Dünya çapında laboratuvarda üretilen pırlantalarla ilgili sorunlar giderek büyüyor. Doğal pırlanta fiyatına satılan sentetik taşlar, hem kuyumcuları hem de alıcıları zor durumda bırakıyor.
Geleneksel yöntemler artık laboratuvar üretimi pırlantaları ayırt etmekte yetersiz kalıyor. Kuyumcular bile bu taşları doğal olanlardan ayırt edemezken, sahte sertifikalarla satılan laboratuvar pırlantalarını satın alan kişiler, satış sırasında sertifikanın ve pırlantanın sahte olduğunu fark ediyor.
Pırlantaların gerçek mi yoksa laboratuvar üretimi mi olduğunu belirlemek için ileri teknoloji cihazların kullanılması ve bu cihazların verdiği sonuçlara göre satın alma yapılması gerekiyor. Gemoloji laboratuvarlarında yüksek teknolojili cihazlarla yapılan atomik düzeyde incelemeler, pırlantaların doğru şekilde ayırt edilmesi açısından büyük önem taşıyor.
KALİTESİZ PIRLANTALARA MİLYONLARCA DOLARLIK İŞLEM
Geçen yıllarda, dünyanın önde gelen pırlanta değerlendirme ve derecelendirme kuruluşlarından HRD Antwerp'in İstanbul ofisinin, milyonlarca dolarlık pırlanta satışlarında müşterilere yanlış bilgi verdiği öne sürülmüştü.
İddiaların hedefindeki Belçika merkezli HRD Antwerp, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’deki ortaklığın "mutsuz bir evlilik" olarak nitelendirildiğini ve sona erdirildiğini bildirmişti. İstanbul’da kalitesiz pırlantalara sertifika verilerek milyonlarca dolarlık işlemler yapıldığı iddia edilmişti.
İKİ ŞİRKET ÖNE ÇIKIYOR
NTV'nin haberine göre pırlantaları sertifikalandıran dünyada iki önemli şirket öne çıkıyor. HRD ve GIA bu konuda en güvenilir ve dünyaca kabul gören kuruluşlar arasında bulunuyor. HRD Antwerp, dünyanın pırlanta merkezi Belçika’da bulunuyor. GIA (Gemological Institute of America), Amerika merkezli bir kuruluş ve sertifikaları dünyanın her yerinde kabul görüyor.
Kuyumcuların matbaa ürünü bir kart üzerine kaşe basarak ürettiği ve herhangi bir geçerliliği olmayan sertifikalara itibar edilmemesi gerekiyor. HRD ve GIA sertifikalarının da gerçekliğinin kontrol edilmesi önem arz ediyor.
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, altın fiyatlarının zirve yaptığı dönemlerde ilginin pırlantalı mücevhere kaydığını belirterek, bu süreçte kötü niyetli kişi ve firmaların tekrar sahaya çıkarak kuyumcu meslektaşlar ile tüketicileri karşı karşıya getirmeye çalıştığını söyledi. Atayık, bu nedenle hem kuyumcu meslektaşlara hem de tüketicilere bazı uyarılarda bulunmak istediğini ifade etti.
Atayık "Elmaslar, doğada milyonlarca hatta milyarlarca yılda oluşurlar. 1800’lü yıllardan itibaren teknoloji geliştikçe bunu hızlı şekilde üretmenin yolları araştırıldı ve bulundu. Günümüzde fabrikalarda birkaç haftada üretilen elmaslar, kuyumculuk sektöründe yavaş yavaş taklit taş kullanımının yerini alan yeni bir sınıfın oluşmasına ve gelişmesine sebep oldu. Bu sınıfa Synthetic Diamond, (Sentetik elmas), Laboratuvarda büyütülmüş elmas (Lab grown diamond), CVD diamond, Lab diamond gibi isimler verildi. Bunların hepsi doğal olmayan, laboratuvarlarda üretilmiş elmas anlamına gelmektedir." ifadesini kullandı.
"BÜYÜK PARALAR VERİP ALDIĞINIZ TAŞLAR DA SAHTE OLABİLİR"
"Her kırmızı taş yakut, her yeşil taş zümrüt, her mavi taş safir diye satın aldığınız ve vitrine müşteriye sunduğunuz taşlar gerçek taş olmayabilir" diyen Atayık "Gerçek diye büyük paralar vererek aldığınız pırlanta ve elmas da sentetik veya taklit olabilir. Kötü niyetli kişiler, gerçek pırlanta ve taş olarak size pazarladıkları ürünler, laboratuvar ortamında geliştirilmiş sentetik, "CVD" olarak adlandırılan laboratuvar pırlantaları olabilir ya da bu değerli taşların renk olarak taklidi olan cam olabilir" sözlerini söyledi.
ÇIPLAK GÖZLE AYIRT ETMEK İMKANSIZ
Atayık "Burada bir noktanın altını çizmek isterim. Biz, sentetik pırlantaya karşı değiliz. Şiddetle karşı olduğumuz, sentetik pırlantanın astronomik fiyatlarla doğal pırlanta olarak satılmasıdır. ‘Yoksa bu taş laboratuvar ortamında üretilmiş sentetik bir pırlanta, yakut ve safirdir.’ şeklinde bir satış yapılmasının önünde hiçbir engel yoktur. Burada etik kurallarına aykırı bir durum da söz konusu değildir.
Gerçek pırlanta ile sentetik CVD pırlantayı çıplak gözle ayırt etmek mümkün değildir. Aralarındaki fiyat farkı 1’e 10, taşın büyüklüklerine göre 1’e 20’dir. Doğal pırlantayı sentetik pırlantadan ancak gemoloji laboratuvarlarında yüksek teknolojik cihazla ayırt edilebiliyor. Elmasta sentetiği anlamak için laboratuvarda atomik bazda inceleme gerekiyor." dedi.
Pırlanta işine yeni girenlerin aldanarak laboratuvar pırlantasını bilmeyerek alabileceğini belirten kuyum mağazası işletmecisi Mahmut Özkök "Bizim başımıza geldi, bir kişi pırlantasını satmaya geldi, fiyatta anlaştık ancak cihaza koyup bakmak istedik ve kırmızı renk verdi, laboratuvar pırlantası olduğunu fark ettik." dedi.
"SERTİFİKALARIN DA SAHTESİNİ YAPTILAR"
HRD ve GIA'nın dünya genelinde itibarlı şirket olarak pırlanta sertifikasını verdiğini belirten Özkök "Sertifikaların da sahteleri türetildi ve durum suistimal ediliyor. Sahteciliğe yönelimin arttı ve laboratuvar pırlantalarının gerçekmiş gibi kuyumculara satılmak isteniyor." dedi.
Kuyumcuların kendi sertifikalarını oluşturduğunu ve bunların mağaza sertifikası olarak geçtiğini ifade eden Özkök "İkinci el pırlantalar satılmak için kuyumculara geliyor, eğitimini almış arkadaşlar var. Renk skalası ve gözleriyle baktıklarında taşın içinde leke olduğunda olan sınıflandırmaları yapıyorlar. Laboratuvar pırlantası gözle ayırt edilemez, mutlaka cihaza sokulması gerekiyor." dedi.
"ÇEYREK ALTINDA SAHTECİLİK OLUYOR"
Gram altında sahte ürünle karşılaşmadığını belirten Özkök, çeyrek altında sahteciliğin daha yaygın olduğunu ve altını iyi bilen kişilerin sahte çeyrek altını ellerine aldıklarında fark edebileceğini ifade etti.