Pankreas hastası oğlu için Silopi'den Edirne'ye gitmek üzere yola çıkan Ahmet Sönmezer, İnegöl'de mola verdi.
Habur Kapısında 5. eylemini başlattığını ifade eden Sönmezer, taktığı şapka yüzünden tepkiler aldığını söyledi. Sönmezer, "Bu oğlum için verdiğim mücadelede 5. eylemim. 5. eylemimi Habur Sınır Kapısı’ndan başlattım. Şapkamı da bastırdım.  Bunu da bilinçli olarak takıyorum. Çanakkale 57. alay yazdı.
Seyit Onbaşı var, ondan sonra diğer tarafta Çanakkale abidesi var. Bunun amacı bu ülke, coğrafya masası üzerinde haritası çizilmemiştir. Şehitlerimizin kanıyla çizilmiştir. Bu vatanımız bu şekil kurulmuştur. Bunu güneydoğuda özellikle vatanı bölmek isteyen PKK'lara karşı yaptım. Sordular, çok sordular bunu niye takıyorsun? 3. eylemimde Milliyetçi Hareket Partisi sahip çıktığı için Sağlık Bakanlığı ile konuşarak bu kararı aldım. 2015’te   2. eylemimde bana  yardımcı oldular. CHP'liyim ancak şapkamda 3 hilal var. 3 hilalin takmanın nedeni MHP Genel Merkezi’ne teşekkür mahiyetinde. Bu bile orada 3 hilali görenler için bir korku yarattı. Sevmeyen rengini belli ediyor."
şeklinde konuştu.

Yaptığı yürüyüşlerin  ardından İnegöl'de mola veren Ahmet Sönmezer taktığı şapka yüzünden tehditler aldığını ve terörist muamelesi gördüğünü ifade ederek,

"Hala bu ülkede yani gittiğim yerler bazı illerin istasyonlarında Güneydoğu var. Bazıları rengini belli ediyorlar. 3 hilal olmasa farklı olurdu. Bu konuda tehditler alıyorum.  Benim en çok zoruma giden çakarlı bir milletvekilinin ihbar etmesi oldu.  Bunun üzerine ceza yedim. Bana terörist muamelesi yaptılar. Normalde yürüyüşlerde genel şube ilgilenir ama bu sefer terörle mücadele geldi. O çok zoruma gitti. Gelen polislerin de bir suçu yoktu. Müdürlerin suçu.  Ondan sonra tehditler başladı. . Gece yolda eylemde iken üzerime geldiler. Bir de ben ters yönden gidiyordum. Gelen aracı görmeme rağmen eğer ben dedim, normal yönde gitsem arkadan ezip giderler kesinlikle. Aksaray'ın ilinde içinden geçtiğim için Aksaray’da başvurduğum vali yardımcısıyla konuştuk, hukuk müdürüne gönderdi. Hukuk Müdürlüğü’ nde koruma talebinde yeni bir dilekçe yazdık. Cezayı kim yazdıysa ona verilecek.  Bazı polisler ve askerler bazıları. Verdiğim dilekçeyi siz kaşe basıyorsunuz, veriyorsunuz ya dedi. Onu geçersiz sayıyorlar. 9 11 sayılı kanun diyorlar. Ben Hukuk müdürüyüm dedi. Birçok hukuk müdürler de kendi adına Diyarbakır müdürünü aradı. Eylem yapmıştı, orayı da aradı, konuştu. Bunlar dedi. 7 kişi ve üstü olduğu için dilekçe veriyor izin belgesi veriliyor. Senin  gittiğin il güzergahların yazılı olduğu için dedi. Seni burada korumak zorundalar dedi. Senin izin veren budur aksini iddia eden varsa hangi maddeye yapıyorsa ben de ona göre düzenledim. Var şu anda koruyorlar. Orada yazdığı dilekçeyle beraber her şehirde bir başka korumayla yürüyorsun. Korunuyorum. Valla benim için büyük bir risktir. Yoksa diğer arabanın akışı gelen yolunu takip etmek zorunda kalacaktım. Oğlumun tedavisi için yürüyorum, amacıma ulaşana kadar yürüyeceğim. Ben başka bir şey istemiyorum. Her şey oğlum için.. Oğlumun ilgisizlikten dolayı kötüleşmesi, akabinde tarafı olduğum partinin desteğini görememek. Diğer partilerin bana çok babacan davranmaları. Ve o benim onlara sempatimi belli etmemden ötürü bu sefer.  Milliyetçi Hareket Partisi ve Ak partiye oy vermiş bir insan değildik. Ama benim çocuğuma adım atarlarsa atarım." dedi.

"Geçen seçimde de bu seçimde de ailece oyumuzu verdik.  Yani şimdi Adana'da belediye kimse direkt veriyorsunuz, seçimlerde de verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Türkiye işin içinde insanın canı ciğeri var, evladım var. Ben şunu açık söyledim. Beni tanıyan, bilen bilir, ben kimseden korkmam. Çekinmem sözünü esirgemeden konuşurum. Ama bu son yaşadıklarım tamamen Chp’li olmam. Yaptıkları jeste karşılık mimik jest yapma beni buralara götürdü. Buralara itti yani.  Dönüşümde genel merkezine gittiğimde basın açıklamasını çekin. Teşekkür ederim."

Kaynak: İBRAHİM USLU