CHP İnegöl İlçe Başkanı Zemci Şahin, ”Tüm bu iddialar kamuoyunun gözleri önünde yaşanırken, savcıların resen harekete geçmesini beklemek en doğal hakkımızdır. Ne yazık ki söz konusu Cumhuriyet Halk Partisi olduğunda; kimi zaman bir cümle, hatta bir söz dahi soruşturma konusu yapılabilirken, 650 milyon TL gibi devasa bir rantın döndüğü iddia edilen bir dosyada sessizlik kabul edilebilir değildir. Bizler, hukukun kişiye ve partiye göre değil, suça ve iddiaya göre işlemesini savunuyoruz. Eğer ortada böylesine büyük bir iddia varsa, bunun karşılığı suskunluk değil, şeffaflık ve açıklık olmalıdır. Savcıların görevi; kamu vicdanını yaralayan bu tür iddialar karşısında beklemek değil, harekete geçmektir. Bizler de bu nedenle sürecin aydınlatılması için gerekli dilekçelerimizi sunacağımızı ve konunun takipçisi olacağımızı açıkça ifade ediyoruz. İnegöl halkı, bu iddialarla ilgili net, belgeli ve vicdanları ferahlatan bir açıklamayı hak etmektedir. Hukuk, güçlülerin değil; adaletin yanında durduğunda anlamlıdır.” dedi.
CHP İnegöl İlçe Başkan Yardımcı Av. Levent Cirit, "Aslında işin birden fazla boyutu var. Birinci boyutu tarla vasfında olan bir yer burası ve sadece hizmet amaçlı olarak encümenleri karar çıkıyor ve değerinin çok çok altında belki dörtte biri, beşte biri fiyatına kasaplar kooperatifine devri yapılıyor. Sonra kasaplar kooperatifinin o dönemki yöneticilerinin bir kısmı kendilerinin de ortak olduğu bir şirket kuruyor. Aynı yeri 250.000 liraya, kooperatifin o günkü değeri 1 milyon olan bir yeri 250.000 TL gibi çok küçük bir fiyata kooperatiften kurdukları şirkete satıyorlar. Şimdi burada sorun başlıyor. Niye hiçbir kooperatif yönetimi kendisinin taraf olduğu bir işlemi kooperatif adına yapamaz. Yani hem satıcı hem alıcı olamaz. Kendisinin veya ortağı olduğu bir şirketin menfaati varsa orada işlem yapamaz. Kooperatif yönetimi ilk usulsüzlüğü burada yapıyor ama denetim kurulu da maalesef görevini yerine getirmemiş denetlemiş. Akabinde burada imar değişikliğine gidiyor belediye. İmar kanunu gereği en az %40 değer artış payı kesmesi lazım, kesmiyor. Bölümü 30 dönüm olarak imara açıyor. Orada ayrı bir rant sağlanıyor. İmar açılmasıyla beraber sanayi bölgesi ilan edildiği için tarla vasfındaki yer bir de sanayi bölgesine dönüşmesiyle rant elde ediliyor. Şimdi bunu yapan belediye. Görevlileri kimse görevi kötüye kullanma suçu ya da görevi ihmal suçunu bir kere muhakkak işledi. Bu işler hiç araştırılmamış. Kooperatifi yetkilileri dediğim gibi bu konuda kooperatifler kanununa aykırı işlemler yapmış, onların yasal mevzuat, geriye sorumlulukları var. Açık açık da kooperatifin ve belediyenin dolayısıyla kamunun da zarara uğraması söz konusu. Bu konuda da maalesef 2016'da suç duyurusunda bulunulmuş ama 2019 yılında savcılık makamı delil yetersizliğinden takipsizlik kararı vermiş. Çok üzülerek söylüyorum aslında bütün deliller resmi belge, tapu kayıtları, banka kayıtları, encümen kararları gibi belgeler. Takipsizlik kararı vermiş. Kooperatifi yönetimi 2023 yılında değiştiği için yeni yönetim şimdi o dosyayı yeniden canlandırma çabasında. Kanaatimiz başta eski yöneticiler olmak üzere belediyede bu işe karışanlar hem tarla vasfında yeri usulsüz olarak imara açan büyük ihtimal gerekli izinler de alınmadı. Bunlarla ilgili bunların hepsinin hukuki ve cezai sorumluluğu olduğu kanaatindeyim" dedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal” Aslında bir AKP klasiği görüyoruz gerçekten. Kupon arazi diyoruz ya kupon arazi tam da tarif ediyor bunu. Bildiğimiz bu, ortaya çıkan bu. Belki çıkmasa bu da gidecekti ama bilmediğimiz daha ne var gerçekten onu da bilmiyoruz. Yukarıdan aşağı keyfiyet olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Bir tarım alanı. Ki toprak koruma ve kullanma kanunu var. 1 / 100 binlik, 1 / 5 binlik, 1 / 25 binlik planlar var. Mutlak tarım alanı olarak görünen bir bölge. Burada böyle bir şeye izin veriliyor. İlk anda şöyle düşünüyorum, bir ziraatçı olarak İnegöl’ün bir mezbahaya ihtiyacı var. Yani 300 binin üzerinde nüfusu olan bir bölge. Her tarafı köylerle, mahallelerle çevrili. Tarımsal üretim inanılmaz yüksek ve burada böyle bir yerde mezbahane gerçekten ihtiyaç var. Kasaplar kooperatifinin oluşturduğu kooperatif makul geliyor, mantıklı geliyor, böyle bir yer verilmesi anlamlı geliyor. Ama hangi koşullarda, izinlerin alınıp alınmadığını bilmiyoruz ama arkasından gelen bir zincir bize başka bir şey ifade ediyor. O zincir kooperatifin nasıl kullanıldığını, kooperatifi kurarak belediyeden yeri alanların aslında nasıl bir sürece doğru evrildiklerini, yönetim değişmezse yeni gelen yönetim bunu ortaya çıkarmasa ortada bambaşka olayın açığa kavuşacağını, kamuyu zarara uğratan bir soygun, o soygundan büyük bir menfaat elden eden birilerini görüyoruz. Çok açık ama burada kamuyu, yani kooperatifi 250 bin liraya veren müdürlüklerden alınan izinlerden hiçbirini bilmiyoruz ki birinci soru bu. İkinci soru, kooperatife verildiyse hemen arkasından 2-3 ay içerisinde yeni kurulan bir şirket, bu şirketin de üyelerinin kooperatif üyesi olması ve 30 dönümün bütününde böyle bir inşaata girişmeleri. Daha sonra 2 partlı bir kredi almışlar Avrupa fonundan. Diğer banka kredilerinden yararlanma süreci ve günün sonunda kocaman bir 650 milyon TL parayla buranın satışa çıkarılması. Yani hani konuşulacak bir şey gibi gelmiyor insana, mantıklı hiçbir şey gelmiyor. Arada davalar var. Bir kupon arazisine dönüşmüş bir durum. Şimdi nereden bakarsak bakalım bir imar kanunu çiğnemiş mi, çiğnenmiş. Toprak koruma ve arazi kullanım kanunu çiğnenmiş mi, çiğnenmiş. Eğer ortaya çıkıp şeffaf bir şekilde bu izinlerin alındığını ortaya koymuyorsanız, şeffaf bir şekilde ortaya dökmüyorsanız burada da bir kötü niyetin olduğunu açıkça söyleyebiliriz.
3 yıl içerisinde bir mezbahane inşaatının başlayacağı görülmüş, başlandığı düşünülüyor ama kooperatiften şirkete geçiş, şirket bunun üzerinde bir çalışma yapıyor. Hepimizin canını acıtan, hepimizi ciddi anlamda rahatsız eden bir durumu ortaya çıkarmış durumda. O yüzden üst üste sorular sorduk, sormaya devam edeceğiz elbet. Bir, hangi gerekçelerle burası bu şekilde bir yapıya sunuldu? İki, hangi gerekçelerle burası şirkete havale edildi? Üç, hangi gerekçeyle de burası sanayi alanına dönüştürüldü? Dört, hangi gerekçelerle sanayi alanına dönüştürüldü? Bu arazi bina kooperatifi olarak değil, maalesef bu şirketin ortaklarının büyük bir zenginleşme aracı olarak kullanıldı. Ciddi bir kamu kaynağı zararı var. Ciddi bir sebepsiz zenginleşme var. Elbette başta belediye yetkilileri olmak üzere hukukçuları, özellikle savcıyı, hakimi göreve çağırıyoruz. Bunun sorgulanmasını istiyoruz. Niyetimiz İnegöl’e mezbahane yapılmaması değil, mezbahane gerekçe gösterip, kooperatifi araca dönüştürüp zenginleşen insanların elbette hesabını sormak için buradayız. Elbette bunun doğru olmadığını bir kez daha söylemek isteriz. İnegöl’ü soyuyorlar. İnegöl’de kamu kaynakları birilerinin zenginleşmesi için peşkeş çekiliyor. İnegöl’ün arazileri kupon arazi olarak bir grup kişiye servis ediliyor. Bunun arkasında ne v kim var ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz." dedi.





