Bakan Tunç, söz konusu soruşturmaların ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca, tamamen hukuka uygun ve yasal sınırlar içinde yürütüldüğünü belirtti. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesine atıfta bulunan Tunç, “Bir suç işlendiği izlenimi doğduğunda, savcılar soruşturma başlatmakla yükümlüdür” dedi.
“Kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu bir durumda yargının sessiz kalması mümkün değildir” diyen Tunç, yürütülen soruşturmalarda tüm şüphelilerin savunma haklarının güvence altında olduğunu vurguladı. Bakan Tunç, “Hiç kimse, hukuk ve kanunlar karşısında ayrıcalıklı değildir. Kamu görevlileri de dahil olmak üzere herkes yargı denetimine tabidir” ifadelerini kullandı.
Soruşturmalara yönelik yapılan "siyasi" ya da "taraflı" eleştirilerin yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına zarar verdiğine dikkat çeken Tunç, dosya içeriği bilinmeden yapılan yorumların yargı sürecini etkilemeye yönelik olduğunu belirtti.
Bazı çevrelerin yargı mensuplarını hedef alan açıklamalarına da tepki gösteren Bakan Tunç, “Soruşturmaları Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirme çabaları, aslında doğrudan yargıya, hukuka ve anayasal düzene saldırıdır” dedi.
Tunç, soruşturmayı yürüten bağımsız adli makamlara yönelik tehdit ve hakaret içeren açıklamaları, “yargıya baskı kurma ve adaletin tecellisini engelleme girişimi” olarak nitelendirdi.
