Türkiye'nin Giresun ilinde ortaya çıkan ve tıp dünyasında "Auto-Brewery Sendromu" olarak adlandırılan bu ilginç hastalık, "içmeden sarhoş olmak" deyimini tam anlamıyla yaşayan bir hasta ile gündeme geldi. Karbonhidrat ve şekerli gıdaların tüketilmesi sonucu vücutta alkol üretimine neden olan bu nadir rahatsızlık, Türkiye'de ilk defa Giresun'da teşhis edildi.

Verda Güniz Atış Azrak (58) adlı hasta, belirtilerin üç yıl önce başladığını ve bu süre zarfında yaşadığı tuhaf deneyimleri şu sözlerle anlattı: "Ben, içmeden sarhoş olmanın ne demek olduğunu fark etmiyordum. Ancak çevremdeki insanlar, tuhaf davranışlarıma tanıklık ediyordu. Şaşkınlıkla kendime bakıyorsunuz; yüzünüzde çarpık ifadeler, kafanızda yaralanmalar ve hatta dikişler oluyor, ancak bunların nasıl meydana geldiğini hatırlamıyorsunuz."

LLL-1

Bu olağanüstü sendrom, vücudun alkol üretmesine sebep olan bağırsak mikroorganizmalarındaki bir dengesizlikten kaynaklanıyor. Verda Güniz Atış Azrak gibi hastalar, alkol tüketmemelerine rağmen yedikleri şekerli yiyeceklerin ardından sarhoş gibi davranıyorlar. Ancak Giresun'da yapılan tedavi sayesinde Verda Güniz Atış Azrak, sağlığına kavuşarak yeni bir hayata başlama şansını yakaladı.

Doç. Dr. Emel Uzunoğlu, Türkiye'de ilk kez Giresun'da tespit edilen ve tıp literatüründe "Auto-Brewery Sendromu" olarak bilinen rahatsızlık hakkında bilgi verdi. Uzunoğlu, bu hastalığın herhangi bir yerde görülebileceğini ancak yaygın olarak tanınmadığı için teşhis konulamadığını vurguladı.

Hastaların aldıkları karbonhidrat ve şekerli gıdaların ardından vücutlarında alkol seviyelerinin arttığını belirten Uzunoğlu, "Auto-Brewery Sendromu, yani vücudun kendi kendine alkol üretmesi. Bu hastalar, hiç alkol tüketmemelerine rağmen yemekten kısa bir süre sonra kanlarındaki alkol seviyeleri anormal derecede yükselir. Bunun sorumlusu ise bağırsaklarında bulunan mikroorganizmalar. Bu hastalık dünya genelinde çok yaygın bilinmezken, ülkemizdeki ilk vakamızı gözlemledik. Bu nedenle hastalığın az konuşulduğunu düşünüyoruz. Ancak hastalığın farkındalığı arttıkça daha fazla vaka teşhis edilebilir. Neyse ki bu rahatsızlık tedavi edilebilir, en azından kontrol altına alınabilir. Özellikle diyabet hastaları, bilinçsiz antibiyotik kullanımı ve bağırsak ameliyatları sonrasında bu hastalık ortaya çıkabilir. Bu durum, bağırsak mikroorganizmalarının dengesinin bozulmasıyla ilişkilidir. Bu denge yeniden sağlandığında, hastaların atakları daha seyrek hale gelebilir ve kontrol altına alınabilir" dedi.

Doç. Dr. Emel Uzunoğlu ayrıca, Türkiye'deki ilk vakaya uygulanan tedavi yöntemlerinin başarılı olduğunu da belirtti. Hastanın şekerli yiyecekler tüketmesinin belirtilerini tetiklediğini söyleyerek, "Mikroorganizmalar şekerleri alır ve bunları maya ve alkole dönüştürür. Ayrıca baharatların da atağı bazen tetiklediğini gördük. Hastamıza antibiyotik kullanmadan probiyotikler, beslenme düzenlemeleri, bazı yardımcı ilaçlar ve alkolü veya ara molekülleri vücuttan uzaklaştıran ilaçlar gibi yöntemlerle atakları kontrol altına aldık. Şimdi hastamız evine dönüyor, ancak tedaviye devam edeceğiz" dedi.

Muhabir: Berfe KURT