Programda konuşan Ertuğrulgazi Dernekleri Federasyonu Başkanı Nihat Kula, Suriye´ye giren Mehmetçiklerden Süleyman Şah´ın emanet ettiği vatan toprakları geri almalarını istedi.

Önceki akşam Amfi Tiyatro´da düzenlenen etkinliğe Ertuğrulgazi Dernekleri Federasyonu Başkanı Nihat Kula, İnegöl Ertuğrulgazi Kültür ve Yaşatma Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, bazı oda ve dernek başkanları ile az sayıda vatandaş katıldı.

ULU ÇINARIN GÖLGESİ ALTINDA BİRARAYA GELDİK

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından başlayan programın açış konuşmasını yapan Dernek Başkanı Mehmet Yılmaz, “Öncelikle millet olarak 15 Temmuz gecesi bu hain darbeye gerekli güzel cevabı verdik. Günlerce demokrasi nöbetimizi tuttuk. Allah´a şükür ki başta Cumhurbaşkanımızın feraseti ve milletimizin de dik durmasıyla bu darbeyi püskürttük. Allah´tan dileğim inşallah böyle günleri bizlere tekrar yaşatmasın. Başta Cizre´de şehit olan kardeşlerim, darbe gecesi yaşanan olaylarda şehit olan kardeşlerimiz olmak üzere tüm asker, polis güvenlik güçlerinden şehit olanlara Allah´tan rahmet, gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Bugün yüzyıllardır gölgesi altında yaşadığımız ulu çınar Ertuğrul Gazi´yi anmak ve Diriliş Ruhunu baki kılmak için yeniden bir araya geldik. Asırlardır, bir başlangıç noktası olarak, bir nüve olarak Ertuğrul Gazi´yi ve yol arkadaşlarını bildik ve tanıdık. Ne mutlu bize ki, yüzyıllar sonra yine burada, her şeyin başladığı bu topraklarda, her zamankinden daha güçlü bir şekilde bir araya geliyor, hatıralarımızı tazeliyoruz. Tüm nesillerin Ertuğrul Gazi ve arkadaşlarını, bu isimleri bilmesi ve tanıması için anma şenliklerinde buluşuyoruz” dedi.

TÜRKİYE´NİN AŞAMAYACAĞI ENGEL YOKTUR

Birlik ve beraberliği güçlendirmenin yolunun, ortak değer ve hedefler etrafında kenetlenmeyi başarmaktan geçtiğini ifade eden Yılmaz, “Bize düşen bu zor coğrafyada birlik ve beraberlik ruhunu koruyarak, Türkiye Cumhuriyetimi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün ifade ettiği şekilde ulaştırabilmektir. İçerde birlik ve beraberliğimizi koruyabildiğimiz sürece Türkiye´nin aşamayacağı engel yoktur. Birlik ve beraberliğimiz güçlendirmenin yolu ise ortak değer ve hedefler etrafında kenetlenmeyi başarmaktan geçmektedir. Unutmayın, şu anda üzerine bastığımız topraklar Türklüğün umudu, İslam´ın zafer müjdesi olan ulu bir çınarı, hükümran bir nesli asırlar öncesinde bağrından yetiştirmiştir. Osmanlı sarığı yiğitliğin, mertliğin ve cesaretin sembolü olduğu kadar; iyiliğin, birliğin, yardımlaşmanın ve hala özlemle andığımız kalıcı barışın da alametifarikası olarak insanlığın hafızasına kazınmıştır. Her seferimiz, her hareketimiz mazlumların, uzanacak el bekleyen biçarelerin; dini, dili ve kökeni ne olursa olsun feryat eden her faninin lehine ve yararına sonuç doğurmuştur. Ertuğrul Gazi ocağı zalim tekfurların, kan ve ölüm üzerine gelecek inşa eden haç kuşanmış barbarların tam karşısında yer almış ve kesinlikle bu tavrından ödün vermemiştir. Ecdadımız kaba kuvvete, kaba güce, öldürmeye ve yok etmeye değil, yaşatmaya ve kalplere girmeye çalışarak 400 çadırlık pınarı okyanus heybetine dönüştürmüştür. Kabul edilmelidir ki, Söğüt´ten başlayan tarihi Yörük ve Türkmen yürüyüşünün özünde ve esasında; Hayme Ana´nın hayır duası, Ertuğrul Gazi´nin liderliği, Dursun Fakih´in teşviki, Şeyh Edebali´nin manevi desteği, Osman Gazi´nin atılganlığı ve Türk tarihinin rehberliği etkili ve belirleyici olmuştur. Alpler, gaziler, erenler, dervişler, Allah dostu evliyalar bu mübarek mücadelede her daim nefesleriyle, ilim ve irfan dolu sözleriyle varlık ve birlik için ellerinden gelen her çabayı göstermişlerdir. Akıl, azim, kaya gibi irade, bilgi, bilgelik, iman ve inanmıştık aziz ceddimizin yolunu açmış, askeri başarılarına zemin teşkil etmiştir. Bununla birlikte muhterem ceddimiz Osmanlı´nın üstün askeri güç ve birikiminde, birlik ve dayanışma duygularının payı çok ama çok önemli bir yer işgal etmiştir. ´İnsanı yaşat ki devlet yaşasın kutlu nasihatine her zaman bağlı kalınmıştır.´ Alperenler serdarı Ertuğrul Gazi´nin tarihe istikamet veren aziz hatırasını yad etmek ve onun şahsında sembolleşen tarihi mirasa sahip çıkmak için Ertuğrul Gazi´nin manevi huzurundayız. Nifak tohumları bu topraklarda hayat hakkı bulamıyor. Bizi biz yapan özelliklerimiz sayesinde hala milletimiz yürek dağlayan felaketler karşısında muazzam bir dayanışma ve kardeşlik örneği sergiliyor. Kör ideolojilerin at gözlükleriyle, cahiliye alışkanlıklarıyla millete bakanlar, tarihe dinamizmini ve hayatiyetini yitirmiş bir kadavra gibi bakanlar, yaşayan bu ruhu, bu idraki anlayamazlar. Bu bir yaşama üslubudur, bu bir hayat felsefesidir. Milletimiz sonsuza kadar bu hayat felsefesini yaşatma azmindedir. Bu medeniyet çizgisinde zaman zaman kesintiler olabilir, ama bizi biz kılan, bizi millet kılan, milletimizi kardeş kılan değerler her zaman aynı olmuştur. Çok acılar, çok felaketler, çok musibetler gördük, çok badirelerden geçtik, ama tarih şahittir ki, Allah´a şükürler olsun ki istikbalimize gölge düşürmedik” şeklinde konuştu.

