Taciz tecavüz, çocuk istismarı gibi konuların sık sık gündemde olduğu ülkemiz anlıyoruz ki eğitim sisteminden çok eğitimcisi ile de sıkıntıda. Bir okul müdürü kız öğrencilere sözlü ve fiziksel tacizde bulunan temizlik görevlisini, kızların giyim şeklini eleştirerek bir nevi savunuyor. Felsefe öğretmeni kız öğrencilerin eşofman giymesinden yakınıyor. Giyilen eşofmanın nefis ve zevk uyandırıcı olduğundan söz ediyor. Vücut hatlarını belli ettiğini savunduğu eşofman konusunda hem fikir olmayanlar için başta iman ve erkeklik kaybına uğradıklarını söylüyor. Yetmiyor okulda zina yapıldığına kadar varıyor bu gerici düşünce. Neyse ki çok geçmeden bu felsefecinin eğitimden ihraç edildiği haberi geliyor. Eşofman giymenin nefis uyandırdığını söylemesinin kendi nefsine sahip çıkmayı başaramayacak kişilikte olduğu anlamına geldiği gibi.

Bir diğer mesele ise tamamen kendi etrafımda tanık olduğum bir konu. Otizm rahatsızlığı olan bir öğrenci sınıf arkadaşı tarafından sınıfta hiç kimsenin olmadığı zamanlarda taciz ediliyor. Bu durum okul müdürüne bildirildiğinde ise otizm rahatsızlığı olan birey ve annesi yalancı çıkarılıyor. Otizmli genç ve ailesi okuldan kaydını sildirip yeni okula kayıt yaptırıyor ve annenin yeni okul müdürüne söylediği ilk şey otizmli bireye inanılması gerektiği, onların yalan söyleyecek kadar kötü niyetli olmalarına engel bir rahatsızlık yaşadıkları oluyor. Ve bunların olmaması gerekiyor. Bu tip düşünce yapısına sahip eğitimcilerin değişmesi, insanların değişmesi gerekiyor. Bu gibi eğitimcilerin öğretme aşamasına gelmeden en az iki defa tekrar etmesi gerekiyor. Bu gibi eğitimciler diyorum çünkü her eğitimci de aynı olmuyor.