İnegölspor’un son haftalardaki futbol ve aldığı sonuçlara bakacak olursak, Uşak maçında favori olmadığını söyleyebilirdik. Fakat açıkça maç öncesi yenemiyorsak dahi, yenilmeyeceğimizi tahmin ediyordum. Zira futbolda bazı anlar vardır, gerginlik ve yaşadığınız kaos sizi maç öncesi farklı bir havaya iter. Bu maç öncesi de öyle oldu. Şampiyonluk için kurulan takım, bırakın zirve hesabı yapmayı, küme düşme hattında geziniyordu. Alınan oyuncular her biri isim bazında bu ligin futbolcusu görünse de, sanki takımda gizli bir el freni varmış gibi istediğimiz hiçbir şey olmuyordu. Bakalım ne zaman rayına otururuz derken, 10 hafta geçti hala biz ne rayına oturduk, ne de işler istediğimiz gibi gidiyor. Uşak gibi namağlup ve kalesinde sadece 3 gol yemiş bir takıma karşı maç boyunca üstün gözüksekte, 3.bölgede ağırlığımızı koyamayınca umduğumuzu yine alamadık. Çok kritik dakikada öne geçmemize rağmen, yine çok basit bir hatada kalemizde gol gördük ve rakibi İnegöl’den puansız göndermedik. Oyunun 70-80 dakikalık bölümde topla oynayan yapabildiği kadar kanatlardan bindirme yapan İnegölspor, yine sahada istediğini alamayınca ister istemez sıkıntılar baş göstermeye başladı. Rakip ceza alanına zor giden bir takımken, rakipler 10 saniyede kalemizde bitiyorlar, anlamak çok zor. Savunma ve kalemizde çabuk gol görüyoruz. Orta alan çok koşuyor görünse de, top rakipteyken müdahaleyi tam yapamıyor. Bütün bunlara zaten gol atamama sorunumuz eklenince de, sahadan da maalesef boynu bükük ayrılıyoruz. Fakat bu maçtaki istek Bodrum’da, Bayrampaşa ve Hacettepe maçlarında olsa inanın bu maçları rahat alırdık ama orada yatış kredini kullanırsan, bu takımlara karşı savaşmak zorunda kalırsın. Hatta daha sonraki haftalara daha gerilim filminin başrolünde oynarsın. Bunlar daha ligin fragmanı, bizden hatırlatması. Çünkü biz bu sahneleri İnegölspor adına daha önce 2-3 kez izledik. Sahanın yıldızı Raif’ti, çok istekliydi ama kaleye uzak oynaması, onunda gücünü bir yere kadar sahaya vermesini sağlıyor. Sonrasında verim düşüyor. Takıma gol gerekirken, Yaşar Çetin’in oyuna dahil edilmesi gerekirdi bana göre. Sağ tarafta oyunun bazı bölümlerinde Okan aksadı, Özer ile değişiklik yapılabilirdi. Emirhan çok top kaybetti, önlem alınamadı. Ahmet Hakan ne istediği topu alabildi, ne de farklı bir reaksiyon gösterdi ama yapabildiğinin iyisini yapmaya çalıştı. Raif iyiyken oyundan çıkması yanlıştı. Kendi istediyse bir şey diyemem. Taner geçen haftaya göre hem diri hem de dikine oynayarak takıma yararlı olmaya çalıştı. Yeni devşirme sol bek Yasin Görkem kırklık sol bek gibi oynadı, eksiği yok fazlası var, kademe girme anlamında. Sonuçta sahada arkadaşlarından biraz daha isteyen oyuncularda vardı. Kapasitesini zorlayanda ama ben Uşak maçında  takımın mücadelesinden memnunum. Sadece maç kazanmamız gerek, hatta bana göre verilmeyen birde penaltımız var. Fakat alt sıralarda ciddi bir kıpırdanma var ve bizim bu takımlarla maçlarımız var. Hafta sonu Manisa ile 6 puanlık maçımız var. Düştüğümüz durum bu -5‘te olan takımla böyle bir maça çıkacağız ve 2 takımında kaybetmeye tahammülü yok.  Bu maç öncesi yönetimin deplasmana gelecek seyirciyi arttırıp, orada takımı motive etmesi gerekiyor. Bizim için çok önemli bir karşılaşma bu maçı kazanırsak, benim sonraki hafta içerdeki Sakarya maçından puan umudum daha fazla. Çünkü o maçın atmosferi farklı tabi futbol kuralları çerçevesinde. Ama önce bu hafta Manisa’nın umudunu kırıp, bizim umutları tazelememiz şart. Uşak maçındaki gibi istekli olursak, 3 puan bizim olur. Ha önceki maçlar gibi silik ve bitik bir anlayışla sahada olursak, işler istediğimiz gibi olmaz. Buda başta futbolcu arkadaşların olmak üzere kimsenin işine gelmeyecektir…