1987-1992 yılları arasında çalıştığı dönemde 5 yıllık kıdem tazminatıyla ev alabildiğini söyleyen Munyar, bugün aynı koşullarda bunun mümkün olmadığını ifade etti.

Munyar, 44 yıllık ekonomi gazeteciliği tecrübesiyle kriz dönemlerini yakından gözlemlediğini, ancak krizler geçtikten sonra bile alım gücünün eski seviyesine hiçbir zaman dönmediğini vurguladı. O dönem Milliyet’te muhabir olarak çalışırken elde ettiği tazminatla ev aldığını belirten Munyar, şimdi benzer maaşla çalışan birinin aynı imkâna sahip olamayacağını belirtti.

Munyar’ın örneğine göre, 1987-1992 döneminde iki asgari ücret düzeyinde gelir elde eden bir çalışanın 5 yıllık tazminatıyla ev alınabiliyordu. 1992’de asgari ücretin 1 milyon 449 bin TL olduğu göz önüne alındığında, sıfır atıldıktan sonra tazminat yaklaşık 21 milyon 289 bin 930 TL olarak hesaplanıyor. Bu miktar o dönem bir evin büyük bölümünü karşılayabiliyordu. Aynı şartlarla yeni bir işe geçse bile maaşıyla taksit ödemeleri yapılabiliyordu.

Bugüne gelindiğinde, 2019-2024 arasında iki asgari ücretle çalışan bir çalışanın kıdem tazminatı yaklaşık 256 bin 131 TL ediyor. Bu miktar İstanbul’daki konut piyasasında doğrudan ev almak için yeterli olmuyor. Peşinat olarak kullanıldığında ise, krediyle ev almak isteyen bir çalışanın alabileceği konutların fiyatı ortalama 1 milyon 280 bin TL seviyesine çıkıyor. Ancak bu fiyat aralığında İstanbul’da sadece belirli ilçelerde sınırlı sayıda konut bulunuyor.

Bu fiyata ev almak için 1 milyon 24 bin TL kredi çekilmesi gerekiyor. 1 yıllık vade ile kredi taksitleri aylık 104 bin TL’yi buluyor. Beş yıllık vade ile bu taksit 38 bin TL civarına inse de, iki asgari ücretle çalışan birinin maaşından arta kalan 6 bin TL, geçim için yetersiz kalıyor. Böylece 5 yıllık tazminatla ev alma olanağının günümüzde neredeyse imkânsız hale geldiği görülüyor.

Kaynak: Ekonomim gazetesi