Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesinin bu haftaki konusu, 'Mevlid-i Nebi ve İnsan Değeri' olarak belirlendi. Türkiye genelindeki camilerde okunan hutbede, "Bugün bize düşen; başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki masumların canlarına kıyılmaması, diğer narinlerin canice katledilmemesi için Peygamber Efendimizin güzel ahlakını ve evrensel mesajlarını insanlıkla buluşturmaktır" ifadesine yer verildi.
Hutbede şu ifadeler yer aldı: "Yarın akşam, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın dünyaya teşrifinin yıl dönümünü idrak edeceğiz. Bizleri bir kez daha Mevlid-i Nebi’ye ulaştıran yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar, ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. Allah Resûlü, yüce bir ahlak üzere yaratılmıştır ve güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş son peygamberdir. Sevgili Peygamberimiz, iman, amel ve ahlâkın birbirinden ayrılamayacağını, güzel ahlakın hayatın her alanını kapsaması gerektiğini vurgulamıştır. İnsanın ancak ahlâkı ölçüsünde dindar ve iyi bir kul olabileceğini belirtmiştir. Peygamber Efendimiz, tüm insanlık için en güzel örnektir. Erdemli, ahlaklı ve onurlu bir hayatın yollarını o göstermiştir. Hak ve hakikati, adalet ve merhameti o öğretmiştir. Kadınlar ve yaşlılar hak ettikleri gerçek saygınlığa onunla ulaşmış, yetim ve öksüzlerin yüzü onunla gülmüştür. Diri diri toprağa gömülen, hor ve hakir görülen kız çocukları onunla hayat bulmuştur."
Her geçen gün insani değerlerin ayaklar altına alındığı, masum çocukların acımasızca katledildiği bir zamanda yaşadığımızın önemine vurgu yapılan hutbede şu cümlelere de yer verildi: "Kalpleri kararmış, vicdanları körelmiş zalimlerin kurbanı, nazik ve narin bedenler olmaktadır. Böylesine bir ortamda Sevgili Peygamber Efendimizin sadece mevlidini anmak ve hatırasını yâd etmekle ona karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş olamayız. Bugün bize düşen; Allah Resûlüne hakkıyla tabi olmak, bizlere bıraktığı en büyük miras olan Kur’an-ı Kerim’e ve sünnetine sımsıkı sarılmaktır. Başka narinlerin canice katledilmemesi, başta Gazze olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki masumların canlarına kıyılmaması için Peygamber Efendimizin güzel ahlakını ve evrensel mesajlarını insanlıkla buluşturmaktır. Barış dini İslam’ın, hayat rehberi Kur’an-ı Kerim’in ve rahmet peygamberi Hazreti Muhammed Mustafa'nın insanlığın sığınabileceği tek liman olduğunu ısrarla anlatmaktır. Dinimizi ve dini değerlerimizi değil, dindarlığımızı yeniden sorgulamaktır. O kutlu Nebî’nin sünnet-i seniyyesinin tüm insanlık için bir kurtuluş pusulası ve hayat kılavuzu olduğunu unutmamaktır. İşte o zaman dünyamızda zulüm ve haksızlıklar sona erecek, insanlar güven içinde kardeşçe bir arada yaşayacaktır. Kimse kimsenin canına, malına, namus ve iffetine zarar veremeyecek, masum canlar hayatlarının baharında solmayacaktır."