Gazetecilikteki mesleki hayatımda bugüne kadar İnegöl’ün gelişimine katkı sağlamak amacıyla yüzlerce proje önerisi sundum. Geçmişte İnegöl ve beldelerinde görev yapan Belediye Başkanlarımıza da proje danışmanlığı yaptım. Geçen 20 yıla baktığımızda ilçemize ilişkin alınacak her önemli kararda kamuoyunda yaşanan kaos ve baskılar,  yerel idarecilerin işini zorlaştırdı. Her kafadan çıkan ses maalesef bugünün İnegöl’ünü ortaya çıkardı.

Birkaç örneklemede bulunarak köşe yazımı açmak istiyorum..

Mesela Yeni hastane binasının yeriyle ilgili çıkan tartışmalar..

Otogarın yapım sürecinde çıkan yüksek sesler..       

Ufku ve vizyonu olan insanlar,  hem yeni hastane binası hem de otogarın şehrin dışına yapılması konusunda baskı yaparken, kamuoyunda bazı muhalefet partilerinde çığırtkanlığıyla oluşturulan baskı nedeniyle her iki projede şu anki mevcut yerlerinde konuşlandırıldı.

Peki ne oldu?

Mevcut hastaneye baktığımıza, her ne kadar modern bir görüntü karşımıza çıksa da, kısa vadede hastanemiz İnegöl’e büyük zararlar verdi.

Kolay ulaşılabilir yer olması nedeniyle hastanemiz, en küçük ağrı ya da sızısı olanlar, hazır hastane yakınken oramı buramı kontrol ettireyim diyenlerle dolup taştı. Otopark sorunu, doktor sorunu derken birde buna şimdi trafik sorunları da eklendi. Muayene sırası almak artık öyle kolay değil.. Günler hatta haftalar sonrasına randevu almayı bekleyenler var.

Peki ya terminale bakalım birde.

O günleri dün gibi hatırlıyorum. Medyada bizler yeni otogarın Akhisar ya da Ankara karayolu üzerinde yapılmasına ilişkin bir çok haber yaptık. Baskılar kurduk.

Dönemin İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş çıkan yer tartışmaları nedeniyle kamuoyunu takip etti. Bir süre sonra hem muhalefet hem de İnegöllü bazı vatandaşların sert muhalefetiyle karşılaşılınca, terminal binası mevcut yerine konuşlandırıldı.

Bakın bu bölge, şu an İnegöl’ün trafiğine ciddi anlamda zararlar veriyor. Bir çok kez bölgede belediye tarafından ayarlama yapıldı. Peki sorun çözümlendi mi hayır..

Peki İnegöl’e katkısı oldu mu? Hayır..

Şimdi ben buradan tüm İnegöl’e soruyorum..

Bu iki proje şu an Akhisar bölgesinde yapılmış olsaydı, Ya da Karalar mevkiinde ne olurdu?

Cevabı verelim..

Yeni İnegöl’ün (Karalar mevkii) nüfusu şimdi en az 100 bin olurdu..

İnegöl trafiği rahatlar, İnegöl’ün çehresi değişirdi.

Yeni, parklar, yeni meydanlar, yeni alışveriş merkezleri olur, daha düzenli bir şehir ortaya çıkardı.

İnşaat sektörü nefes alır, ekonomi canlanırdı. Nüfus artış hızı artar, İnegöl sanayisi daha da gelişirdi.

Yıllardır bas bas dile getiriyoruz. Kamu yatırımlarını n’olur yeni İnegöl tarafına kaydırın diye..

Kamu;  yatırımını o bölgeye yapmazsa, insanlar da oraya gitmez diye..

Sonuç ortada..

Dediklerimiz bugün bir bir gerçekleşti. Yeni İnegöl hayalimiz Alanyurt gibi öldü. İnsanların sadece konakladığı, hiçbir cazibenin olmadığı bir yer haline geldi.

Eğer bugün kamu yatırımları Karalar bölgesine kaysaydı, şu an Kozluca yolu ve mevkii bu kadar cazip hale gelmezdi.

Geçen hafta gazetemizde bir köşe yazısını kaleme aldım.

Dedim ki Kültür parkı adına yakışır Bursa’da ki emsallerine uygun hale getirelim diye.. Alternatif olarak da İnegöl’e yakın bir lokasyona piknik park yapalım dedim.

Sosyal medyadan tarafımıza bir linç kampanyası düzenlendi. Yazıyı okumdan yorum yapanlar da var, yazının bütününü okumalarına rağmen eleştirilerini ısrarlarla savunanlarda var..

Ancak Türkiye’nin her yerini gezen, dünyayı dolaşan bir kesimde var ki, bu köşe yazımın sonunda beni arayarak, “doğruları savunmaya devam et, İnegöl’de ki eksiklikleri görmek ve bunları aktarmak sizlerin görevi” deyip tebriklerini sundular.

Bazen aklım almıyor inanın..

Ben İnegöl sevdalısı bir adamım.. Her zaman İnegöl’ün gelişimine katkı sağlamak için çaba gösteren, kafa ütüleyen, proje hazırlayıp sunan bir İnegöllüyüm.

Tek derdim var. Gelişmişlik ve modernizasyon anlamında İnegöl’ü hakettiği noktaya getirmek ve önerdiğimiz projelerle, İnegöl’ü cazip şehirler arasına sokmak..

Bakınız geçtiğimiz günlerde İnegöl’ün hemen hemen her bölgesinde belediye tarafından konulan konteyner halk ekmek büfelerini kaleme aldık. Bu ucubeler İnegöl’e yakışmıyor kaldıralım, yerine modern ahşaptan şarküteri görünümlü yerler yapalım dedim.

Habere yapılan yorumlar aynen şöyle;

-İnsanların ekmeğiyle niye oynuyorsunuz kardeşim?

-İnegöl’ün başka sorunu yok mu da bunu haber yapıyorsunuz?

İnegöl’de inanın bana gazetecilik yapmak kadar zor bir meslek yok. Biz bu haberi yaparken insanların ekmeğine göz koymadık. Aksine daha güzel yerler yapılmasını talep ettik. Hatta içerisinde halk ekmek kadar, halk süt ve köylüler tarafından üretilen yerel gıda maddelerinin satışının yapılmasını önerdik.

Peki sadece bu kadar mı? İnegöl halk ekmeğinin kalitesinin düşük olduğunu, ilçe halkına Bursa’daki gibi hizmet verilmesini önerdik.

Biz gazeteciliğimizi sizlerin dilek ve şikayetlerine göre yapmaya çalışıyoruz. Ancak İnegöl’de bir kısım var ki, İnegöl’ün gelişimine çok ciddi zararlar veriyor. Her güzel şey yürüme mesafesinde yapılırsa bu şehrin kalkınmasını kimse beklemesin boşuna.

 Okumadan dinlemeden yorum yapanlar ve muhalefet yapanları daha duyarlı olmaya davet ediyorum.

Saygılarımla..