2026-2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), çalışma hayatında önemli değişimlerin habercisi oldu. Hürriyet'in aktardığına göre programda, “İş-yaşam dengesini sağlamak ve çalışan verimliliğini artırmak amacıyla çalışma günlerinin yeniden düzenlenmesi için pilot uygulama yapılacaktır” ifadesi yer aldı. Bu düzenleme, haftada 4 gün mesai modeline geçişin altyapısı olarak yorumlanıyor. Pilot uygulamanın olumlu sonuç vermesi durumunda, sistemin hem kamu hem de özel sektörde yaygınlaştırılması planlanıyor.
2026’da Pilot Uygulama Başlayacak
Çalışmanın 2026 yılına kadar tamamlanması öngörülüyor. İlk etapta belirli kurum ve kuruluşlarda denenecek sistem, olumlu sonuç vermesi halinde daha geniş bir alana yayılacak. Amaç; çalışanların iş ve özel yaşam dengesini koruması, verimliliğin artırılması ve motivasyonun yükseltilmesi.
Dünya Örnekleri ve Amaçlar
Bu uygulamanın temel hedefleri arasında çalışan motivasyonunu yükseltmek, iş ve özel yaşam arasında sağlıklı bir denge kurmak ve genel verimliliği artırmak yer alıyor. Özellikle Y ve Z kuşağının bu modele olumlu yaklaşması, iş gücü piyasasına yeni ve nitelikli çalışanların kazandırılması açısından da önemli bir fırsat olarak görülüyor.
Dünyada birçok ülke ve şirket benzer modelleri hayata geçiriyor ya da test aşamasında. Örneğin Polonya, 2025 yılı itibarıyla dört günlük çalışma sistemine geçmeyi planlarken; İzlanda, Belçika, İspanya, Japonya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde de çeşitli pilot uygulamalar gerçekleştirildi. İngiltere’de yapılan bir araştırma ise dört gün çalışma sisteminin, çalışan memnuniyetini artırdığı ve üretkenlikte herhangi bir düşüşe neden olmadığı sonucuna ulaştı.
Uzmanlara göre haftada dört gün mesai; iş-yaşam dengesine katkı sunmasının yanı sıra, çalışan bağlılığını artırıyor, trafik yoğunluğunu azaltıyor ve genel iş verimliliğini olumlu yönde etkiliyor.