İstanbul’da yİstanbul’da yaşayan İnegöllüler tarafından kurulan İnegöl Dayanışma Derneği (İNEDAD) tarafından düzenlenen Simitli Pazar Kahvaltı ve Sohbetlerinin, geçtiğimiz Aralık ayı konuğu, "Balkan Göçmenleri'nin tarihi, kültürleri ve İnegöl'deki yeri" konusuyla Bal-Göç İnegöl Şube Başkanı Alaattin Kırcalı ile yönetim kurulu üyeleri oldu. Olumsuz hava koşullarına rağmen İstanbul’da yaşayan İnegöllüler toplantıya büyük ilgi gösterdi. İstanbul Üniversitelerinde okuyan İnegöllü öğrencilerin de Pazar sohbetine ilgisi dikkat çekti.Pazar sohbeti, İnegöl simitlerinin ikram edildiği kahvaltı ile başladı. Kahvaltı sonrası ilk konuşmayı İNEDAD Başkanı Dr. M. Haluk Özsaraç yaptı. Başkan Özsaraç, konuklara ve hemşerilere artık sohbet zamanı olduğunu bildirerek, 9. Dönem Yönetim Kurulu olarak neler yaptıklarını, 10. Dönem de tekrar seçilerek bıraktıkları yerden devam ettiklerini belirtti. Bugüne kadar konuk ettikleri Cemil Kavukçu'dan Hasan Kale'ye kadar İnegöl'ün yetiştirdiği değerleri ve sohbet konularını katılımcılara ayrıntılarıyla anlatan Özsaraç, katılımcılara teşekkür etti.Özsaraç’ın konuşmasından sonra kısa bir özgeçmişi okunan Bal-Göç İnegöl Şubesi Başkanı Alaattin Kırcalı, kendilerine bu fırsatı verenlere ve sohbete katılanlara teşekkür ederek, Balkan Göçmenlerinin tarihini, göçlerini, acı tatlı hatıralarını gösteren bir belgeseli izleterek, belgeselle ilgili açıklamalarda bulundu.Alaattin kırcalı konuşmasını şöyle sürdürdü; “Biz kimiz, kimleriz? Bu sorunun çok basit bir cevabı var. Aslında bizler, Türk'üz, gerçek Türkler. Tarihteki yolculuğumuza baktığımızda, aslında soyumuzun Karamanoğullarına dayandığını biliyoruz. Konya Bölgesine yerleşmiş, ovanın rahatlığına ve bereketine kavuşmuş, Yörük kültürünü asırlar boyu yaşatmışız. Osmanlı İmparatorluğu'nun en gösterişli döneminde bizlerin Balkanlar’a göç macerası başlamıştır. Edinilen bilgilere göre İzmir Limanı'ndan gemilere bindirilip toplu olarak Selanik'e götürülmüş ve oradan da Yunanistan’ın Gümülcine, Bulgaristan’ın Kırcaali, Makedonya’nın Üsküp yöreleri ile Kosova ve Bosna-Hersek'i de içine alacak şekilde bu bölgelere yerleştirilmişiz. Böylece, Türk nüfusunun yoğunlukta olduğu, dağlık ve engebeli araziye sahip Sancak Bölgesi oluşturulmuştur. Bu coğrafyadan birçok önemli şahsiyetin çıktığını, bunlardan bizim için en önemli olanın da, yani Mustafa Kemal Atatürk'ün de bir Balkanlı olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bir Balkan göçmeni olarak bununla iftihar ediyoruz.” Osmanlı'nın gerileme dönemiyle birlikte Balkanlardan geriye göç sürecinin başladığını anlatan Kırcalı, göçün tekrar günde geldiğini ve yüz yılı aşkın bir süre istenmeyen olaylarla, acılarla, kanlı gözyaşlarıyla devam ettiğini söyledi.1890'lı yıllarda başlayan geri dönüşler kapsamında Rumeli’nin her yerinden, her yirmi yılda bir büyük göçlerin yaşandığını, tarihin 1910, 1950, 1970 ve 1990'lı yıllarda hep belli bir göçün şahidi olduğuna işaret eden Kırcalı, Balkan göçmenleri bulundukları ülkelerde asimilasyona tabi tutuldular, baskılara maruz bırakıldılar ve bunun sonucu olarak birer zorunlu göç oluştu. Hepsinde Türk varlığının topraklardan silinmesi istenmiştir. Evet, belki bizler savaşan bir milletiz ama asla kinci değiliz. Nefret besleyemiyoruz. Bizim bu özelliğimizi, iyi niyetimizi kullanarak yıllarca üzerimize gelinmiş, bir araya gelmemiz engellenmiş, aşağılanmış, küçümsenmiş ve ezilmişiz” dedi.Bal-Göç’ün açılımının Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği olduğunu kaydeden Kırcalı, “Bu, Balkanlardan gelen tüm göçmenleri aynı çatı altında toplamayı amaçlayan bir organizasyondur. Biz, gençlerimize, tıpkı Ulu Önder Atatürk gibi, yarınlarımızı emanet ediyoruz ve ‘Ne mutlu Türküm diyene’ diyerek, kendisini dinledikleri için herkese teşekkür etti. Simitli Pazar Kahvaltısı ve Sohbetinin ardından İNEDAD Başkanı Dr. M. Haluk Özsaraç, Simitli Pazar Kahvaltı ve Sohbetlerinin konuklarına geleneksel olarak bir şükran plaketi sunduklarını belirterek, İnegöl’deki Balkan göçmenlerini temsilen Bal-Göç İnegöl Şubesi Başkanı Alaattin Kırcalı’ya bir şükran plaketi takdim etti.