emre Üktaş ha Eren Açıkgöz hiçbir farkı yok dedirtiyor insana ama ona söyleyeceğimiz söz yok. İnegölspor´un yapısını bilmelerine rağmen bu transferi yapanlara ne demeli. Raif´in mücadelesi, top alıp kaleye gitme çabası bu maçtada sürdü ama geçen haftalarda söyledik Raif´ten iki sezon öncesi performansı bekliyoruz. Bence bu noktada beklentilerimizi azaltmamız gerek. Çünkü fazlası haksızlık olur.
Sonradan oyuna giren Oğuz tam bir hayal kırıklığı. Bir oyuncu bir insanı bu kadar mı yanıltır, hayret edilecek bir durum. Sezon başı herkesin umut bağladığı bu oyuncunun maalesef hiçbir ekstra özelliğini tam manasıyla göremedik. Ömürcan ise oyuna hareketlik getirdi ama bence biraz daha erken oyuna alınabilirdi. Hacı Mustafa ise oyuna son bölümlerinde girdi ama oyuncu oyuna dahil olurken yüzündeki heyecan beli olur, fakat Hacı´nın maalesef ne heyecanı nede isteği kalmış. Bunda oynamamasının psikolojisi olabilir fakat futbolcu alınırken, ilk 11 garantisi verilmiyor bildiğimiz kadar. İsmini sahaya yansıtırsan zaten seni kimse kesmez, devamlı oynarsın ama tersinde fazla takılmaman gereklidir.
Rakip takımda ise Vedat, Reşo ve Berat gibi ekstra oyuncular ön plana çıktı. Savunmaları ağır aksak olmalarına rağmen, bu 3 oyuncunun çok istemeleri deplasmandan puan almalarını sağladı. En önemliside puanı isteyerek ve sökerek aldılar. Aydınspor´u bu noktada tebrik ediyoruz.
Son olarak, İnegölspor haftaya çok zor bir deplasman olan Kırklareli ile karşılaşacak. Rakibin durumu ortada ve biz ilk yarıda onları İnegöl´de yenemedik. Bunun tekrarı olacak diye bir kaide yok ama sahada oynayan oyuncularımız isterse kazanıp son haftalara daha rahat girmemizi sağlayacaktır. Zaten bu saatten sonra ne fazlaca konuşulacak nede fazlaca tartışılacak bir durumdayız. Sadece toplayabileceğimiz puanları alıp, ligi iyi yerde tamamlamak artık ortak hedefimiz.