Toplantının ana başlıklarından biri, İsrail’in İran’a yönelik gerçekleştirdiği saldırılar oldu. Çelik, İsrail’in bu saldırılarla Birleşmiş Milletler şartını ihlal ettiğini belirtti. Aynı zamanda müzakereler devam ederken İsrail’in saldırı düzenlemesinin, doğrudan diplomasi masasına yapılmış bir saldırı anlamı taşıdığını dile getirdi. Nükleer riskten çok Hürmüz Boğazı çevresindeki gelişmelerin konuşulmaya başlandığını ifade etti. Türkiye’nin bölgedeki tüm tehditlere karşı gerekli önlemleri aldığını vurguladı.

Çelik, İsrail’in sivil altyapılara ve sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdiğini belirtti. Dini liderin hedef alınmasını “vahşette son nokta” olarak niteledi. İran’ın nükleer anlaşmalara taraf bir ülke olduğunu hatırlatan Çelik, İsrail’in ise nükleer silaha sahip olmasına rağmen bu tür anlaşmalara taraf olmadığını belirtti. Türkiye’nin, İran’ın güvenliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünü desteklediğinin altını çizdi.

ABD’nin bölgedeki saldırılarının ardından, daha geniş çaplı çatışmaların ortaya çıkma riskine dikkat çeken Çelik, Türkiye’nin bölgedeki mezhebi ya da dini fark etmeksizin halklar arasında ayrımcılığa yol açacak girişimlere karşı olduğunu söyledi.

Terörle mücadeleye dair açıklamalarda da bulunan Çelik, “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda yürütülen sürece değindi. Bu çerçevede silah bırakmanın sahada doğrulama mekanizmalarıyla takip edilmesinin önemine işaret etti.

İç siyasete ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çelik, CHP içindeki bazı iddialara değinerek, İstanbul’da yürüyen yolsuzluk soruşturmasının CHP’liler tarafından gündeme getirildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürüttüğü diplomasinin dünya genelinde takdir edildiğini ancak CHP yönetiminin bunu takdir etmediğini ifade etti.

Kaynak: Türkiye Gazetesi