SURİYELİLERİN
VATANDAŞLIK MESELESİ
Son dönemlerde Suriye´li muhacirler hakkında akla hayale gelmeyecek senaryolar uyduruyor bazı arkadaşlar. Tamam 3 milyon insanın hepsi tertemiz, mükemmel insanlar değil elbette. Ama bu ülkedenden 3 milyon insan seçip bir kenara ayırsan ve sonra tek tek incelesen eminim hırsızı, arsızı, katili, tecavüzcüsü bir sürü insan çıkar. Meseleyi bir de Türk vatandaşlığı çerçevesinden değerlendirenler var. Suriye´lilerin Türk vatandaşlığına alınacağı ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini söyleyip duruyorlar. Oysa bu eksik bir bilgi. Geçen gün Erdoğan kendisi canlı yayında açıklamadı mı?! Tüm haber kanallarında çıkmadı mı!? Medyada yazılıp çizilmedi mi ki vatandaşlığa alınacak Suriyeli´lerin okumuş yazmış mevki makam sahibi ya da ticari zekaya sahip iş adamları ile sınırlı olacağını?! Bu tür söylentiler kasıtlı ortaya atılıyor. Sokakları karıştırmak isteyenler var. Yapmayın! Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi batarsa sen de batarsın !

Bu Suriyeliler doktor, mühendis, mimar gibi beyinler. Alelade vatandaşlık verilmiyor ki. Bunu bizzat Cumhurbaşkanımız Erdoğan kendi ağzından açıkladı. Oysa yıllardır bu tür insanlar dünyanın her yerinden America´ya gidip ihya oluyor hem de America´yı ihya ediyor... Oralara gidince güzelde bize gelince mi tu kaka..!? Amerikalı bilim adamlarının çoğu göçmenler den oluşur. Hele programcılık gibi bilişim dünyasını yönlendiren şirketlerin çoğunda Hintli ve Pakistanlı göçmenler vardır. Bu beyin göçüdür. Suriye´de ki beyin göçünü ülkemize kanalize etmemizin ne gibi bir sakıncası olabilir ki!?

Daha geçen gün gazetemize iş ilanı vermeye geldi Suriyeli bir iş adamı. Adam Hamzabey Organize Sanayi Bölgesinde fabrika açıyor.  Böyle insanları kovalım da gidip İtalya´da mı fabrika kursunlar !? Ya da America´lara mı gitsin!? Biz çok akıllıyızda bu ülkeleri yönetenler aptal mı!?

FIRAT KALKANI
OPERASYONU
Ayrıca Türk askerinin Suriye´liler için, onların toprakları için savaştığı gibi bir inanış var. Bizim askerlerimiz Suriye için savaşmıyor. Önce bunu iyi bir tahlil edelim. Onlar önce Türkiye için savaşıyorlar. Eğer Fırat kalkanı olmasaydı orada oluşan kaos ve yönetim boşluğundan istifade Akdeniz´e kadar PYD koridoru oluşacak ve American destekli kürt devleti kurulacaktı. Böylece Türkiye hem başına püsküllü bir bela alacak hem de ortadoğudan tamamen kopartılıp yanlızlaştırılacaktı. Türkiye buna refleks olarak oraya girmiş ve de bunda bana kalırsa geç bile kalmıştır.


PROPAGANDİST
MÜZİK ENDÜSTRİSİ
Müzik ruhun afyonudur. Neden mi!? Kitleleri müzikle ve müzik yaptığınız sözlerle yönlendirmeniz, belli bir yalana inandırmanız, ideolojik saplantılar ile kontrol etmeniz pekala mümkün. İşte bu yüzden afyondur. Örnekleri çoktur. Mesela ülkemizde ki beşeri ideolojiler türkülerle ambalajlanıp propaganda ediliyor ve gençlere sunulmuyor mu!? Grup Yorum ve Ahmet Kaya bunun en basit örneklerinden. Evet Kaya´nın yorumda üzerine yoktur lakin onun sayesinde bir çok komünist ve apoist ideolojiye kurban edilen gençler biliyoruz. Tabi Kaya´nın türkü sözlerinin çoğunu yazan Yusuf Hayaloğlu´ndan bahsetmesek haksızlık olurdu. İkiside ölüp gitti. Grup Yorum üyeleri içeri tıkıldı. Ama geride bıraktıkları malzemeler propaganda aracı olmaya devam ediyor...

TSK´DA BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI KALKTI
Ordu bünyesinde isteyen kadın subay ve astsubaylar başörtüsü takabilecek. Bu bir lütuf değil, olması gereken bir şeydi. Eskiden olması gereken bir şeyi bile istemekten insanları kokutup sindirmişlerdi. Bir daha böyle günlere dönmemek için Nisan referandumunda EVET demeyi düşünüyorum. Tekrar “28 Şubat”lara “15 Temmuz”lara geçit vermemek için eskimiş, pörsümüş darbe anayasalarının artık tarihin çöp tenekesinde ki yerini almasını umuyorum.

İLİM MECLİSLERİ ÖKSÜZ
İlime teveccüh gösteren neredeyse hiç yok. İlim meclisleri hep garip hep yalnız. Aksine fuhşiyat ve eğlence sektörü altın çağını yaşıyor. İnsanlığın bu zulumat ve karanlığa karşı tek çaresi ilim meclisleridir... Onları ihya edelim. Her insanın haftada en az bir akşam bir ilim meclisine gitmesi şart olmuştur. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu diyen Allah bize sorar. Sormaz mı!?

MALCOLM X
Şubat ayı şehitler ayıdır. Hasan El-Benna´dan İskilipli Atıf Hoca´ya, Metin Yüksel´den MalcolmX´e, Abbas Musavi´den Zelimhan Yandarbiyev´e kadar birçok sembol ismin Şubat ayında şehit edilmesi nedeniyle “Şubat ayı şehadet ayı” olarak tanımlanıyor. Bu vesileyle bu şehitlerimizden Malcolm X´in şu sözünü hatırlamakta fayda var. Malcolm, “En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır.” der. Bu şehitler ümmete iyi birer örnek olarak terk-i diyar eylediler. Biz onlardan razıyız umarım onlarda bizden razıdır..

21 Şubat 1965´te şehid edilen Malcolm X´ i ve diğer şehitlerimizi şehâdetlerinin sene-i devriyesinde rahmet ve özlemle anıyorum.