Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İnegöl Şubesi Başkanı Birol Atay yaptığı açıklamada, “30 Ağustos beylik laflarla kutlanacak, artık içeriğini kaybetmiş törenlerle usul yerini bulsun diye anılacak bir gün değil; anlam ve önemine uygun şekilde kutlanacak bir gün olmalıdır” dedi.

Konu hakkında açıklama yapan ADD Başkanı Birol Atay, “AK Partili Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş; “30 Ağustos herkesi ilgilendirmiyor” demiş, aslında doğru da demiş çünkü 30 Ağustos ve diğer Milli Bayramları kutlama programlarına çeşitli sebepler ile katılmayarak onları ilgilendirmediklerini her fırsatta ispat eden onlar, keşke yunan kazansaydı diyen zihniyetten geliyor. Alinur Aktaş, yerel seçimler döneminde konuşmada da aydınlanma döneminin aydın düşünceli insanları Uğur Mumcu, Türkan Saylan, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Nazım Hikmet gibi vatanı, bayrağı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceği için canlarını feda eden aydınlarımıza da hakaret etmişti. Yönettiği kent Bursa’nın, tarihini bilmezsen, kenti iyi tanımadan yönetirsen, Kurtuluş Savaşı sırasında Bursa’da yaşananları okumazsan veya Cumhuriyet düşmanı tarihçileri dinlersen işte böyle cahil bir başkan konumuna düşersin. Kurtuluş Savaşında Bursa, 2 yıl 2 ay 2 gün Yunan işgali altında kalmıştı. Bursa işgal edildi diye TBMM kürsüsü bu kadar süre siyah örtü ile kaplanmıştı. Puşide-i siyah denilen bu örtü ancak 30 Ağustos zaferinden sonra kaldırılmıştı. İşte sen bu denli önemli bir kenti yönettiğinin bile bilincinde değilsin. 23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı, 29 Ekim’i ve  30 Ağustos zaferini yaratanları , başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu yurt için canını veren şehitleri, bu uğurda yaralanan Gazileri her zaman sevgi, saygı, şükran ve minnetle anacaktır. Tarih sayfalarına altın harfler ile yazılmaya devam edeceklerdir. Bu ülkenin tarihini bilmeyenler ise tarihin karanlık sayfalarında yok olacaklardır. 30 Ağustos beylik laflarla kutlanacak, artık içeriğini kaybetmiş törenlerle usul yerini bulsun diye anılacak bir gün değil; anlam ve önemine uygun şekilde kutlanacak bir gün olmalıdır. 30 Ağustos, Yıldırım Kemal’lerin, Sancaktepe’de vücudu parçalansa da sancağı düşürmeyen askerlerin, 150 askeri ile 2500 kişilik düşman tümenine saldıran Yüzbaşı Agâh Efendilerin kahramanlığını boş sözlerle değil, onların onurunu, fedakârlığını ve gösterdikleri yüksek cesareti hatırlayarak anılır. 19 Mayısları, 23 Nisanları 30 Ağustos’ları 29 Ekim’leri kutlayamadığımız, Cumhuriyet tarihinin hükümet tarafından alenen aşağılandığı, büyük kahramanların bizlere armağan ettiği değerlerin her gün yıkılmaya çalışıldığı, aydınlık, modern ve güçlü bir Türkiye özleminin Neo-Osmanlı fantezileri içerisinde hakir görülüp, muhafazakâr, içine kapalı, etnik – dini kimlikleri sebebiyle birbirine neredeyse düşman gözüyle bakan bir toplum yaratmaya çalışanlar, Reşat Çiğiltepe gibi abidelerin gözlerinin içine bakarak, yarattıkları bu durumdan gurur duyduklarını söyleyebilir mi? 30 Ağustos’ta 97 yıl önce kazanılan zafer, yalnız emperyalizme karşı kazanılmış bir askeri zafer olmayıp, yorgun bir ulusun taşıdığı öz güveni ulusal sınırlarını korumak için nasıl harekete geçirdiğini göstermesi bakımından, aslında bugün için de ders alınması gereken bir anlam taşıyor. Bize bu azmi ve güveni kazandıran acılı kuşağın yorgun savaşçılarını saygıyla anıyoruz. Yaşadığımız sürece, Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı kalacağımıza, onları yeniden yaşama geçirip sonsuza dek yaşatacağımıza, Büyük Türk Ulusu önünde söz veriyoruz. Tüm Atatürkçüleri bu barışa katkı görevi beklemektedir. 30 Ağustos, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı Türk Milletinin canını, malını, namusunu, vatanını  kurtaran zafer bayramıdır. Türkiye düşmanı namussuz vatansızlar için, bir şey ifade etmez. 30 Ağustos Türk halkını ilgilendiren ulusal ve milli bir bayramdır” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim