Hemşirelik mesleğinin kurucusu kabul edilen Florance Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs’ın, mesleğinde modern anlamda doğuşu olarak kabul edildiğini ve 1964 yılından bu yana ülkemizde de Dünya Hemşireler Günü olarak kutlandığını ifade eden Erman Açıkgöz, “Ülkemiz hemşireleri, dünyadaki meslektaşlarından çok daha fazla sorunla baş etmeye çalışmaktadır. Sağlıkta dönüşüm sistemi ile birlikte hemşirelik mesleğinin sorunları katlanarak artmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 149 sayılı hemşirelik personelinin çalışma koşulları ile ilgili antlaşmasında ve 157 sayılı tavsiye kararında; çalışma saatinin haftada 40 saat, günlük çalışma saatinin 8-12 saat olması, haftalık kesintisiz 36-48 saat dinlenme süresi ve nöbetler arası en az 12 saat kesintisiz dinlenme süresi olması, yıllık ücretli izinlerin en az 4 hafta olması gerektiğini bildirmektedir. Antlaşmayı imzalayan 38 ülke arasında yer almayan Türkiye’de vardiyalı çalışma sistemine göre 16-24 saatlik nöbetler söz konusu olabilmektedir. Farklı mesleklerin görev alanına giren hizmetler, personel yetersizliğinden dolayı yine hemşirelerin omuzlarına yüklenmiştir. Hemşireler görevleri dışı işlerde ve istekleri dışı saatlerde çalıştırılmaktadır. İş yükü, uzun çalışma süreleri, riskli çalışma koşulları, ücretlerin yetersizliği, mesleğin statü sorunları, işin fiziksel ve zihinsel güçlüğü, zaman baskısı gibi nedenler hemşirelerin fiziksel ve ruhsal sağlık sorunları yaşamalarına neden olmaktadır. Tüm bunların yanı sıra artan şiddet ve mobbing olayları da hemşireler için yıkıcı sorunlar oluşturmaktadır. Sağlıkta dönüşüm adı altında yürütülen kamu sağlık hizmetlerinin, özel sağlık sektörüne dönüştürülme sürecinde yapılan yasal düzenlemeler ve uygulamalar, sağlığı piyasalaştırırken tüm sağlık meslek mensuplarını olduğu gibi hemşireleri de tükenmişliğe sürüklemektedir” diye konuştu.

YIPRANMA PAYI TALEPLERİ HALA DÜZENLENMEMİŞTİR

Performans uygulaması ile hasta sayısı, yapılacak iş ve işlemler artarken, hemşire istihdam sayısında gerekli artışın sağlanmadığını belirten Açıkgöz, “100 bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı OECD ülke ortalaması bin 98 iken, Türkiye’de bu sayı 257’dir. Güçlü bir sağlık sistemi için bir an önce yeterli sayıda kadrolu ve güvenceli olarak hemşire istihdam edilmelidir. Sağlıklı bir toplum için hemşirelerin katkısını en üst düzeye çıkaracak koşulları yaratmak önemlidir. Bu çerçevede ağır iş yükü altında ezilen hemşirelerin yıllardır dile getirdiği yıpranma payı talepleri hala düzenlenmemiştir. Ek ödemeleri emekliliğe yansıtacak düzenleme hala yasalaşmamıştır. Tüm sağlık çalışanlarının olduğu gibi hemşirelerin de bir an evvel yasalaşmasını beklediği düzenlemeler, beklentiler doğrultusunda hayata geçirilmelidir. Döviz kuru, enflasyon karşısında eriyen ücretler, insan onuruna yaraşır bir yaşam için gerekli düzeye yükseltilmelidir. Genel Sağlık-İş olarak; hemşirelik mesleğin bugünü ve yarını için tüm meslektaşlarımızı birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Bilinmelidir ki, hemşireler hesaba katılması gereken bir güçtür. Sorun yumağı haline gelmiş bu sistemi, birlikte değiştirebiliriz. Emeğimizin karşılık bulduğu gelecek güzel günleri birlikte var etmek dileğiyle, tüm meslektaşlarımın 12 Mayıs Dünya Hemşireler Gününü kutlarız” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim