Katılımcılarla Nazım Hikmet Kültürevi Balaban Salonu’nda bir araya gelen Arabacı, İngiliz belgelerine dayalı araştırmalarla 1850’li yıllarda Bursa, İstanbul, İzmir, Selanik ve Manastır’daki işçilerin sosyal ve ekonomik koşullarını değerlendirdi.

I M G 20250509 W A0089

Osmanlı işçisinin gündelik hayatını “İngilizlerin gözünden” yorumlayan Arabacı, Bursa’nın o dönemde sanayileşmeye yeni adım atan orta ölçekli bir ticaret merkezi olduğunu ifade etti. Ağır işlerde çalışanların daha yüksek kazanç elde ettiğini belirten Arabacı, geleneksel el zanaatlarında ise ücretlerin düşüklüğüne dikkat çekti.

Bursa’daki ipek fabrikalarında kadınların yoğun olarak çalıştığını, ancak erkek işçilere göre çok daha düşük ücret aldıklarını vurgulayan Arabacı, kadın işçilerin günlük yalnızca 3 kuruş kazandığını, erkeklerin ise yaklaşık 22 kuruş aldığını söyledi. Aynı dönemde birçok çocuğun da düşük ücretle çırak olarak çalıştığını belirtti.

Çalışma koşullarına değinen Arabacı, mesai süresinin mevsimlere göre değiştiğini, yazın 12 saate varan iş günlerinde, kışın bu sürenin 8 saate düştüğünü belirtti. Zanaatkârların daha esnek koşullarda çalışabildiğini ancak fabrika çalışanı kadınlar için uzun süre kapalı alanda çalışmanın ciddi sağlık sorunlarına neden olduğunu, D vitamini eksikliği gibi problemler yaşandığını ve bu durumun zaman zaman ölümlerle sonuçlandığını anlattı.

İstanbul ile Bursa işçilerini kıyaslayan Arabacı, Bursa’da en düşük ücretin İstanbul’a göre daha yüksek olduğunu, ancak nitelikli iş gücünün İstanbul’da daha fazla talep gördüğünü, dolayısıyla yüksek kazançların da bu kentte yoğunlaştığını söyledi. Program, Arabacı’nın dinleyici sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.

Kaynak: Bülten