Bursa’da düzenlenen önemli bir toplantıda, CHP’li belediye başkanları kamuoyunu bilgilendirmek üzere bir araya geldi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş ve beraberindeki ilçe belediye başkanları, kentin sorunlarını değerlendirdikleri bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem, Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan ile CHP Bursa milletvekilleri Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal da katıldı.
Toplantıda dikkat çeken konuşmalardan birini Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren yaptı. Deviren, ilçesinin sahip olduğu potansiyele rağmen gelişim anlamında hak ettiği noktada olmadığını vurguladı. Açıklamalarıyla hem yerel yönetim anlayışına hem de kentin temel sorunlarına değinen Deviren, şu ifadeleri kullandı:
“Özellikle sofralık ürünler anlamında iddialı bir ilçeyiz. Otuz beş buçuk kilometrelik sahil şeridimizle adeta cennetten bir köşe sunuyoruz. Gemlik’in yüzölçümü 93 kilometrekare. En uzak noktası 38 kilometre mesafede yer alıyor. Coğrafi olarak oldukça engebeli bir yapıya sahip. Köy sayımız az olsa da toplamda 22 köyümüz var ve ulaşım bu bölgelerde ciddi zorluklar içeriyor. Karadeniz’i andıran bir coğrafyamız var.
Dün Şükriye Köyü’ndeydik. Tamamen Laz nüfusunun yaşadığı bir köy. 1800’lü yıllarda gelmişler ve kültürlerini hâlâ yaşatıyor olmaları son derece kıymetli. Aslında baktığınızda ilçemiz, Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlarla, Balkanlar’dan, Batum’dan gelen soydaşlarımızla birlikte kültürel olarak zenginleşmiş bir yer. Ekonomik anlamda da güçlü bir ilçe. Türkiye’nin üçte birine denk gelen ekonomik değerlerin döndüğü bir yer burası. Fakat sonuçlara baktığımızda, maalesef bu potansiyele rağmen ilçemizde gelişme göremiyoruz.
Gemlik, bu kadar imkana rağmen hâlâ çok geride. Deniz Başkan’a da söyledim; biraz moral versin istiyorum: Biz bundan yirmi yıl önce Mudanya’nın on yıl ilerisindeydik, ama bugün Mudanya bizden yirmi yıl ileride. Bu, çok acı bir tablo.
Ben 50 yıldır Gemlik’te yaşıyorum ve bu sürede ilçenin gelişememesini hâlâ anlayabilmiş değilim. Fakat siyasetin içine girdiğinizde şunu görüyorsunuz: İnsanlar bir şeyi değiştirmeye çalışıyor ama hep aynı şeyi yapıyorlar. Aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar beklemek mümkün değil.
Bugün bizim yeni şeyler söylememiz gerekiyor. Mevlana’nın dediği gibi: ‘Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.’ Siyasette de, duruşlarımızda da artık yenilenmemiz gerekiyor. Z kuşağını anlamakta zorlandığımızı sanıyoruz ama aslında değişmekten korkan biziz. Statükoya sarılıyoruz, konfor alanımızı terk etmek istemiyoruz. Bu yüzden farklı olanı dışlıyoruz.
Ülkemizdeki en temel sorunlardan biri de bu ‘sen-ben’ meselesidir. Bu anlayış Türkiye’nin tüm damarlarına işlemiş durumda. Bugünkü siyasi atmosferin temelinde de bu ayrışma var. Milletimizin artık uyanması gerekiyor. Eğer haklıya ‘haklı’, haksıza da ‘haksız’ diyebiliyorsak, işte o zaman bir şeyleri başarmaya başlayacağız demektir.
Gemlik’in beş temel sorunu var. Bunların başında deprem riski geliyor. Hepimiz 1999 Marmara Depremi’ni hatırlıyoruz. O dönemde yaşanan acı tablolar hâlâ hafızalarımızda. En çok hatırlanan sahnelerden biri, enkaz altında hayatını kaybeden bir kız çocuğunun elini günlerce bırakmayan bir babanın görüntüsüydü.
Gemlik ciddi bir deprem riskiyle karşı karşıya. Son haftalarda yaşanan art arda depremlerle yeniden bir uyanış yaşadık. Ne yazık ki bizde her zaman bir şeyler olduktan sonra harekete geçme anlayışı var. Bu anlayışı artık geride bırakmamız gerekiyor. Önleyici tedbirleri önceden almalıyız.
Bugün Gemlik’te yaklaşık 20 bin yapı bulunuyor. Bağımsız birim sayısı ise yüz binin üzerinde. Bunların %48’inin yıkılabileceği ihtimali, yapay zeka simülasyonlarında bile çok acı sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle göreve geldiğimiz günden beri bu konuda çalışmalar başlattık. Tüm siyasi partilerin ilçe ve il başkanlarını defalarca ziyaret ederek konu hakkında bilgilendirdik. Bu konuda siyaset üstü bir birlikteliğe ihtiyaç olduğunu ifade ettik. Sağ olsunlar, bu çağrımız karşılık buldu. Başta il başkanımıza ve ilçe başkanlarımıza teşekkür ediyorum.
Biz yerel yöneticiler olarak hiç kimseyi ötekileştirmemeliyiz. Geldiğimiz günden bu yana görevlendirmelerde kimsenin siyasi görüşüne bakmadık. Liyakat ve yetkinlik esastır. İhtiyaç duyulan pozisyona uygun beceriye sahip insanlar arasından seçim yaptık. Bursa Büyükşehir Belediyemizin de aynı anlayışla hareket ettiğini biliyoruz.
İkinci büyük sorun, bağımlılık. Bu, sadece Gemlik’in değil, Türkiye’nin sorunu. Bu konuda da çok ciddi bir toplumsal iş birliğine ihtiyacımız var. Bu bağlamda “Yetenek Sizden, Destek Bizden” projesini geçtiğimiz yıl başlattık. Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Kaymakamlığımızla birlikte imzalanan protokolle 2.000 öğrencimiz projeye dahil oldu. Sekiz farklı branşta yapılan çalışmalar, öğrencilerin sosyal hayata katılımını artırdı.
Projeyi daha da genişletmek istedik ama ekonomik koşullar maalesef sınır koydu. Yine de kararlılıkla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Biz geldiğimiz günden bu yana kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden, gerçek bir halkçı ve sosyal belediyecilik anlayışıyla sahada olmaya çalışıyoruz. Bu anlayışımızı görev süremiz boyunca inatla ve kararlılıkla sürdüreceğiz.
Basına da bu noktada büyük görev düşüyor. Lütfen sahaya gelin, bizimle birlikte görün. Eleştiriniz varsa da başımızın üstünde yeri var. Biz bundan ders çıkarır ve kendimizi geliştiririz. Önemli olan samimi olmak ve birlikte çözüm aramak. Eğer bunu başarabilirsek, hem Gemlik’i hem Türkiye’yi daha iyi bir geleceğe taşıyabiliriz.”

Muhabir: ŞERİFE ÖZ