İnegölspor´un son 3 haftada aldığı 9 puan takım ve camiada moralleri artırdı ama insan ister istemez soruyor “daha önce neredeydiniz?” diye. Mali krizle boğuşan Karşıyaka, bu sezon bu lige gelen Kastamonu play-off´u kovalarken, sen sıradan bir görüntü çizerek ligi orta sıralarda tamamlıyorsun. Sebepleri çok ama fazla konuşmak kimseye yarar sağlamaz. En azından şu aralar haftalardır yaşamadığımız ve peşpeşe 3 haftadır tattığımız duyguların tadını çıkartalım.

Sarıyer karşısında İnegölspor maça iyi başlamadı. Bundan takımda biraz durgunluk, birazda konuk takımda kaliteli ayakların fazla olmasının payı yüksekti. Özellikle hem sağ hem solda oynayabilen Oğuz Mataracı, ileri uçta Emrah Uzun, Yasin ve orta sahada Hakan Soylu kesinlikle arkadaşlarından bir adım öndeydiler. Böyle ekstra oyuncular oluncada otomatik olarak sazı elinize almış bulunuyorsunuz.

Sarıyer oyunun çoğu bölümünde üstün gözüktü ama İnegölspor´un inancının tam olması takımda kara bulutların dağılması ve stres haftaların olmayışı maçın lehimize bitmemize neden oldu.

Kalede Şener önemli kurtarışlar yaparak, galibiyette büyük rol oynadı. Hele oyunun son dakikalarında Emrah´ın net pozisyonunu çıkartması işin rengini farklı yöne çekti. Savunmada Bilal-Ali Aytemur uyumu oturdu. En azından Ali eskisi gibi nerede ne yapacak korkusu yaşatmıyor bizlere. Burada Ergün hocanın ona verdiği güvenin önemi büyük. Solda Recep´in mücadelesine diyecek yok ama kaptırdığı topların yada arkasına atılan toplarda ciddi sorun yaşıyoruz. Fakat tribünü ayakta tutması ve maçın diri geçmesini sağlaması bizim adımıza avantaj. Sağda Lider´in bölgesinden gelen golde çabuk geriye dönememesinde pay büyük. Rakip biraz dişli ve yetenekli olunca sıradan bek durumuna dönüyor. Oysa bana göre bu ligin önemli sağbeklerinden biridir kendisi diye düşünüyorum. Burasıda çok ilginç, yediğimiz gollerin yarısı sağ, yarısı sol taraftan gelmiş. Göbek yada kaleci hatasından yenen gol sayısı o kadar fazla değil. Biz ne diyoruz, en iyi sol bek ile sağbek bizde, biz mi yanlış görüyoruz yoksa futbol böylemi oynanıyor çözemedik gitti.

Orta sahada Hacı ile Oğuz çoğu maçta birlikte oynamadılar. Oynadıkları maçlarda özellikle son haftalarda büyük özveriyle oynuyorlar. Şimdi soralım; arkadaş bu istek, arzu niye önceki haftalarda devreye girmedi. Oğuz o kadar koşuyorsun, mücadele ediyorsun tebrik ediyoruz da illa yedek kulübesini görmen mi gerekiyordu yada önceki teknik direktörlerimiz bunları neden yapmadı da oyuncuların isimlerin etkisinde kaldı. Emre Okur kulüpte haftalar önce yaşanan nahoş olay sonrası suskunluğa büründü. Ardından bu olayın etkisinden kurtuldu ve iyi futbolun yanında gollerini sıralamaya devam ediyor. Bence önümüzdeki sezon kesinlikle kadroda tutulması gereken bir futbolcu. Bu maçta yine ön plandaydı ve zaten kalitesini tartışmakta yersiz. İsmet Hakkı için haftalardır söylüyoruz, sadece kondisyon ve bunuda artık çözmesi zor. Gelecek sezon için kalacaksa maçı tamamlayacak bir güce sahip olması gerek. Yoksa ya oyunun son bölümünde yer bulur yada 50 -60´ta oyundan çıkar ama bana göre iyi ve diri bir İsmet Hakkı takımda her zaman iş yapar.
Raif maça nasıl başlarsa öyle bitiriyor. Bu maçtada gol isteğini fazlasıyla hissettirdi ama çabası gol getirmedi. Oyunun ikinci yarısında ciddi yorgunluk belirtisi gösterdi, hatta bir pozisyonda önü boş olduğu halde yorgunluktan gidemedi. Raif, İnegölspor´a geldiğinden bu yana iki kez ekstra oynadı, Tuzla ve Tokat maçları. Onlarda hayati maçlardı. Artık eskisi gibi ekstra şeyler beklemeden Raif´ten faydalanma yoluna gideceğiz. Çünkü eskisi gibi bir şeyler istemek hem haksızlık hemde insafsızlık olur diyorum.

Oyunun ikinci yarsında oyuna giren Ömürcan´ı uzun zaman sonra ilk kez bu kadar faydalı ve istekli gördüm. Rakibin sol tarafını adeta felce uğrattı. Neymiş istersen, biraz daha fazla istersen yeteneğin ortaya çıkıyormuş. İstedin, oynadın ve farkın hemen hissedildi. Golü sonradan oyuna giren Hasan´ın atması hem ona hem takıma büyük moral verdi. Sezon başı oldukça büyük umutlarla transfer edilen ve maçların çoğunu ya sakatlıkla ya da kulübede geçiren bu oyuncunun bazı maçlarında etkili olduğunu söyleyelim ama şanssızlığı bu ligin iki en iyisi Hacı ve Oğuz gibi oyuncularla rekabet halinde olmasıydı. Bu iki oyuncu koşmadan oynuyorlardı, şans buldu ama onlar baktı ki bu böyle gitmeyecek biraz sıkınca da kaliteleri devreye girdi, Hasan´a da kulübe yolu gözüktü ama bir gerçek var, oyunda kaldığı sürece “adım hıdır elimden gelen budur” misali varını yoğunu sahaya koyuyor. Ayrıca tebrik etmek gerek.

Sonuç olarak 3 puan aldık ve kalan 3 maça formalite olarak çıkacağız. Bana göre artık bazı oyunculara özellikle U-19 takımından bahsediyorum, şans verilmeli ve kapasiteleri değerlendirilmeli. Yoksa bu sezon çok masal dinledik, eğer yeni sezonla ilgilide acil önlem almasak çok masallar dinleriz gibi geliyor bana…