Köşe yazısında, türbelerin sadece Fatiha okunup geçilecek yerler olmadığını, aynı zamanda mimari birer sanat eseri ve ibadet yeri olduğunu söyleyen yazar, birçok türbenin kıbleye dönük mihraba sahip olduğunu ve içlerinde namaz kılındığını hatırlattı.
(Söğüt’te Ertuğrul Gazi Türbesi halı kaplı)
Halı kaplı zeminlerde diz çöküp Kur’an okumanın ve dua etmenin geçmişten bugüne uzanan bir gelenek olduğuna değinen yazar, bu uygulamanın Konya’daki Mevlana Türbesi, İstanbul’daki Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi, Bayburt’taki Abdulvehhab Gazi ve Bitlis’teki Feyzullah Ensarî türbeleri gibi yerlerde hala devam ettiğini, hatta İstanbul’da Fatih Sultan Mehmed ve Yavuz Sultan Selim’in türbelerinde bu manevi atmosferin bugün bile hissedilebildiğini ifade etti.
(Osman Gazi’nin Bursa’daki türbesi)
Ancak Bursa’da durumun farklı olduğunu belirten yazar, Osman Gazi, Orhan Gazi ve II. Murad gibi padişahların türbelerine ziyaretçilerin ayakkabılarıyla girdiğini ve içeride halı olmadığını ifade etti. Bu durumun yaman bir çelişki olduğunu ifade eden yazar, İstanbul’daki türbelerde herkesin ayakkabısını çıkararak saygıyla içeri girdiğini, fakat Osmanlı’nın doğduğu şehir olan Bursa’da bu geleneğin terk edilmesini anlamanın mümkün olmadığını dile getirdi.
(Fatih’in babası Sultan II. Murad’ın Bursa Muradiye’deki türbesinin zemini çıplak)
Yazar, geçmişte bu konuya defalarca dikkat çektiğini, 2015 yılında Osmangazi Belediyesi’nin bazı türbelere halı serdiğini ancak dönemin Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bu uygulamaya karşı çıktığını iddia etti. 2022 yılında ise tüm padişah türbelerine halı döşendiğini ancak kısa bir süre sonra halıların tekrar kaldırıldığını söyleyerek, bu durum karşısında hayal kırıklığına uğradığını anlattı.
(Fatih Sultan Mehmed türbesinin içi turkuaz yeşili halı kaplı)
Bu değişimin arkasında kimlerin olduğunu araştırdığını söyleyen yazar, tur rehberlerinin bu uygulamadan rahatsız olduklarını ve “turist ayakkabı çıkarmak istemiyor” diyerek bu duruma karşı çıktıklarını öğrendiğini belirtti. Asıl amaçlarının turları kısa sürede tamamlayıp İstanbul’a dönmek olduğunu öne süren yazar, bu gerekçeyi kabul edilemez bulduğunu ifade etti. Yazar, Aynı turistlerin İstanbul’daki türbelerde ayakkabılarını çıkardığını hatırlatarak, “Bursa'dakilerde mi çıkarmak zor geliyor?” diye sordu.
Yazar, yazının devamında tur rehberlerini eleştirirken bu yaklaşımı “halı düşmanlığı” ve “ecdada hakaret” olarak nitelendirdi. Bursa Valisi Erol Ayyıldız’a da çağrıda bulunan yazar bu yanlışa son verilmesini ve bir daha tekrarlanmayacak şekilde düzeltilmesini talep etti.
Son olarak, Sultan Murad-ı Hüdavendigar’ın Kosova’daki türbesinde halı bulunduğunu ama Bursa’daki türbesinde halı olmadığını belirten yazar, yakın zamanda Yıldırım Bayezid’in restore edilen türbesine halı serildiğini ve bunun diğer türbeler için de uygulanmasını umut ettiğini ifade etti.