Günlerdir konuşuluyor, ikinci bir darbe girişimi olacak mı? FETÖ´nün ordu ve polis içindeki kriptoları yeniden harekete geçip, ikinci bir dalgayı başlatacak mı?

“Temkinli olalım, tetikte olalım” açıklamaları ard arda yapılıyor.

Peki, nedir temkinli olmak? Tetikte olmak için ne yapmak lazım?

Herkes uyarıyor ama bir yol gösteren yok.

Öncelikle şunu anlamak lazım. 15 Temmuz bitmedi ama ikinci bir dalga olmayacak…

Bu saldırı dalga dalga ilerleyen bir plan değil. Bu saldırı bir süreç. 15 Temmuz´da biten değil, 15 Temmuz´da ilan edilen ve başlatılan bir süreç.

Bu süreçte çok oyuncu var. FETÖ bu süreçteki aktörlerden biri. Tüm süreci yönetecek ne enerjisi ne de gücü var. Hiç olmadı, olmayacakta. Çok sevinmesin FETÖ severler… "Ulan biz neymişiz diye…"

Çünkü bir halt değilsiniz. İpi başkalarının elinde olan vatan haininden başka.

İpi elinde tutan hiçbir üst akıl, kendi vatanına komplo kuranlara bel bağlamaz zaten. FETÖ artık kapanmış bir parantez. Belki son birkaç kullanım alanınız kaldı o kadar.

Bu arada çalıntı KPSS soruları ile memur olup, şu an görevden uzaklaştırılanlar Devlete kızmak yerine, teşekkür etmelilerdir. Devlet onları ömürleri boyunca haram ile geçinmekten kurtarmış oldu. Bundan büyük iyilik mi var. Allah bir daha nasip etmesin…

Bundan sonraki süreç ise daha kapsamlı ve geniş katılımlı olacak. Yurt içi, yurt dışı, tarihi veya coğrafi ne kadar sorun varsa çullanacaklar. Ama en önemlisi ve tüm bu saldırıların nihai hedefi İÇ KARIŞIKLIK… Suriye´de bu gün yaşananlara benzer bir çatışma…

Tam anlamı ile hedef bu…

Suikastlar olabilir, toplu eylemler ve bu eylemlere yönelik terör saldırıları olabilir. İç karışıklığa neden olabilecek ne varsa bu süreçte yaşanacak ama bizimde bir silahımız var. Hem de binlerce yıllık bir silah. İlk Türk Devletlerinden beri bizimle beraber. İslam kültürü ile de iyice güçlenmiş bir savunma silahı…

DEVLETE BAĞLILIK…

Nedir devlete bağlılık?

Tam adı ile kurumsal devlet yapısına bağlılık…

Belki hissetmiyorsunuz ama hep içinizde bu silah…

En azında kendini bu milletin bir ferdi olarak gören herkesin içinde.

Hani eve gelen elektrik faturasına ne kadar köpürseniz de, ay sonunda o faturayı ödemek için saatlerce sıraya girersiniz ya… Askere de mantık yok deyip, hayatınızın en gururlu günlerinden biri olan yemin töreniniz aklınıza gelince, “yine olsa yine yaparım dersiniz ya…” Siyasete ve siyasetçilere ne kadar sövenizde, çarşıda pazarda karşılaşınca elini sıkarsınız ya… Eğitim sisteminin hiçbir işe yaramadığından yakınıp, çocuğunuzu her gün okula gönderirsiniz ya… İşte bunlar hep o Devlet kavramına olan saygı bağlığınızdan.

Bu bağlılığı kötü amellerine alet eden siyasiler ve yöneticiler olabilir. Bu onların ayıbıdır. Asla ve asla size ait olan bu silahı yere bırakmanıza sebep değildir. Bu siyasilere ders vermenin başka yolları vardır.  Karışıklık, kaos ortamı ve devlete başkaldırı sadece bizi böler ve yok eder…

Devlete olan bağlılığımız yok olduğu an, işte o zaman durum fena. Suriye´de ne olduysa yaşamaya hazır olun. Böyle bir karışıklıkta, ailenizin ve kendi canınızı korumaya çalışırken, liberal, sosyalist veya muhafazakâr olduğunuz aklınıza bile gelmez.

Geçmişte karşıt görüşlülerle yaşadığınız ideolojik kavgalar, sulh zamanlarında oynadığınız tatlı bir oyun olarak hatırınıza gelir sadece.

Allah göstermesin…

“Biz Suriye gibi olmayız´´ diyorsanız, katılıyorum.

Evet, biz Suriye gibi olmayız.

Olamayız.

Olmamalıyız.

Onların Türkiye gibi bir limanları vardı. Âmâ bizim yok. Olmayacak da.

Hani Lozan başarımı yoksa hezimet mi? diye tartışıyoruz ya...

Ne fark eder. Biz Lozan´a bağlı kalsak, batı Lozan´a sadık kalacak mı sanıyorsunuz. Biz Lozan´a bağlılık yemini etsek, onlar edecek mi sanıyorsunuz. Lozan ile belirlenmiş sınırlarımıza sonsuza kadar saygı duyacaklar mı sanıyorsunuz? Anlaşmalar kimin umurunda. Hele bir fırsat yakalasınlar da görün siz o zaman. Bölünmüş Türkiye haritalarını hobi olsun diye mi yayınlayıp duruyorlar.

Lozan geçmişte kaldı. Bir sonraki Lozan´da masada daha güçlü olmaktan başka şansımız yok.

İşte o güne kadar elinizdeki silaha sıkı sarılın. Elinizden almak isteyenlere fırsat vermeyin. 15 Temmuz´da bu silahın ne kadar etkili olduğunu gördünüz.

Siz bu silaha sahip çıkarsanız dalga dalga darbe gelse iflah olmaz…

Şuan işleyen süreç, bu silahı elinizden almak için işletilen bir süreç.

Devlet yapısına karşı ayaklanma ve sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti´nin meşrutiyetini kaybetmesini sağlayarak uluslararası askeri müdahaleye açmak. Hep aynı hikâye işte, “size demokrasi getireceğiz…”

Ne demiş cihan padişahı Kanuni; “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...”

Hem devletinize hem de sağlığınıza sahip çıkın inşallah.

Selametle…