Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, TBMM Genel Kurulu'nda bütçe görüşmelerinde; "Bugün birçok kurumumuz gibi maalesef Sayıştay'ın yetkileri kısıtlanmış ve işlevsiz hale getirilmiştir. Sayıştay artık Cumhurbaşkanlığını kısmen denetleyebiliyor. Varlık Fonu'nu ise hiçbir şekilde TBMM adına denetleyemiyor. Türkiye'nin en değerli birikimlerinin ve en büyük şirketlerini barındıran Varlık Fonu'nun Sayıştay tarafından denetlenememesi gerçekten akıl alır gibi değildir" dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile Sayıştay raporlarının görüşmeleri devam ediyor. Genel Kurul'da bugün TBMM, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Sayıştay raporlarına ilişkin söz alan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, şunları söyledi:

"VARLIK FONU'NUN SAYIŞTAY TARAFINDAN DENETLENEMEMESİ GERÇEKTEN AKIL ALIR GİBİ DEĞİLDİR"

"Devlet aklı bazılarının iddia ettiği gibi sadece şahıslar üzerinden muhafaza edilmez. Aynı şekilde devlet aklı kurumlarıyla da nesilden nesile geçer. Diğer kurumlarımız gibi Sayıştay'ı güçlendirmeli, yapısını muhafaza etmeli, geleceğe sağlıklı bir şekilde mutlaka taşımalıyız. Bugün birçok kurumumuz gibi maalesef Sayıştay'ın yetkileri kısıtlanmış ve işlevsiz hale getirilmiştir. Sayıştay artık Cumhurbaşkanlığı’nı kısmen denetleyebiliyor. Varlık Fonu'nu ise hiçbir şekilde TBMM adına denetleyemiyor. Türkiye'nin en değerli birikimlerinin ve en büyük şirketlerini barındıran Varlık Fonu'nun Sayıştay tarafından denetlenememesi gerçekten akıl alır gibi değildir.

Sayıştay'ın incelediği kamu kurumlarında hiçbir şey hemen hemen değişmiyor. Sayıştay raporlarında yer alan açıklar her yıl daha da büyüyerek artıyor. Sayıştay tarafından denetlenen kamu kuruluşları soluğu Cumhurbaşkanlığı’nda alıyor ve denetlendikleri için Sayıştay'ı şikayet ediyorlar. Cevdet Yılmaz Bey dün burada yaptığı konuşmada 2022 yılında merkezi yönetim kapsamında toplam 198 kamu idaresinin denetiminin gerçekleştirildiğini, genel raporlar ve merkezi yönetim kapsamında olmayan kurumlarda dahil olmak üzere Meclis'e toplam 226 rapor sunulduğunu söyledi. Sayıştay'ın 2022 yılında merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ilişkin toplam 1070 bulgu tespit ettiğini ifade etti.

"SAYIŞTAY'IN BİZE GEREKEN DESTEĞİ VEREMEDİĞİ BİR ORTAMDA BÜTÇE KONUŞUYORUZ"

İdare denetim raporlarında bulgu konusu hususlara bakıldığında Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısının ifadelerini tekrar ediyorum, muhasebe kayıtlarında yapılan hatalardan kaynaklanan tespitler olmak üzere kamu idarelerine ait taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarında yapılan hatalar ile personel mevzuatına ilişkin iş ve işlemlerde hataların ön plana çıktığını söyledi. Yani 1070 bulgunun içerisinde insani hatalardan kaynaklanan hataların ön planda olduğunu söyledi. Sayıştay raporlarının tamamı muhasebe hatalarını mı içeriyor? İçlerinde mahkemeye sunulması gereken yolsuzluk dosyaları yok mu? İçlerinde idarenin bunlar üzerinde tasarrufta bulunması gereken mevzular yok mu? Sayıştay'ın bu şekilde işlevsiz hale getirilmesi sonuç itibarıyla TBMM'nin denetleme vazifesine verdiği zararları görmüyor muyuz?

Sayın Cumhurbaşkanı da bir süre önce, 'Sayıştay'ın icracı kurumlardaki denetimini açık arama ve ceza penceresinden bakarak yapmaması gerektiğini düşünüyorum' şeklinde açıklama yapmıştı. Görevi kamu kuruluşlarını denetlemek olan bir kurumun görevini yerine getirdi diye Sayın Cumhurbaşkanı tarafından uyarılması şaşılacak bir durumdur. Parti gözetmeksizin hepinizi göreve çağırıyorum. Sayıştay bizim adımıza bütçenin, harcamaların denetlenmesini yapan bir kurumdur. Yasası bunu çok açık bir şekilde ortaya koyar. Bugün, Sayıştay'ın bize gereken desteği veremediği bir ortamda bütçe konuşuyoruz. Sayıştay'ın hak ettiği şekliyle 154 yıldan beri, bu millet adına yaptığı denetleme vasfını yetkisini kullanması adına Meclis olarak üzerimize düşeni yapalım.

"HER HAL VE ŞART ALTINDA İKTİDARDA KALMAK İÇİN HER YOL MÜBAH OLAMAZ"

İktidarlar kazanılmış kaleler değildir. Her hal ve şart altında iktidarda kalmak için her yol mübah olamaz. Hırsızlıkta, yolsuzlukta kul hakkıdır. Bazıları hırsızlığın, yolsuzluk olmadığına dair fetva vermesine bakmayın. Yarın mahkeme-i kübrada o fetvalar bizim yakamıza yapışacak unutmayın. Emanete ihanet etmek hem hırsızlık hem yolsuzluk sonucu oluşan sonuçları beraberinde getirir. Seçimler birer savaş olmadığı gibi seçimleri kazanmakta ülke imkanlarını ganimet haline getirmez. Dindar kimlikleriyle siyaset yapanların sorumluluğu burada bin kat artmaktadır. Onlar siyaset yaparken, bütçe yaparken, vatandaşa kaynak aktarırken kılı kırk yarmak zorundadır."

Kaynak: İHA