Bu durum, konut kredilerinin toplam tüketici kredileri içerisindeki payının tarihsel olarak en düşük seviyelere gerilemesine yol açtı. Ancak bu tabloya rağmen ipotekli satışlarda adet bazlı bir artış gözleniyor. Uzmanlar, bu artışı peşinatı bulunan kişilerin düşük miktarlarda kredi kullanarak ev sahibi olmasıyla açıklıyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verileri, konut kredisi stokunun yılbaşından itibaren yalnızca yüzde 8,54 oranında arttığını, yıllık bazda ise yüzde 24,91’lik bir büyüme yaşandığını ortaya koyuyor. Buna karşın, konut kredilerinin tüketici kredileri içindeki payı yalnızca yüzde 25 düzeyinde. Oysa bu oran, geçmişte yüzde 49 seviyelerini görmüştü. Türkiye İstatistik Kurumu’nun mart ayı verileri ise ipotekli konut satışlarının toplam konut satışları içindeki payının yüzde 16’nın üzerine çıktığını ve geçen yıla kıyasla yüzde 41 oranında arttığını gösteriyor. Bu durum, konut kredisi tutarları küçük kalsa da adet bazında hareketliliğin arttığına işaret ediyor.

Konut kredilerine ilişkin sınırlamalar özellikle 24 Ağustos 2023’te devreye girdi. Bu tarihten itibaren yatırım amaçlı alımları zorlaştıran düzenlemelerle krediye erişim kısıtlandı. Örneğin, ilk el konut alımlarında konut değeri 5 milyon liranın altında ise yüzde 80’e kadar kredi kullanılabiliyor. İkinci el konutlarda bu oran yalnızca 1 milyon liranın altındaki evler için yüzde 90’a kadar çıkabiliyor. 10 milyon lira ve üzerindeki ikinci el konutlara ise kredi verilmesi tamamen yasaklandı. Birden fazla evi olanların ise yeni bir ev için kullanabileceği kredi oranı en fazla yüzde 20 ile sınırlı. Bu oranlar, kredi hacminin büyümesini engelliyor.

Öte yandan faiz oranları da oldukça yüksek seyrediyor. Aylık yüzde 3’ü aşan oranlar, krediyle ev alma niyetinde olan birçok kişiyi zor durumda bırakıyor. Bazı bankalar yüzde 2,59 seviyesine kadar düşen kampanyalar yapsa da bu oranlar dahi kredi kullanımını ciddi ölçüde frenliyor.

TSKB Gayrimenkul Değerleme Müdürü Makbule Yönel Maya, konut kredisi kullanımındaki sınırlı artışın temelinde, geçen yılki seçimlerin ardından değişen ekonomi politikaları ve sonrasında getirilen kredi sınırlamalarının yattığını belirtiyor. Özellikle eski evini satıp daha güvenli bir eve geçmek isteyenlerin düşük miktarda kredi kullanarak ipotekli satış istatistiklerini yükselttiğini vurguluyor. Maya’ya göre faiz indirimleriyle birlikte yılın başında kredi kullanımında küçük bir hareketlilik gözlendi ancak bu artış kredi miktarına yansımadı.

Aynı zamanda Eva Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı da benzer bir görüş paylaşıyor. Mart ayında, son 20 ayın en yüksek konut satış verisi kaydedilse de ipotekli satışların toplam içindeki payı halen düşük seviyelerde. Yazıcı, kredi kullanımının sınırlı kalmaya devam edeceğini, yüksek faiz ortamında krediyle ev alımının yaygınlaşmasının kısa vadede mümkün görünmediğini ifade ediyor.

Bu durumun önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor. Yani krediyle konut alma eğilimi düşük seviyelerde seyretmeye devam ederken, elindeki birikimiyle düşük kredi çekenlerin oluşturduğu hareketlilik ipotekli satışlarda adetsel artışa neden olmaya devam edecek.

Kaynak: Ekonomim gazetesi