DEDEM SÜLEYMAN ŞAH´IN BİZE EMANET ETTİĞİ VATAN TOPRAKLARINI İSTİYORUM

Ertuğrulgazi Dernekleri Federasyonu Başkanı Nihat Kula ise, “Bizler vatanın sevdasıyla sevdalanır, derdiyle dertlenir, ama pek ülke meselelerine kafa yormayız. Ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor. Bu dönemde çok konuşmak insanda sıkıntı yaratıyor. Rabbim bu milleti böldürmesin, ezanları dindirmesin, susturmasın, bu milletin birliğini ve dirliğini bozmasın. Her kim, cemaat, siyasi parti, bu memleketin temeline dinamit koymaya kalkarsa bilin ki, karşısında bugün meydanları dolduranlar değil, Müslüman Türk milletinin asli unsuru olan Yörük ve Türkmenler çıkar. Bu böyle biline. Biz buraya eğlenmeye geldik. Aslında içim dolu. Söylenecek çok doğru var. Ama gün bu gün değil. Birileri besledi, birileri aynı yastığa baş koydu, birileri çözüm adına bu vatan topraklarına ihanet etti. Biz her şeyi görüyoruz ve her şeyi biliyoruz. Zannetmesin ki kimse imanımız zayıf değil, imanın en zayıf noktası kalben buğuz etmektir. Biz Yörük ve Türkmen olarak, doğruyu her yerde söylemekten imtina etmeyiz. Allah´ın alacağı bir can, gerisi teferruat. Bir canımız var bu vatan içinde gerekirse feda ederiz. Ben burada şunu haykırmak istiyorum; bugün Suriye topraklarındayız. Dedem Ertuğrulgazi´nin babası Süleyman Şahın topraklarını geri istediğimi ifade etmek istiyorum. Bana emanet edilen dedem Süleyman Şah´ın toprakları şuan da Suriye mazlum ve garip. Suriye´ye giren Mehmetçiklerden dedem Süleyman Şah´ın bize emanet ettiği vatan topraklarını istiyorum” dedi.

Konuşmaların ardından Bursa Ertuğrulgazi Mehmet Takımı mini bir konser verdi. Bursa Tahtakıran Kılıç Kalkan ekibinin gösterisinin ardından sırayla Kıbrıs, Azerbaycan, Urfa, Eskişehir ve İnegöl Ertuğrulgazi Kültür ve Yaşatma Derneği folklor ekipleri gösteri yaptı. Program, Kültür Bakanlığı tarafından gönderilen TRT sanatçıları Sıtkı Akın ve Pelin Çetin´in konserleriyle son buldu. YAVUZ YILMAZ

 

Editör: TE Bilişim